Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel 'Küresel Eğitime Katkı' ödülüne layık görülen ilk Türk oldu. Yücel, ödülünü UNCA adına BM Genel sekreteri Ban Ki Moon'un elinden New York'ta aldı BESİM KAZADO
New York şu günlerde en yılın en heyecanlı ve en renkli günlerini yaşıyor, her sene olduğu gibi. Okullar tatil, alışverişler dorukta, sokaklar ışıl ışıl, sinemalarda yılın en iyi filimleri başlıyor... Anlaşılacağı gibi hakiki bir bayram başlıyor. Christmas ile başlayan tatil, yılbaşını da içine alınca herkes birbirine 'Happy Holidays' yani "Mutlu Tatiller" diye başlıyor konuşmaya. Bu arada dev markalar dahil tüm alışveriş merkezlerinde inanılmaz ucuzluklar yarışıyor.
Size karışık bir NY turu yapayım dedim bugün.
ÖDÜLÜ ALAN İLK TÜRK
Geçtiğimiz hafta buralarda gögsümüzü kabartan bir event gercekleşti. Bahçeşehir Uğur Eğitim kurumları kurucusu ve Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel layık görüldüğü 'Küresel Eğitime Katkı' ödülünü aldı. Hem de yıl boyunca süren Birleşmiş Milletler etkinliklerini ödüllendiren UNCA (Unated Nations Correspondent Association) adına BM Genel sekreteri Ban Ki Moon'un elinden aldı ödülünü başarılı iş adamımız Enver Yücel. Geceye katılanlar arasında Türk-Amerikan Topluluğu liderlerinden Ali Çınar, NY Başkonsolosu Erhan Yalçın ve BAU İnt. University Mütevelli Heyeti üyesi ve de Unique Settings of NY'un CIO'su Ekmel Anda vardı. Bu özel gecede favori starlarımdan Andrea Bocelli de kendi dalında aynı platformu paylaştı. Ve de o da alkışlarla ödülünü aldı. Bu bölüme şunu eklemek isterim Enver Yücel bu ödüle layık görülen ilk Türk. Candan kutluyorum kendisini.
Ertesi gece de NY'un en önemli ve en büyük müzikholü, spor sarayı Madison Square Garden'da büyük bir heyecanla bu dünya starını her dakikası başka bir heyecanla 19.000 Bocelli tutkunu ile birlikte izledim. Muhteşem bir repertuvar, muhteşem NY Flarmoni orkestrası ve dev korosu büyüledi adeta herkesi. 19.000 kişi aynı ruhta, aynı melodide, aynı notada, aynı kültürde buluşunca muhteşemlik ona deniyor herhalde. İşte bunu doya doya tattım.
Buranın sayılı özel, ödüllü ve de çok kaliteli filimler gösteren bir sineması var Lincoln Center'de. Her zaman dolu olan bu sinemanın geçen akşam önünden geçerken tekrar göğsüm kabardı milli duygularla. Haluk Bilginer, Melisa Sözen ve Demet Akbağ'ın oynadığı Nuri Bilge Ceylan'ın filmi 'Kış Uykusu'-'WinterSleep'in afişini gördüm. Bu değerli sinemada gösterime girmiş ve 'the New York Times'ın övgü dolu afişi ve de koskocaman yılın 10 filminden biri yazısı. İnsanı hele buralarda çok gururlandırıyor. Tabii ki burada çok sakin bir gala ile gösterime girdi doludizgin devam ediyor gösterim. Bu arada Haluk Bilginer'in oynadığı 'Rose Water' yani 'Gül Suyu' adlı filmi seyrettim. Bilginer ayakta alkışlandı. Herhalde kendinin bile haberi yoktur.
Hepinizi hasretle kucaklıyorum, bir iki güne kadar yeni mektubumla tekrar size kavuşmanın neşesi içindeyim.
YENİ YIL COŞKUSU
Hava erken kararsa da caddeler gündüzden daha aydınlık burada. İnanılmaz cadde ışıkları, süsleri ve vitrin dekorasyonları yarış halindeler. Hele hele Rockfeller Center'da her yıl kurulan ve de merasimlerle açılışı yapılan ünlü ağacı yüzbinlerce hayranı ziyaret ediyor. İnanın trafik aksıyor. Ama herkesin bu birliği, bu takdiri, bu coşkusu görülmeye değer. Bu mağazaların önünde, caddelerde, güzel süslenmiş her yerde devam ediyor.
Tabii ki Christmas coşkusu sinemalara müzikhollere de yansıyor. En iyi filimler, gösteriler, baleler bu ara sahneye konuyor. Hayranı olduğum Lincoln Center'da Peter Tschaikovsky'nin 'Kuğu Gölü', 'Uyuyan Güzel' den sonra son yazdığı bale 'the Nutcracker' her yıl olduğu gibi aynı tarihlerde sahneye kondu yeni yıl coşkusu için. Matine ve suare yer bulmak pek mümkün olamıyor. NY Balesi 60 yıldır sahneye koyuyormuş. Genelde her gelen ailenin özene bezene hazırlandıkları birbirinden şık görünümleri ve de o kadar çocuğun çıt çıkarmadan 2 saati aşkın bir süre hayranlıkla gösteriyi izlemeleri beni hayran bıraktı.
