Bayram'da İzmir'de doya doya kalayım diye yurtdışı seyahatimi kısa kestim. Geldiğim gün herkes yurt dışına... Hangimiz Mersin'e hangimiz tersine, bilemem ama tek bildiğim Hüseyin- Beril Başaran'ın muhteşem otelleri Bodrum Ramada'ya gelmekle çok isabetli bir şey yaptığım. O kadar huzurluyum ve huzurluyuz ki tüm yazın en isabetli kararlarından birini verdiğime inandım.
Gündüz o belki Bodrum'un en iyi SPA'sında Cihanna ile güne başlamak, arada İstanbul'dan börek, Paris'ten salam, ev yapımı mandalina reçeli (10 çeşit reçel harici), zeytinler gemlik, sucuk Afyon'dan ballar Fethiye Babadağ, tereyağ Trabzon'dan bir brunch... Mutlak o Konya taş fırınından çıkan bir sıcacık lahmacun, pide, kebap vs... bir şeyler öğlen sizi bekliyor. Akşam, evet akşam muhabbeti bambaşka oluyor buralarda. Sanki evinizin dev terasında süper bir orkestra eşliğinde misafirlerinizi ağarlıyorsunuz. Ufak aperatiflerin ardından masalara geçip olmazsa olmazımız Bodrum'un değil belki de Türkiye'nin en lezzetli 'sushi'si, tempurası, sashimisi masanızda...
Gecenin ilerleyen dakikalarında cesur kim varsa (ses sanatçısı olmak zorunda değil) sahnede performans gösterirken kendinizi vermiş olduğunuz ev davetinin doruğunda hissediyorsunuz. Bu kadar rahat bu kadar şık bu kadar eğlenceli bir ortam ancak resortun sahipleri ile oluşur sizin neşeniz dışında.
Şarkılar, sözler, eğlence derken nefis bir işkembe çorbası ile gece sona erdi sanarsanız yanılırsınız. Çünkü Hüseyin Bey'le başlayan Andrea Bocelli, Ajda Pekkan, süper Fransızca, Rumca, Arapça şarkılarla coşarken Neslihan'ın (Yargıcı) DJ'liği ile gece devam ediyor evinizde. Dolu dolu yaşadım Bodrum Ramada Resort'u. Kışın SPA'daki, restorandaki, bardaki etkinliklerle devam ediyor muhabbetler...