Seçim atmosferinin sürdüğü günlerde seçim sonuçları hakkında fikrimiz var ama bilgimiz yoktu. Ne yapmalı diye düşünürken şiir geldi aklıma. Önümde bir defter var. Emily Dickinson'a ait. Bu yıl içinde aldığım en güzel hediyelerden biri bu "Kitap görünümlü" defterler.
Artemis Yayınları'nın özel olarak bastırdığı ve dostlarına hediye ettiği defterler bunlar. "Rüzgar Gibi Geçti" filminin afişinin yer aldığı kapaklı defter de var bu özel baskılı defterler arasında Grace Kely'li de. Üstelik Grace'inkiler 12 tane. Her ay için ayrı bir defter.
Amerikalı şair Emily Dickinson ve İngiliz romancı ane Austen'in "Aşk ve Gurur" adlı romanının fotoğrafının bulunduğu defterler en çok beğenilenler arasında yer alıyor.
Sıra dışı aktör Willem Dafoe'nun hınzır gülümsemesinin yer aldığı defter de favorilerimden. Kapağını açtığınızda "Bana kalırsa, en iyi işleri dengeniz biraz bozulduğunda, bir parça korktuğunuzda yaparsınız. Gizemden, meraktan ve bilmemekten iş çıkartırsınız" sözüyle karşılaşıyorsunuz.
EMİLY DİCKİNSON
"Ne bir kadın, ne bir erkek kendisidir aşkı tatmadan" diyen Emily Dickinson defterinde de ünlü şairin dizeleri yer alıyor.
Diğerleri gibi, aşk da küçülür zamanla üzerimize,
Ve katlayıp kaldırırız onu yüreğimizin çekmecelerine
Ta ki moda olana dek yeniden nostalji...
Büyükanelerimizin eski kıyafetleri gibi...
İlk şiirlerini yazdığında hiç eğitim almamış olan Emily Dickinson avukat olan babasının arkadaşlarından ve dönemin entelektüellerinden özel dersler alarak eğitimini sürdürmüş. Daha sonra da kendini evine kapatmış ve yakın arkadaşları dahil kimseyle görüşmemiş. ABD'de iş savaş sürerken o şiir yazmış.
"Aklını kaçırmış bu dünyada, aklı başındalığımı mazur görünüz" demiş.
Bir başka şiirinde ise şunları yazmış:
Zamanım yok nefrete/ Zira engel olur mezar bana/ Hayat uzun değil yetecek kadar/ Düşmanlığımı sonuna dek yaşamaya
UMUDUN İÇİNDE YAŞA
Yaşarken yalnızca yedi şiiri basılan Emily'nin öldükten sonra odasında 1800 kadar şiiri bulunmuş.
Ben, hiç kimseyim! / Sen, kimsin? / Sen de mi, hiç kimsesin? / Öyleyse iki kişiyiz / Kimseye söyleme.
Aşk önemli bir tema şiirlerinde.
Bir ok, tam şuramda / Öyle sevdim ki onu atan eli, / Ben fırladım bir ok gibi ucuna. / Cephede düşmek derler buna, / Lakin öğrenecek ruhum, / Kibri mağlup etmek bu ancak, / Okuyla hem de bir kemankeşin.
Bir başkası...
Ah zavallı kalbim, küçüğüm! / Unuttular mı seni?/ Boş ver! Boş ver o halde!
Ah, gururla kalbim, küçüğüm! / Terk mi ettiler seni? /Gülümse! Gülümse yine de!
Ah, kırılgan kalbim, küçüğüm! / Ben, hiç kırmam seni. / Güvenir misin bana? Güvenir misin sahi?
Ah, neşeli kalbim, küçüğüm! / Solacaksın, solacaksın sen de, / Sabahın tazeliği gibi.
Bugünkü yazımızı onun "Umut" adlı şiiriyle bitirelim. Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey değil mi umut?
Umut, tüylü bir şeydir aslında/ Ruhumuza yuva yapan/ Ve sözsüz şarkılar söyleyen / Ve hiçbir zaman sonu gelmeyen.