Geçen Pazar çok özel ve çok güzel bir Balat turu yaptıktan sonra Aysun'la her gün gezeceğimiz bir bayram tatili planladık. İlkyaz Bozcaada'ya biz de gündüzleri sergilere, akşamları sinemalara ve tiyatrolara...
***
Bazen planladığınız gibi olmuyor. Geçen Pazar'ı planlamamıştık çok ani gelişti ve harika bir program oldu. Altı günlük tatilde neler planlamıştık hiç birini gerçekleştiremedik.
Önce Balat turundan başlayalım. Prof. Dr. Seçkin Dindar, İstanbul Üniversitesi'nin rektör yardımcısı. İki yıl önce üniversitede konser vermemiz için bizi davet etmiş o zaman tanışmıştık. Hiperaktif, yerinde duramayan, sürekli proje üreten bir arkadaş. Bir mesaj yolladı "Ailecek bir Fener- Ayvansaray turuna ne dersiniz?" diye. Sorgusuz sualsiz hemen atladık. Meğer Balat'ta eski binalardan birini eşiyle almışlar ve bir kafe yapmışlar. Nefis bir kahvaltıyla başladı günümüz. Genç arkadaşlarla tanıştık. Hoş bir sohbetin ardından Seçkin Hoca'nın rehberliğinde Balat turuna başladık. Neler gördük neler, neler öğrendik neler...
Balat- Fener- Ayvansaray İstanbul tarihinin çok önemli bir sayfası. Gezip, görüp, yaşamak lazım.
***
İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet'in bir fermanıyla başlıyor Fener'in gelişmesi. İstanbul'u terkederek Ege adaları, İtalya ve Fransa'ya sığınan Bizans'ın yönetici sınıfı ve tüccarlarını geri çağırıyor Fatih. Tüm İstanbullu Ortodokslar'ı... Ve onların kendi dillerinde eğitim yapabileceklerini, patrikhanelerini yeniden kurarak tüm ibadetlerini serbestçe yapabileceklerini bir fermanla resmileştiriyor...
***
Orada milyonlarca turisti İstanbul'a yönlendirecek bir tarih yatarken, hala ciddi bir plan ve proje yapılmadığı gözlemlemek, tarihi yapıların gözünüzün önünde çöküşüne tanık olmak insanın içini yakıyor...
Bir gün yetmedi Balat turuna. Şimdi devamı için yine bir Pazar sabahını organize edeceğiz.
***
Peki ne oldu bizim bayram tatili programına? Aysun hastalandı. Alerji ve nezle derken boğazına indi ve günlerdir evde dinleniyor. Sesi de gitti. Eve kapandık... Ne sinema, ne tiyatro. Emirgan'da bir kahvaltı sonrası Monet'nin sergisine gitmeyi de planlamıştık erteledik. İyi ki şu günlerde konserimiz yok.
Bu arada bayram ziyaretleri de aksadı. Telefonlara kaldık. Bahçedeki kedilerden biri de ciddi rahatsızlandı. Veteriner ilaçlarını verip tatile çıktı. Onu kafesine aldım. Sabah akşam ilaçlarını verip tedavi etmek bana kaldı. Neyseki iyileşiyor.
***
Vallahi şikayetim yok.
Geçen Kurban Bayramı Afyon'daydık. Bayram yazımda İhsan Gürbüz'ün "Eski Bayramlar" şiirini yayınlamıştım. Bugün bayram şiiri olarak bu yıl hayata veda eden Abdürrahim Karakoç'un bir şiirini seçtim:
"Güneş yükselmeden kuşluk yerine / Bir adam camiden döndü evine / Oturdu sessizce yer minderine / Kızı "Bayram" dedi, yalın ayaklı / Adam "Bayram" dedi, tam ağlamaklı.. / Eli öpüldükçe içi burkuldu / Konuşmak istedi, dili tutuldu /Güç bela ağzından bir "off!" kurtuldu /Oğlu "Bayram" dedi, sırtı yamalı / Adam "he ya" dedi, gözü kapalı.. / Düşündü kış yakın, evde odun yok / Tenekede yağ yok, çuvalda un yok / Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok / Avrat "Bayram" dedi, eğdi başını /Adam "evet" dedi, sıktı dişini.. /Çalışsa ne iş var, ne cepte para / Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara / Takvim "Bayram" dedi, silindi yazı / Adam "öyle" dedi, bağrında sızı.. / Döndürse yönünü herhangi dosta / Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta / Yıllar, aylar, günler erirken yasta /Yer-gök "Bayram" dedi, ağzını açtı / Adam "Bayram" dedi, evinden kaçtı..
***
Bugün Kurban Bayramı'nın son günü.
Nietzche'nin bir sözünü paylaşmak isterim:
"Vicdanlı olmak hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar. İnsanı insan yapar."
Yarın Cumhuriyet Bayramı. 1986 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi edebiyatçı Elie Wiesel'in bir sözüyle de Cumhuriyet Bayramınızı kutlayayım:
"Adaletsizliği engelleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğimiz bir zaman asla olmamalı."
