Cuma akşamı Zorlu PSM'de Zeki Müren için dört dörtlük bir anma gecesi düzenlendi. 1996'da kaybettiğimiz sanat güneşimiz tüm servetini TEV (Türk Eğitim Vakfı) ve Mehmetçik Vakfı'na bağışlamıştı. İşte bu iki vakfın ve Zorlu PSM'nin organizasyonuyla "Zeki Müren'i Okumak" ve "Zeki Müren'le Okumak" adını taşıyan etkinlikte 10 solist birer şarkı seslendirdi. Ben de bir anekdot anlattım Zeki Müren'le ilgili.
***
Emel Sayın, Nükhet Duru, Aysun Kocatepe, Zara, Yonca Lodi, Kenan Doğulu, Ferhat Göçer, Gökhan Tepe, Bekir Ünlüataer ve Nebi Birgi gecenin solistleriydi. Aysun'un bu konserde seslendirdiği "Şimdi Uzaklardasın" adlı Zeki Müren şarkısını finalde bir de hep birlikte okuduk.
***
Anlattığım anekdota gelince: "Biliyor musun, geçtiğimiz yaz senin yüzünden her gece gözyaşı döktüm" diye girmişti söze... "Hayrola Paşam!" dedim... "Ben size ne yaptım?"
"O şarkıyı yazdın ya!" dedi... "Antalya'da ki evimde her gece sabahlara kadar dinleyip, ağladım. Beni o kadar etkiledi ki. Ne olur bana da böyle bir şarkı yaz!"
Zeki Müren'le İstanbul'da, Bebek'teki Aşiyan Gazinosu'nda oturup, laflıyorduk... 1977 yılının bir sonbahar öğleden sonrasıydı. Aşiyan Gazinosu'na başlayacaktı. Alt kadrosunda yer alan Sibel Egemen'in prodüktörüydüm ve Aşiyan'a Sibel'in provası için gelmiştim. Zeki Müren "Ali'ciğim gel biraz laflayalım" deyince sohbete başlamıştık... Anlattıkça anlattı... Belli ki aşıktı, hem de körkütük... Sevdiğinden ayrılmış mıydı, yoksa aşkı karşılıksız mı kalmıştı bilmiyorum... Ama sözlerini yazdığım o şarkıya sığınmıştı...
"Hayret!Dünyanasıldönüyorhala/Hayret!Güneşnasılparlıyorhala./Bilmiyorlar mıaşkımızbitti./Kalbimoandadurmuştu sanki.Nasılyaşıyorum?
Şimdikalbimkiminiçinçarpacak?/Bilsem,rüyalarımkimledolacak?/Gönlüm şimdidenhasretyüzüne./Susuzvekurak kaldımsevgine.Nasılyaşıyorum?"
Sibel Egemen söylemişti bu şarkımı ve 1976'nın hitlerinden biriydi. Zeki Müren'i bütün yaz boyunca geceleri ağlatan şarkı olarak anılarımın arasına yerleşti...
"İstanbul'da ki gazino çalışmalarımdan birinde yenilik yapmak istedim... Avni Anıl'ın bestesi 'Dil şad olacak diye kaç yıl avuttu felek' şarkısının ikinci mısraında, 'Saçıma karlar yağmış, boşuna yaz beklemek' diye bir söz var... Tam bu sırada torbalara doldurtacağım beyaz konfetileri sahnenin üzerinden döktürmeye karar verdim. Mizansen harika oldu... Siyah smokinime ve saçlarıma dökülen konfetiler kar gibi yağıyor ve nefis bir görüntü veriyordu...
Bir gece şarkının en can alıcı yerinde başımı yukarı kaldırmış meyan kısmını söylerken en kalın konfetilerden biri ağzımdan girip gırtlağıma yapıştı. Boğuluyorum sandım... Sesim çıkmadı, saza devam edin diye işaret edip kendimi kulise attım. Öksüre öksüre gırtlağımdaki konfetiden kurtuldum. Mutlaka gazinoda nazargah bir göz vardı..."
***
Hayatımda tanıdığım en saygılı ve esprili insanlardan biriydi... Antalya festivallerinden birinde aynı otelde kalıyorduk... En az 20 sanatçı hep birlikte havuz başında eğlenirken, spontane senaryo yazıp gırgır olsun diye 2 saat film çevirdik... Zeki Müren kralımız olmuştu... O oyun oynarken de, şarkı söylerken de hep kraldı... O'na hepimiz "Paşam" diye seslenirdik...
Otuz yedinci doğum günümü Etiler'de küçücük bir barda kutlarken geceye Zeki Müren de katıldı. Benim için unutulmaz bir anı oldu. Onunla birlikteyken başkalarının konuşması mümkün olmazdı. Ağzından bal damlardı. Müstehcen hikayeler anlatmaya bayılırdı...
***
Zeki Müren sahnelerin en büyük devrimcisiydi... O birçok ilke de imza atmıştı. İlk altın plağını 1955'de "Manolyam" adlı bestesiyle aldı. Şarkı Rumcaya çevrildi ve yurtdışında okunan ilk Türk bestesi oldu...
Harp Okulu öğrencileri 1956'nın 19 Mayıs törenlerinde onun "Beklenen Şarkı"sı eşliğinde gösteri yaptılar... Sahnede ilk kez frak, smokin ve sonrasında da şaşaalı giysiler giyen sanatçıydı. Sahneye ilk kez dekoru o getirdi, podyumu o kurdurttu, sazlarla birlikte orkestraya o yer verdi, eşlik edenlere özel giysileri ilk kez o giydirtti... İlk renkli ışığı o kullandı ve en iyi sonucu mavi ışığın verdiğini keşfetti...
***
Kalp ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatını bırakmış ve Bodrum'da yaşamaya başlamıştı. 24 Eylül 1996 Salı günü TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen bir tören sırasında kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti.