• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Gündem dışı mevzular

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Temmuz 2013, 19:36
Ebru Gündeş, swarovski taşlarla süslenmiş davul çalmış konserinde. Mücevher ve ihtişama düşkünlüğü ile bilinen Bülent Ersoy da taşlarla süslü mikrofondan başkasını kullanmıyor. Zenginler, iktidarda olanlar istiyor, yetenekli ve girişimci ruha sahip ustalar bu istekleri yerine getiriyor. Tarihin her döneminde böyle olmuş ve parası olanların başkalarında olmayanı isteme merakı birilerinin zengin olmasına ve birbirinden pahalı ve değerli eserler yaratmalarına neden olmuş.
Bunlardan en bilineni kuyumcu Pierre-Karl Faberge'nin Çariçe için yaptığı altın yumurta. 1800'lü yıların sonudur. Faberge, o yıllarda ünü giderek artan bir kuyumcudur. Çar III. Aleksandır, Paskalya Bayramı nedeniyle eşine hediye etmek için Fabarge'e değerli taşlarla süslü altından yapılmış bir yumurta siparişi verir. Çariçe o kadar çok beğenir ki yumurtayı, sipariş her sene tekrarlanır ve her sene bir ötekinden daha lüks, daha farklı, daha ihtişamlı, daha yaratıcı yumurtalar ortaya çıkar. Yumurtaların bir özelliği de ortadan ikiye açılması ve içinden sürpriz hediyelerin çıkması.

20 MİLYONLUK KOLYE
Bir başka mücevherci Cartier kardeşler de Hintli bir Mihrace için şimdiye dek görülmemiş büyüklükte bir kolye tasarlar. Bu kolyenin hikayesi de şöyle; Mihrace Singh, 1928 yılında valizlerinde 10 binin üzerinde değerli taşla Paris'e gelir ve Cartier kardeşlerden gösterişli bir mücevher yapmalarını ister.
Cartier kardeşler bütün taşları tek tek inceleyip, fotoğraflarlar. Kolye için taşlardan 2 bin 930'unu kullanırlar. Dünyanın en büyük elmasları arasında yer alan, 234 karattan daha fazla 'De Beers' elması kolyenin ortasına konur. Mihrace bu kolye için bugünün parasıyla yaklaşık 20 milyon euro öder ve kolyeyi takıp düğüne gider.
Yazının başında da değindiğim gibi sanat ve zenaati de destekleyenler zenginler, krallar, imparatorlar. Dünyanın en meşhur Baccarat kristalleri atölyesi de 1764 yılında Fransa Kralı 15. Louis'nin emriyle küçük bir kasaba olan Baccarat'ta kurulmuş. Amaç, saray için cam üretimi yapmak. Zaman içinde öyle bir ünleniyor ki kristal ürünler, bir prestij göstergesi olarak kabul ediliyor ve Fransız ve Avrupa sosyetesinin evini süslüyor.

12 DEV ŞAMDAN
Sipariş verenlerden biri de Sultan Abdülaziz. Abdülaziz, önce kahve fincanı takımları ve nargile yapılmasını istiyor. Daha sonra da üzerinde Osmanlı Devleti'ni simgeleyen yıldız bulunan tepsiler ve bardak takımları sipariş ediyor.
Baccarat'ın tarihinde "kayıtlı en önemli sipariş" ise Çar 2. Nikolay tarafından istenen 12 adet ayaklı şamdan. Şamdanların her biri tahta, metal, gümüş ve kristal gibi değişik maddelerden oluşan 3 bin 532 parçanın birleştirilmesiyle oluşmuş. Yüksekliği ise 3. 80 santim. Her bir şamdanın 79 adet lambası bulunuyor ve bu lambalar, inci ve çiçek motifleriyle süslenip, elde yontulmuş kristallerden oluşuyor. Montajlı olarak taşınması mümkün olmadığı için Rusya'ya götürülüp, uzmanlar tarafından yerinde monte edilmiş. Rus Kraliyet ailesi işi abartmış ama. O kadar çok sipariş vermiş ki, ilave bir fırın inşa edilerek, adına "Rus fırını" denilmiş. Halk sefalet ve açlık içindeyken böylesi bir harcamanın nelere mal olduğunu söylemeye de gerek yok sanırım.
Not: Bu bilgileri Pegasus'un Aralık 2012 sayısından derledim. Yazarı Kader Elveren.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.