Her yılın sonunda 365 günün muhasebesini yaparım. Ve, "Şükürler olsun hedeflerime ulaştım, sağlığım yerinde, standardımın gerisine düşmedim" diyebiliyorsam bu bana en güzel yeni yıl hediyesi olur...
Bugün yeni yılın ilk günü. Yüzüm gülüyor. Keyifliyim. Çünkü bir yılı daha sağlıklı, mutlu ve başarılı geçirdim.
***
Tabiki bu benim kişisel durumum. Yoksa toplumsal bir değerlendirme yaptığımızda içimizi karartan, gözümüzü yaşartan, öfkemizi kabartan o kadar şey var ki. Tek dileğim bu olumsuzlukların da ortadan kalkması, tekrarlanmaması. Gelin yeni yılın ilk gününde her şeye olumlu bakmaya çalışalım...
Nasıl bakmak istediğimize bağlı tabi. "Bak piyangodan yine bana ikramiye çıkmadı, dün gece içkiyi çok kaçırmışım, başım kazan gibi. Hay Allah, yarın iş günü, kira var, taksitler var, kredi kartlarının ödemesi var" diye dertlenip düşünmek mi; yoksa "Olumsuzlukları ortadan kaldıracak yeni kararlar alıp, harika bir yıl geçireceğim, her şey daha iyi olacak" diye yeni yıla pozitif bir enerjiyle girmek mi? Ne dersiniz,ikinci şıkkı tercih edelim mi?
***
2011'e girerken doğum sancıları çekiyor, kitabımı bitirmeye çalışıyordum. Bitti, çıktı, beğenildi. Geçen yılın son haftası "Şiirler Şarkı Söyler" konseptimizin galasını yapmıştık. Konserlerimizi yıl içinde başarıyla sürdürdük ve başarılı olduk... Arkadaşlarımızla, dostlarımızla ilişkilerimiz, beraberliklerimiz keyifle sürdü. Ali Sami Yen stadına veda ederken anılarımızı yanımıza alıp, Arena'ya yelken açtık. Tuttuğum takım en kötü sezonunu geride bıraktı ve ardından 2011'i puan cetvelinin tepesinde tamamladı. Yıllar sonra Galatasaray'ın Divan üyesi olma mutluluğuna eriştim...
Üzüntüler de yaşadık kaçınılmaz... Yaprak dökümü devam ediyor. Aramızdan ayrılanlar bir hoş seda bırakıp diğer tarafa gittiler. Onları kalplerimize gömdük...
***
Sinemalarda bol bol film izledim. Yabancılarda ilk üçüm: 1. Hugo, 2. Pariste Bir Gece, 3. Siyah Kuğu...
Yerlilerde: 1. Dedemin İnsanları, 2. Aşk Tesadüfleri Sever, 3. Eyvah Eyvah...
En beğendiğim tiyatro oyunu "Özel Hayatlar", en beğendiğim kitap "Serenad" oldu. Yeni seslerden "Adele" favorilerim arasına girdi...
***
Bu arada zaman tünelinde onar yıl geriye doğru bir yolculuk yapayım dedim. Bakın neleri hatırladım:
2001'de TRT'de 111 hafta sürecek "Tele Pazar" programını hazırlamaya başlamıştık Hıncal Uluç ve Ünal Özüak'la... İzmir Saat Kulesi'nin 100'üncü yılı için "Vay Duruşun Pek Yaman" adlı şarkıyı yazıp bestelemiştim.
1991'de Star televizyonunda Pazar akşamları "Futbol Stüdyosu" programını sunuyor, lig maçlarının özetlerini veriyor, başkanları, teknik adamları, haftanın öne çıkan futbolcularını konuk ediyordum.
1981'de "Dönme Dolap" adlı bestemle Türkiye'yi Dublin'de Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil ediyorduk Ayşegül Aldinç ve Modern Folk Üçlüsü'yle birlikte...
1971'de İzmir Radyosu'nda prodüktör olarak çalışıyordum. "Dertli Gönül / Kara Çaldılar Ayşem'e" adlı 45'lik plağım yayınlanmıştı... Akdeniz Olimpiyatları'nın açılışını ve futbol maçlarını televizyondan anlatıyordum.
1961'de Özel Türk Koleji'nde orta son sınıf öğrencisiydim. Okul bitse de babama bir akordiyon aldırsam diye düşünüyor, bir orkestrada akordiyon çalıp şarkı söylemenin hayalini kuruyordum.
1951'de evin içinde üç tekerlekli bisikletimle dolaşıyordum.
1941'de annemle babam henüz tanışmamışlardı.
Ama o yıl Joan Baez, Bob Dylan, Placido Domingo, Faye Dunaway, Chick Corea dünyaya gelmişti. Japonlar Amerikan deniz üssü Pearl Harbour'u bombalamış 2400 kişi ölmüştü. Türkiye, 40 bin kişinin öldüğü Erzincan depremini yaşamış, Hitler'in Almanyası'yla Mussolini'nin İtalyası Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş açmıştı...
***
Biraz kafanızı dağıtayım dedim, 70 yıl öncesine kadar gittik...
Yeni yıl armağanım Mevlana'nın şu dizeleri olsun. Hepimize çok iyi geleceğinden kuşkum yok:
"Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa,
Rabbine dönüp 'Benim büyük bir derdim var' deme.
Derdine dönüp 'Benim çok büyük bir rabbim var' de...
Hepinize iyi seneler...