Dine göz açıp kapayıncaya kadar dolu dolu 1 hafta daha geçti.
Geçen haftaki yazıda belirttiğim İzmir Sev Okulları'nın başarılı talebelerinin benim tanıdığım 3'ünün anneleri Zeynep, Arzu ve Demet'le hızlandırılmış son gün New York turundan sonra İzmir'e döndüler. Pek üzüldüm, alışmıştık o güleryüzlerine, hızlarına... Çeşme'de görşmek üzere ayrıldık...
Ardından ertesi gün Suzan'ı İstanbul'a yolcu ettik. Ettik ki akşamına Ceylan (Tecimer) geldi NY'a. Epeydir Los Angeles'ta yaşayan güzel arkadaşım NY'a yerleşen kızıyla hasret gidermeye gelmiş. En az kendi kadar güzel ve başarılı Nesli, Fransız modacıların internet üzerinden satış yaptığı büyük bir firma ile çalışıyor.
'Le Meridien' Manhattan'ın barında bu kez üçümüz hasret giderdik.
Ya arkadaşlıklar eski olunca insanlar nasıl rahat ve güvende oluyor.
Hani yıllarca önce bıraktığın yerden bir gün önce görüşmüş gibi devam ediyorsun sıcak dostluğuna.
Aynen öyle oldu, görüşemediğimiz arayı acilen kapatıp bugüne geliverdik.
Cylan'la kızı Nesli'nin yaşındayken geçen hatıraları anlattık... Anlattık ama gencecik kızımıza o kadar garip geldi ki güldüklerimiz.
Eeeeee devir değiştikce insanların neşeleri hüzünleri tamamen değişiyor.
PEMBE BEYAZ PARK
'Le Meridien'de kalan Chicago'lu dostlarım Zeynep Erol Yorulmazoğlu aramıza katıldılar. NY'un şu günlerde en 'in' yeri 'Baccarat'ya uğradık, yemek yiyeceğimiz 'Bilboquet'ye geçtik.
Bu akşam da aynı mekana gideceğimi varsayarsak her hafta gittiğim yer' Le Bilboquet...
Yemek öncesi, yemek ve sonrası harikaydı... Ertesi gün pazar sabahı Central Park turumuza çıktık Chicago'lu doktor arkadaşlarımla.
Parkın en güzel zamanı yani bahar geldiği için pembe ve beyaz çiçeklerle bezenmiş ağaçların arasında bol bol yürüdük.
'April in New York' yani New York'ta Nisan'ı doya doya tattık.
Bu şehirde o kadar çok sanat gösterisi var ki ne kadar takip ederseniz edin mutlak kaçırdığınız bir iki eser çıkabiliyor.
İşte park dönüşü tesadüfen çok seyretmek istediğim 'Ballet Hispanico'nun son gösterisi olduğunu keşfettim. Nasıl giyinip, nasıl evden çıktığım bir yana yarı metro yarı taksi yarı koşma ile 'Joyce' Tiyatrosu'na vardım. Canselation yani iptal kuyruğuna girdim.
Hiç yer kalmayan muhtşem gösteride zor bulabildiğim yerime oturduğum anda danscılar sahnede yerlerini aldılar.
Başta Flamenco klasik İspanyol danslarının yer aldığı gösterinin son bölümü 'Clib Havana' da herkes koptu. Süperdi...
Nerede karşıma çıkarsa oradayım... İki gece önce seyrettiğim 'Dance Theater Harlem' ile hafta sonu birbirinden renkli 2 bale seyretmiş oldum.
BİR DE MÜZİKAL TABİİ Kİ
Veeeee Salı gecesi son günlerin en flaş müzikaline gittim. Başroldeki oyunculardan Lauta Benanti, June Krakowski ve 3 ay evvel Canegie Hall'de 'Christmas Carols'da tanıştığım Zachary Levi'nin harika oyunları ve sesleri haricince harika dekorlara bayıldım, bayıldım... 50' lerin müzikalleri sanki daha da renklisini izliyorsunuz...
'Cabaret'yi izlediğim yıllarca NY'un en popüler müzikhall'u 'Studyo 54'te izliyorsunuz 'She Loves Me'yi