Boğazımda gıcık, ardından öksürük, baktım ki şarkı söylememi engelliyor, Pazartesi günü doktora görünmeye karar verdim.
Yeditepe Üniversitesi hastanesindeki kulak burun boğazcı arkadaşımız Dr. İsmail Koçak beni göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Sevda Özdoğan'a yönlendirdi. Sevda hanım Aysun'un da doktoru.. Kalktık gittik. Şikayetimi dinledi beni muayene etti ve "Bir de akciğer filmi çekelim" dedi...
Bir an önce hastaneden çıkıp randevularıma yetişmeyi düşünürken, filme bakan Sevda hanım, "Sizi bırakamam" dedi. "Anlamadım" dedim. Doçent doktor ve başhekim yardımcısı Dr. Sina Ercan'ı aradı ve beni bir üst kata yönlendirdi. Sina bey filmi inceledikten sonra "Ali bey sizi bırakamayız, odanızı hazırlatayım, sizi yatıracağız" demez mi...
Filmi gösterip anlayacağım bir şekilde izah etti. Akciğerimin sağ tarafı aşağı doğru çökmüş. Üstte hava var. Bana oksijen verecekler ve diren takıp ciğerdeki havayı boşaltacaklar.
Pazartesi yattım Yeditepe Hastanesi'nin onuncu katındaki odama. Aysun'da refakatçi. Eve gidip eşyalarımızı bile almamıza izin vermediler. Hastalığın adı: Spontan pnömotoraks... Hemen her yaştan insanda olabiliyor... Bazen doğuştan da... Bir şey tetikleyince ortaya çıkıveriyor. Bazen bir darbe, bazen bir hava kesesinin patlaması, bazen uçakta ki basınç, bazen suya dalış... Ve daha bir çok neden...
Benimkinin tetikçisi belli değil... Salı'ya kadar oksijen verdiler. Kendimi çok kötü hissetmiyorum, kendi kendine düzelir, ciğer tekrar şişer yerine oturur diye bekledim. Baktık olduğu gibi duruyor, doktora direnmekten vazgeçip diren takılmasına izin verdim... Kaç gündür hastanede akciğerime saplanmış direnle, hortuma bağlı şişeyi taşıyor, havanın boşalmasını bekliyorum.
Çok önemli toplantılarım iptal, randevularım iptal ama en önemlisi:
Perşembe akşamı Göksu Rotary Kulübü olarak düzenlediğimiz, fikir babası olduğum, dokuzuncusunu yapacağımız "Meslek hayatlarında 40 yılını dolduran ve faaliyetlerini sürdüren sanatçılara meslek ödülü töreninde" olamayacağım. Sekiz yıldır pop, Türk sanat müziği, halk müziği, operacılar, sinema oyuncuları, tiyatrocular ve cazcılara ödül verirken hep ben sunmuşum, harika geceler yaşamışız, unutulmaz anılar biriktirmişiz...
Üstelik bu yıl yirmiden fazla popüler müzik sanatçısı arkadaşımla birlikte bana da ödül verecek kulübüm. Ne sunmaya gidebildim, ne de ödülümü alabildim. Hastane odasından Moda Deniz Kulübü'ne telefon bağlantısı yapıldı ve arkadaşlarıma ancak öyle seslenebildim... O gece, birlikte çalıştığımız Osman İşmen Orkestrası ödül alan sanatçılara eşlik etti Moda Deniz Kulübü'nde. Cuma sabahı Osman İşmen aradı saat dokuz gibi... Aysun'a "Ali'ye özendim, ben de hastanede yatıyorum. Florence Nightingale'deyim" demez mi. Gece program bitince dayanılmaz bir sancı tutmuş, hastaneye kaldırmışlar, mide fıtığı ameliyatı olmuş...
Bugün Cumartesi.. Pazartesi'den beri başıma gelenleri paylaşıyorum sizlerle. Sabah akciğer filmim çekildi, akciğer normale dönmüş. Ardından tomografi çekildi o da temiz. Doktorum Sina beyin "google"dan yazılarını buldum okudum iyice bilgilendim. Bana üç dört hafta uçağa binmeyi, şarkı söylemeyi, ağır spor yapmayı, sigara içilen ortamlarda bulunmayı yasakladı.
Hastanede sağlık nedeniyle olmak tatsız bir olay. Ama ne yalan söyleyeyim Yeditepe'de onuncu katta, manzaralı odamızda, beş yıldızlı bir otel konforu içinde Aysun'la sanki tatildeydik. Çok ilgi gösterdiler, çok rahat ettirdiler ve hiç bir sıkıntı yaşamadık. Doktorumuz mükemmeldi, personel çok iyiydi, oda servisinden gelen yemekler çok lezzetliydi...
Sağlık gibisi yok, dostlar...