İlk aşk... Flört
İlk aşk deneyimimizi annemizle yaşarız. 0- 36 ay anne ve bebek arasında yoğun bir bağlanma yaşanır ve bebek eğer annesine karşı sağlıklı bir bağlanma yaşamışsa annesine duyduğu olumlu duyguların etkisiyle annesi dışındaki diğer insanlara karşı da olumlu duygular hissedebilir. Yani anne, bebeğinin diğerlerine olan hissedebileceği olumlu duygularda bir nevi köprü görevi üstlenir. Zaman geçtikçe kız çocuklarının ilk aşkı babaları olurken erkek çocuklarının ilk aşkı da anneleri olur. Bu aşk o kadar derin ve büyüktür ki bir dönem hem kız hem de erkek çocukları bu aşkı elde etmek için savaş verirler. Yaşımız büyüdükçe sevilmeye ve anlaşılmaya dair daha çok beklentiler içine gireriz ve anne, babamızın aşkı bize yetmemeye başlar. İstenilen sevgiyi, ilgiyi elde edebilmek için arkadaşlıklar kurar, kurduğumuz ilişkilerde tatmin olmaya çalışırız. Arkadaş ilişkilerinin de yetmediği noktada kendimiz için özel olan bir insandan sevgiyi ve ilgiyi bekler ve flört etmeye başlarız. Flört etmeye başladığımızda karşımızdaki insanı daha özel bir yere koyarız ve sadece ilgilenmek, ilgilenilmek yetmediğinde de cinsellik de bu sürecin bir parçası olmaya başlar.
ÖZGÜVEN SAĞLAR
Anne- babanın çocuklarının sosyalleşmesi için karşı cinsle ilişkisini cesaretlendirmesi özgüven duygularının artmasını sağlar. Kendisini daha iyi tanıyarak karşısındaki partnerinden neler bekleyebileceğini daha iyi bilir. Gençlerin "çıkma" diye isimlendirdikleri flört ilişkileri genel olarak kişiliğin gelişimine olumlu etki yapar. Aslında bu beraber çıkmalar adeta bir merdivenin basamaklarını çıkmaya benzer. Her bir basamağa uygun ilişki düzeyi vardır. Örneğin birinci basamakta sadece yanyana gezilirken ikinci basamakta el ele gezilebilir. Beşinci basamakta öpüşürken yedinci veya sekizinci basamakta yüzeysel sevişmeler olabilir. Diyelim ki tam cinsel birleşme de onuncu basamak olsun. Önemli olan bu basamakları acele etmeden hazmede hazmede çıkmaktır. Genellikle erkek çocuklarda bu basamakları olabildiğince hızlı çıkma eğilimi vardır. Laf aramızda bu basamakların hızlı çıkılması birçok erkek için pek fazla sorun çıkarmaz.
Diğer yandan erkekler dünyasından geri kalmadığını kanıtlamaya hevesli bazı genç kızlarda da benzer davranışları görebiliyoruz. Karşısındaki erkeği doğru dürüst tanımadan tam cinsel beraberlik gerçekleşebiliyor. Bu tür davranışların sonrasında çok sıklıkla pişmanlık ve suçluluk duygularına rastlayabiliyoruz. Sonuç olarak bu basamakları yavaş yavaş hazmederek çıkmanın önemi kavranmalıdır. Yani genç kızların birileri tarafından onaylanıp değerli bulunmak için acele ile cinsel beraberlik yaşamasının olumsuzluğu anlaşılmalıdır.
YANLIŞ EVLİLİK SEBEBİ
Genç kızların flört ilişkisine ailelerin gösterdiği tepkiler birçok yanlış evliliğe neden olabiliyor. Diyelim ki 18-19 yaşlarında daha yeni liseyi bitirmiş genç kızımız bir delikanlı ile çıkıyor. Kızın ailesi bu durumu öğrenir öğrenmez kızlarına kritik soruyu soruyor. Bu da "oğlanın niyeti ne, ciddi mi?"oluyor. aslında daha henüz birbirlerini hiç tanımıyorlar ama bu aşamada hangi genç "Henüz ciddi değiliz" diyebilir. Daha sonra da anne kızına "Eh artık bu oğlanın ailesi ile de tanışalım" diyor. Yani hayırlısıyla söz nişan yapalım diyor. Aileler ile didişme içinde olan gençler öfke ile ani verebiliyor. Bu yaşlarda gençlerin gözü biraz kara olur. (aslında her zaman kara olur) Sonunda aileler ile mücadele başlıyor ve gençler kendilerini evlenmiş bulabiliyor. Daha henüz birbirlerini yeterince tanımadan sırf ailelere inat belki de hiç anlaşamayacağı birisi ile evlenebiliyorlar.
ELEŞTİRİ TERS ETKİ YAPAR
Bu inatlaşmanın farklı bir uygulamasına da çok sık şahit oluyoruz. Diyelim ki üniversite öğrencisi genç kızımız bir delikanlı ile çıkıyor. Genç kızımız ilk cinsel ilişkisini bu delikanlı ile yaşayabiliyor. Diğer yandan aile bu delikanlıyı hiç onaylamıyor. Delikanlının ne bir eğitimi ne de mesleği var. Aile delikanlıdan hoşlanmadığı için kızlarına baskı yapmaya başlıyor. Genç kıza bu ilişkinin yanlış olduğu anlatıldıkça genç kızımız o delikanlıya daha bir sarılıyor. Veya bekareti beraberce hallettikleri için mutlaka o delikanlı ile evlenmek zorunda olduğunu sanıyor. Ailenin ayrılma yönünde baskı yapması ne yazık ki olumsuz bir evliliği tetikleyebiliyor. Oysa genel bir kural, kızınızın veya oğlunuzun çıktığı kişiyi ne kadar eleştirirseniz onların birbirlerine sarılmasını o kadar teşvik etmiş olursunuz. Unutmayalım ki ergenlik dönemi anne-baba ile inatlaşma dönemidir. Kızınız veya oğlunuzun çıktığı kişinin olumsuzluğunu herkes söyleyebilir ama siz, siz olun fazla konuşmayın ve karışmayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.