Hatırlarsanız Dalyan'ın eşsiz güzelliğini taçlandıran Kaunos Kral Mezarları doğa koşulları ve insan tahribatı yüzünden erimeye başlamış, bölgeyi ziyaret eden Kültür Bakanı Ertuğrul Günay tarihi kayaların yakalandığı hastalıktan kurtarılması için devreye girmişti.
Likyalıların 2 bin 500 yıl önce kayalara oyma gibi işleyerek tarihe miras bıraktığı mezarların pul pul dökülmesinin nedeni, kireç taşının zaman içinde özelliğini yitirmeye başlamasıydı.
O zaman da durumun vahametini ve tehlikelerini bu köşeden dile getirmiştik. Çünkü kaya mezarlarının yüzeyindeki korozyonların kopması, el hüneri desenleri dümdüz etmenin yanı sıra, çevreye de tehdit saçıyordu.
Zamanında önlem alınmayışının ve yasak olduğu halde oraya tırmanan insanların verdiği hasarı gidermek kolay değildi. Yurtdışından bilim adamlarının da yer alacağı bir heyetin inceleme yapması gerekiyordu. Önce kopan parçalar ile kireç taşının analizi, ardından aşınmaya son verecek tedaviye geçilmesi, gayet uzun vadeli bir işti.
Nitekim aradan aylar geçtiği halde, Kaunos Kral Mezarları'nı sağlığına kavuşturacak projenin hazırlığı sürüyor.
ÇİFTE TRAJEDİ
Bu konuya dönmek, dünkü Yeni Asır'da verdiğimiz bir haberden aklıma geldi. Bildiğiniz gibi, Dalyan'daki kral mezarlarının bir benzeri de Fethiye'de bulunmakta. Yine Likya döneminden günümüze kalan bu kral mezarlığı, şu anda bir davetsiz misafirin tarumarına uğramış durumda!
Yukarıda, bu mezarların ne kadar hassas bir yapıya sahip olduğunu ve korunmadığında başlarına gelecekleri boşuna anımsatmadım. Fethiye'deki kaya mezarlığında tam 1.5 yıldır hasta ve kimsesiz bir adam yaşıyormuş. Gazetemizdeki habere göre, mide kanserine yakalanan, yalnız ve çalışamaz durumdaki Sabri Ertürk, kalacak yeri olmadığı için yol üzerindeki kral mezarlığını konut edinmiş.
"Ortada bir insanlık dramı yaşanırken sen kaya parçalarını mı düşünüyorsun?" diyenleri duyar gibiyim. İyi de adamcağızın binlerce yıllık bir tarihi yok etmek pahasına orayı mesken tutmasının kendisine de bir faydası yok ki! Sonuçta korunaksız ve tepesinden sular akan bir alanın taş zemininde yatıp kalkmak sağlıklı bir kişiyi bile öldürecekken, kanserli hastayı ne hale getireceğini siz düşünün. Canlı canlı çürür insan orada, çürür... Zaten zavallının kıpırdamaya mecali kalmamış artık.
ATEŞ YAKMIŞ
Tabii bu arada dokusu gereği insan eli değmesinden bile zarar görecek o tarihi yapıda, 1.5 yıldır insan yaşamasının yol açacağı zayiatı da gözünüzün önüne getirin... Isınmak için ateş bile yakmış adam kral mezarının içinde. Yapının üzerini simsiyah iz kaplamış yahu.
Arada sırada Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan destek de alan Sabri Ertürk'ün, nerede ikamet ettiğini belli ki bilmeyen yok. Kentin idarecilerinden bir vicdan sahibi çıkıp da, ölümcül hastayı o berbat hayattan çekip almayı düşünmez mi hiç! Fethiye Kaymakamlığı kimsesiz ve hasta bir adamı barınma evine yerleştiremeyecek kadar aciz değil a! Bu çifte trajedi, Türkiye'nin turist cenneti Fethiye'ye yakışıyor mu?
Hem bir insan hayatı, hem de tarih çürüyüp gidiyor. Çok ayıp ve günah!