Bülent Gürlük

Bale sanatçıları sokağa mı atılacak?

Çok değil, henüz iki hafta önce gelen mahkeme kararıyla sevinçten havalara uçmuştuk. Hatırlarsanız iki yıl süren duruşmaların ardından, İzmir Devlet Tiyatrosu'nun çıkarılmaya çalışıldığı Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi kurtarılmıştı. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün talebini kabul eden 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 milyon 831 bin lira karşılığında kamulaştırdığı Karşıyaka Sahnesi'nin kapı gibi tapusunu tiyatroculara bıraktı.
***
Kararın ardından, ben de müjdeli haberi ağzım kulaklarımda köşeme taşımıştım. Ama gazetecilik güdüsüyle sorgulanması gerektiğini düşündüğüm bir gerçeği de sonraya bırakarak... Kafamı kurcalayan soru şuydu: Ya mahkeme ters yönde bir hükme varsaydı, o zaman ne yazacaktım? Büyük ihtimalle, Karşıyaka Sahnesi'nin tapusunu vaktiyle almak için hiçbir girişimde bulunmayan Tiyatro Genel Müdürlüğü'nü, yıllarca ayakta uyumakla suçlayacaktım. "Senelerce orada kiralık oturup, binayı başkalarının alarak 'boşaltın bakalım' demesini bekleyecek ne vardı?" diye hayıflanacaktım.
***
Tıpkı şimdi, aynı sitemi Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü için içimden geçirdiğim gibi... Geçen hafta basında yer alan haberlerden bildiğiniz gibi, İzmir Operası'nın bale sanatçıları, provalarını yapmak üzere kullandıkları o köhne Tekel binasından çıkarılmak isteniyor. Üstelik bu kez durum ciddi. Çünkü İzmir İl Özel İdaresi, bir bölümü Opera ve Bale Müdürlüğü'ne tahsis edilen Konak'taki Tekel Tütün Depoları'nı elden çıkarmayı aklına koymuş. Burayı satmak ya da takasa gitmek amacıyla tekliflere açık olduğunu, belediyelere ve meslek odalarına duyurdu. Artık sadece parayı basan birilerinin ortaya çıkmasını bekliyor.
***
Oysa İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin orayı boşaltması ilk kez istenmiyor. Bale sanatçılarını yersiz yurtsuz bırakacak hamleler geçmişten bu yana sürüyor. Gelin şimdi, önünde sonunda işin bu noktaya varacağı belliyken, Opera Genel Müdürlüğü'nün yıllardır ne diye bir önlem almadığını sormayın! Aldığım bilgilere göre son gelişmelerden sonra İzmir'in eli ayağı bağlanmış durumda. Belki bir kurtuluş ışığı yakılır umuduyla bekleniyor. Üstelik bu zamana kadar, müdürlüğün kısıtlı imkanlarıyla o izbe yerleri adam etme uğraşları da cabası.
***
Olayın en üzüntü verici tarafı da ne biliyor musunuz? İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü Aytül Büyüksaraç'ın önderliğinde harikalar yaratan bir kurumun böylesi acizliklerle gündeme gelmesi. Çalışma şartlarının güçlüklerine rağmen bize mükemmel gösteriler sunan bale sanatçılarımız daha iyi olanaklara kavuşmayı beklerken, bugün kapı önüne konma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Ve bu kentin adı, güya kültür sanat alanında marka haline gelmesi ağızlardan düşmeyen İzmir...
***
Zaten depo olarak inşa edilmiş o eski binanın fiziki şartları sanat üretmeye uygun değil. Baleciler yıllardır insan sağlığını olumsuz etkileyecek koşullarda provalarını yaparak temsillere koşuyorlar. Hem de gıkları çıkmadan... Konuşmaları, hallerinden şikayetçi olmaları bile ellerinden imzalı kağıt alınarak yasaklanıyor. Ama hak ettikleri değerin verilmesine sıra geldiğinde, o kapı açılmıyor. Belli ki bu yer sorununun geçiştirilecek tarafı kalmadı. İzmir'e ayrı bir sevgi beslediğinden emin olduğum Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen'in en kısa zamada kalıcı bir çözüm sağlayacak adımları atacağına inanmak istiyorum. Bekleyeceğim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.