• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

İZMİR GÜNLÜĞÜ

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Mayıs 2016, 18:01
"Tanju Okan Beste Yarışması" için geldiğimiz İzmir'de 9 günümüz geçti.
Yıllardır memleketimde hiç bu kadar uzun süre kalmamıştım. O kadar çok aranacak, birlikte olunacak, hasret giderilecek arkadaş, dost, akraba var ki!
Şunu anladım: Bize 9 gün değil en az 90 gün gerekli...

Urla'dan başlamak isterim. Çok çalışkan ve Tanju Okan yarışmasının başarısı için çırpınan bir kaymakam tanıdım. Murat Sefa Demiryürek'i yürekten kutlarım. Belediye Başkanı Sibel Uyar da düşlerindeki bu yarışmayı hayata geçirdiği için çok mutlu. Enerjisi, samimiyeti, çalışkanlığı ve misafirperverliği ile hemen dikkatimizi çekti. Tanju Okan anısına ölümünden 20 yıl sonra da olsa böyle bir geleneği başlattığı için Başkan'a da teşekkürlerimizi sunuyorum. Tanju Okan Parkı'nın restorasyonu için her ne kadar mahkeme sonucu bekleniyorsa da kamuya açık bir yerin, Urla İskelesi'nin tam göbeğindeki bir alanın bu kadar perişan görünmesinin önüne geçilebilir düşüncesindeyim. Bir formül mutlaka bulunacaktır.

Urla'da gezip görülecek ve keşfedilecek o kadar yer var ki. Gerekli olan Urla'nın içinden size rehber olacak ve gizli güzellikleri bulmanıza yardımcı olacak bir arkadaş, bir dostBiz şanslıydık. Belediyenin Kültür Müdürü Göktuğ Özcan ve eşi Mehmet Bey bize iki günlerini ayırınca Urla'yı ve güzellikleri sindire sindire yaşadık...

Sultanbey Çiftliği'ne mutlaka gidip orada kahvaltı etmelisiniz. Çitliğin sahipleri Sabri ve Nevin Aksel çifti... 85 yaşındaki Nevin hanım elinde bastonuyla, gülen yüzüyle sizi karşılayacak, sıcak sohbetiyle sizi mest edecek, ardından mükemmel bir kahvaltı sofrası donatılacak ve 900 dönümlük arazilerinin içinde oksijen komasına gireceksiniz.
Gölette kazları besleyecek, atları, tayları seyredecek, midilliye binecek, yürüyüş yapabileceksiniz. Köylerdeki gibi kilimlerin üzerindeki yastıklara oturup kahvelerinizi yudumlayabileceksiniz...

Antik çağlardan günümüze adını şarapçılıkla da duyurmuş Urla, bağcılık dendiğinde akla ilk gelen yerlerden biri.
Kuşçular'da, şarap üretiminin en yeni teknolojik sistemlerinin nasıl kullanıldığını yakından görebilirsiniz.
Şarap tadımları yapabilirsiniz. Urla, ödüller kazanan şaraplarıyla çok önemli bir marka...

Uzbaş'ta palmiyeler yetiştiriliyor.
Rehberler eşliğinde bir ağaç ve bitki sergisinde gezdiriyorlar sizi. İtalya'dan, İspanya'dan ithal edilen ağaçlar var... İlk kez gördüğüm "Maymun çıkmaz" ağacına hayran kaldım. 1000 yıllık olduğu söylenen zeytin ağacını gördüm.
Çikolatalı ve bergamutlu nanelerden tattım...
Kısacası Urla bağ yolunda keşfedecek çok yer var...
Bir de ilk zeytinyağının M.Ö. 500'lerde üretildiği Urla Zeytinyağı İşliği'ni görmeniz gerek...

Yıllardır uğramadığım Seferihisar bir başka güzel. Sığacık'ta yat limanında farklı bir huzur hissediyorsunuz. Mehmet Ersay'ın çok zevkli nostaljik eşyalarla süslediği restoranı Pier One'da ambiyans da yemekler de pek güzel...

Alaçatı hızını alamadı büyümeye devam ediyor. Birkaç yıl önce üç beş dükkanla iki butik otelin yer aldığı Hacı Memiş'te boş alan kalmamış. İnsan, "Peki ama nereye kadar?" sorusunu sormadan edemiyor. Huzurlu ve kafa dinlenen Alaçatı gürültü ve yolda yürünemeyen insan kalabalığıyla daha ne kadar büyüyecek?
Anlatacak çok şey var ama yerimiz doldu. Bir özet de gelecek haftaya kalsın...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.