Kendi gölgesiyle kavga eden insanlara en güzel örnek Survivour Duygu. Rahat batıyor, iki dakika gülmek, eğlenmek, sohbet etmekten sıkılıyor.
İlla birilerine çatacak. İlk başlarda bunu özellikle yaptığını düşünüyordum. Yarışmadaki stratejisi buydu. Kavga ederek ön plana çıkmak. Önce Bozok'u seçti kendine hedef olarak. Baktı ki diğerleri genç, uslu çocuklar, Bozok onlardan büyük, takımın ağabeyi, lideri olabilir. Onunla takışmaya başladı.
Stratejisi işe yaradı. Çünkü millet olarak sessiz, sakin, iyi huylu, yardımsever insanları değil, olay çıkaran, kavgacı, gürültücü, agresif, sivri insanları seviyoruz.
Herkes nefret ettiğini söylemesine rağmen, dizilerin en beğenilen karakterleri de 'kötü'ler değil mi zaten. Çıkarın kötüleri, kimse seyretmez dizileri. Kötü insanı Ceyar ile sevmeye başladık. Hem acayip sinirleniyorduk adama hem de acaba bu sefer ne yapacak diye merak içinde oturup seyrediyorduk hainliklerini. Ve her seferinde şapka çıkarıyorduk yaptıklarına...
DUYGUSUZ DUYGU
Sonra kimler geldi kimler geçti? En çok akılda kalanlar Ferhunde, Mukaddes, Seher... Bu tür insanların en belirgin özellikleri, güya, dürüstlük ve doğruluktan yana gözükmeleri. "Ben doğruları söylüyorum, bu yüzden beni sevmiyorsunuz!" en baş cümleleri.
Duygu da öyle. Kadın olmanın avantajını da kullanarak mağduru oynuyor. İlkeli davrandığını söylüyor. Gurur yapıyor. Kavga ettiği kişinin tuttuğu balığı yemiyor mesela. Kendi başına yaşıyor. Evini kendisi yaptı, yemeğini tek başına yiyor. Bunlar güzel şeyler. Bir kadın olarak kendi başının çaresine bakmasını bilmesi, kadınım diye biblo gibi oturmaması çok hoş. Amazon kadınlara benziyor. Ama tek başına değil ki. Ekip olarak yarışıyorlar. Takım ruhunu benimsemesi, sadece kendisi için değil, takıma göre de davranması gerekiyor. Birbirleriyle dayanışma içinde olmaları lazım. Kavga etmeleri, birbirlerine rakip olmaları gerekmiyor. Rakipleri karşı takımda, onlarla mücadele etmeleri için huzurlu olmaları lazım.
TERMİNATÖR DUYGU
Duygu ise ilk günden beri bütün takımın ayarını bozdu. Enerjilerini yok etti, dengelerini sarstı. Neye uğradığını şaşırdı Gönüllüler ekibi. Nereye düştük dediler? Murat ve Hilmi Cem'in son oylamada belirttiği gibi 'Mücadele etmeye' gelmişlerdi, kavga etmeye değil.
Öyle ki üç hafta boyunca hiçbir oyun kazanamamalarına, teker teker elenmelerine sebep oldu. Aslında ilk haftadan gitmesi gerekirdi ama dedim ya millet olarak sessiz, sakin olanları değil, kavgacı tipleri severiz. Millet de Survivour'ı "Bakalım Duygu bu hafta ne yapacak?" diye seyreder olunca, SMS oylamasından hep o galip çıktı. Yani kurunun yanında yaşlar yandı ve kural gereği iki isim oylamaya çıkacağı için Duygu'nun ismini söylediği kişiler mecburen oylamaya katılıp elendi.
Duygu da zafer kazanmanın etkisiyle coştukça coştu. Stratejisinin dozunu iyi artırdı. Bozok'un yanı sıra diğerlerine, hatta rakip takımdakilere, Ümit'e, Bennu'ya, Irmak'a, Dağhan'a sataşmaya başladı. Sonunda iki genç çocuğa hesap sormaya, kararlarını sorgulamaya kalktı. Dedim ya, gölgesiyle kavga etmeyi seven bir kadın. Ve kendisinin haklı olduğuna inanıyor. Haklıyken haksız duruma düşmesi de bu yüzden. Ben böyle kadınları sevmiyorum. İnsanı kavga etmeye zorlayan, sürekli olay çıkarmaya çalışan kadınlardan hoşlanmıyorum.