• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

Uykusuz bir gece

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06 Mart 2010, 15:46
Leyleği havada görünce pek sık seyahat eder olduk. Bu hafta sonu yolumuz bir kez daha Antalya'ya düştü. Engelli çocuklar yararına konserimiz vardı dün gece. Cuma geldik Antalya'ya ve otelimize yerleştik. Konserlerimiz için İstanbul dışına gittiğimizde mutlaka bir gün öncesi gider, günü birlik stresine girmeyiz...
Cuma gecesi saat 01.30 gibi yatarken yan odadan gelen yüksek volümlü televizyon sesinden rahatsız olduğumuz halde birazdan kaparlar düşüncesiyle ses çıkarmadık. Ne var ki ne volümü kısan oldu ne de kanalı değiştiren. Saat sabahın 04'ü olup bir türlü uykuya dalamayınca "Yandaki odada herhalde televizyonu açık bırakmışlar ve çıkıp gitmişler" diye düşündük. Resepsiyonu aradım. Güvenliğe haber verdiler. Gelen görevli sesi duyup resepsiyona bildirdi. Birazdan yan odadaki telefon çalmaya başladı. Sekiz on kez çaldıktan sonra tam umudu kesiyorduk ki telefonu açtılar ve ardından da televizyonu kapattılar. Belli ki odadaki müşteri televizyon açık uyumuş ama volüm bu kadar açık olup saatlerce uyanmadığına göre sızmış...
"Oh!" çekip uykuya daldıktan iki saat sonra sabahın 6 buçuğunda bu kez televizyondan gelen türkü sesiyle uyanınca anladık ki uyku bize haram. Yani konser günü uykusuz başladı. Bu da bizim şansımız...

ATAKÖY'DE BAŞLIYORUZ
İstanbul'da bizi sevenlerle buluşabileceğimiz bir mekana uzun yıllar hasret kalmıştık. Eğlence anlayışının değişmesi, işletmecilerin farklı yapıda müşteriye yönelmesi tabi ki en büyük etkendi. Yeni bir mekandan gelen teklifi kabul edip üç hafta çalıştıktan sonra "Paydos!" demek zorunda kaldık. Ne yemekler, ne servis, ne de davranışlar bizim dostlarımızı memnun etmeyince ayrıldık o mekandan. Şimdi daha dikkatliyiz... Uzun yıllardır Ataköy'de varlığını başarıyla sürdüren "Papalina"nın üst katında "Anchor Marine"de başlıyoruz gelecek Cumartesi. Yine "Aşk Tadında Rüya Gibi Şarkılar"la...
1980'lerin sonunda Arnavutköy'de Merhaba Bar'da çalışırken şarkı mönüsü bastırıp dağıtmıştım masalara. Gelenler o mönüden seçerlerdi istek şarkılarını. Sonra da imzalatıp anı diye götürürlerdi mönüleri. Yıllar sonra yine mönü hazırlattım. Aysun'la ortak repertuvarımızdan 115 şarkı seçip yazdık mönüye. 115 şarkı demek yaklaşık 7 saatlik bir süre. Ama biz yarısından fazlasını bir gecede söyleyebileceğiz. Başlayınca kaptırıp gidiyoruz. Yolu İstanbul'a düşen Egelileri Cumartesi geceleri Anchor'da bekleriz. "Anchor" çapa demek. Yani anlayacağınız limana çapa attık.

BİR DE TAVSİYE
Özellikle müzik ve şov meraklıları "Nine" filmini mutlaka izlemeli. Beş Oscarlı "Chicago" filminin yönetmeni Rob Marshall yine döktürmüş. Beni Chicago kadar etkilemediyse de "Nine" müthiş kadrosu ve mutlaka ödül alacak diye düşündüğüm müzikleriyle izlenmesi gereken bir şölen... O müthiş kadroda ki her oyuncu şarkıları da kendileri seslendiriyorlar. Müzikler Maury Yeston'ın. Senaryoyu yazanlar Fellini'nin 8,5 filminden esinlenip, müzik eklemişler ve sekiz buçuğu dokuz yapmışlar... "Nine" dört dalda Oscar'a aday gösterildi. Ödüller bu gece sahiplerini bulacak. En iyi yardımcı kadın oyuncu Panelope Cruz ve en iyi müzik "Nine" a iki Oscar getirebilir...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.