Az mı çekmiştik TRT'nin şarkıları denetleyen "Denetim Kurulları"ndan... 1960'ların ortalarında Türk popüler müziği filizlenirken tek yayın organımız TRT şarkılara denetim getirmişti. Hem sözler denetleniyordu hem de müzikler. Uygulamadan tüm müzik alemi rahatsızdı. Saçma sapan kararlar yüzünden sanatçılar da, eser sahipleri de, plak şirketleri de isyan bayraklarını açmışlardı. Yalnız onlar mı? TRT'nin müzik prodüktörleri de seçtikleri parçaları özgürce çalamıyorlar, "Denetleme Kurulu"nun izin verdiklerini yayınlayabiliyorlardı...
Ne günlerdi o günler...
Hem sanatçı, hem de TRT'nin sınavla seçilmiş müzik prodüktörü olarak o günleri tüm dehşetiyle yaşadım. İçerde de savaş verdim, TRT'den ayrılınca dışarda da... Ama tüm müzik camiasının boykotlarına ve direnişine rağmen TRT uygulamasından vazgeçmedi. Ta ki 90'ların başında özel televizyonlar ve radyolar kuruluncaya kadar...
Nerden aklıma geldi bu konu?
Geçenlerde TRT'den bir davet aldım. "Yasaklı Şarkılar" diye bir programa başlamışlar TRT Müzik'te. Henüz katılmadım ama içeriğini öğrendim. TRT geçmişiyle yüzleşiyor ve denetim kurullarından nasibini almış sanatçıları programlarına davet ediyor... Tabi gerekçeler konuşulduğunda ortaya izleyenlerin kahkahalarla güleceği bir komedi programı çıkacak. İlk konuk Özdemir Erdoğan olmuş. İzlemedim. Ama hatırladığım saçmalıkları sizlerle paylaşmak isterim...
60'lar ve 70'ler sıkça yabancı şarkılara Türkçe sözler yazılan günlerdi. Rahmetli Fecri Ebcioğlu ve Sezen Cumhur Önal'ın başlattığı aranjmanlar döneminde bir çok şarkının orijinali yayınlanır, söz denetimi yüzünden yerli versiyonu tırpan yerdi... Hele bir de iktibas maddesi vardı ki, Türk sanat müziğine ve halk türkülerimize dokunamazdınız. Kendi öz müziğimizi modernize edip dünya vitrinine sunma şansımız yoktu. Ama Yunan şarkısını seslendirebilirdiniz. Modern Folk Üçlüsü kendi müziğimizi çok seslendirip albümler hazırladığında o şarkıların hiçbiri denetim almamış, TRT'de sadece üzerine türkçe söz yazılmış Yunan şarkısını seslendirmelerine izin verilmişti. Anadolu pop müziğinin yaratıcıları Barışlar, Fikretler, Cemler TRT'nin nimetlerinden yararlanamadıkları gibi bir de TRT ile mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Saçları uzun diye 12 Mart sonrası genel müdür Musa Öğün'ün emriyle stüdyoya sokulmayan Moğollar bugün hala dimdik ayakta ama o kararlara imza atanlar silinip gittiler. Bugün TRT, Eurovision'a uzun saçlı müzisyenleri kendi seçerek gönderiyor...
ÖRNEKLER
Sibel Egemen'e okuttuğum "Fidye" adlı şarkıya izin vermemişlerdi. Sözler orijinalinden bire bir çevrilmişti. Aslı yayınlandı, yerlisi yasaklandı. "İstanbul Boğazı" adlı şarkımda "Tarabya'da Bebek'te sarhoş olan dalgalar" demiştim. Dalga hiç sarhoş olur mu diye geri dönmüştü. "Ada Sahillerinde Bekliyorum" şarkısını Demokrat Partililerin yargılandığı Yassıada'yı akla getiriyor diye yasaklamışlardı. Barış Manço'nun "Lambaya Püf De", Sezen Aksu'nun "İkinci Bahar", Aysel Gürel'in yazdığı "Gel Sarışınım Gel" şarkıları müstehcen bulunmuştu. İçkiden, meyhaneden dem vuran şarkılar, "halkı içmeye teşvik ediyor" gerekçesiyle yasaklanıyordu. "Ormancı" devlet memurlarını küçük düşürdüğü için, "Batsın Bu Dünya" insanların moralini, ruh halini bozduğu için, "Güneş Doğmayacak Üstüme", "Yolun Sonu Görünüyor" intiharı özendirdiği için, Cem Karaca'nın "Emrah"ı "ak memeler" sözü geçtiği için, Şenay'ın "Hayat Bayram Olsa"sı komünist propogandası yapıyor diye "Yayınlanamaz" raporu alan şarkılardı. Aslında TRT, müzik dairesi arşivlerinde bulunan denetim raporlarını bir kitap haline getirip yayınlamalı, inanın "Best Seller" olur...