• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Surname’yi izlerken aklıma takılanlar... BÜLENT GÜRLÜK

Surname'yi izlerken aklıma takılanlar...

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Mart 2011, 16:32
Bizim işimiz bu... Huzur içinde oturup izleyemeyiz hiçbir temsili. Sadece görüp duyduklarımızın akışına kapılıp gidemeyiz. Çünkü algılarımız 'etkilenimlerle' gevşeyiverirse, görmediklerimizi, eksikliklerimizi akla getiremeyiz. Nitekim 'eleştiri' çoğu zaman izletilenlerin değil, gösterilmeyenlerin içindedir. İşte o yüzden seyrine kapıldığımız her gösteride 'saklı kalanları' arayan bir dedektör gibi çalışır gözlerimiz... Beyine sinyaller ulaştıkça, zihnimize yeni notlar düşeriz. Ki salondan çıktığımızda, övgünün yanında yergiye de yer kalmış olsun.
***
Bazen de öyle bir sunumla karşılaşırız ki, ayakta alkışlamaktan gayrı takınacak ifade bulamayız. Söyleyecek söz yoktur... Çünkü aklın-hayalin sınırları sonuna dek zorlanmış, düşleyebileceklerimizin ötesi önümüze getirilmiştir. Tıpkı, İzmir Uluslararası Kukla Günleri kapsamında izlediğim 'Surname 2010' gibi. Hayallerimizin alabildiğince dev kuklalarla sahnelenen bir Türk oyunu olan 'Surname'de, "İşte Avrupa'da bile ağızları açık bırakacak bize özgülük budur" dememek mümkün mü?
***
Kaçıranlar için özet bilgi geçelim... Yiğit Sertdemir'in yazıp yönettiği, maske-kukla-kostüm tasarımlarını Candan Seda Balaban'ın hazırladığı 'Surname 2010', İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi.
Proje fikrinden koreografi, müzik ve şarkı sözlerine kadar tamamen 'Türk malı' bir kukla prodüksiyonu olan oyunda, Osmanlı'dan günümüze eğlence kültürünün örnekleri sergileniyor. Böylece bugün unuttuğumuz geleneksel şenliklerimize, seyirlik gösterilere, minyatür sanatımıza, meddaha, gölge ve kukla oyunlarımıza kadar geçmişin eğlence anlayışına tarihsel bir ışık tutuluyor. Arada şimdiki İstanbul yaşamının keşmekeşliğinin canlandırılması da seyirciyi hem güldürüyor hem eğlendiriyor.
***
Bu güzelim eserin ilk gösterimi, geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul'da yapıldı. İzmir Uluslararası Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın 'Surname'sini 'onur konuğu' payesiyle festival kapsamına almasaydı, biz İzmirlilerin bu güzelim oyunla tanışma şansı olmayacaktı.
Birbirinden ilginç tiplemeleri yansıtan dev kuklaların hazırlanması, büyük bütçe ve profesyonellik gerektiriyor. 40 kişilik bir kadronun yer aldığı gösteri bir buçuk saat sürüyor. Ama verilen emeğin, dökülen terin karşılığında, dünyanın neresinde sahnelense insanları hayran bırakacak bir kumpanya ortaya çıkıyor.
***
Kimin hüneri bu yapım? Bizde ısrarla kurulmayıp da İstanbul'da şahaneler yaratan şehir tiyatrolarının... Ne yazık ki İstanbul ve İzmir arasındaki kültür uçurumunda ibrenin en çok şehir tiyatroları eksikliğimiz üzerinde durmasına rağmen, kentimizde bir türlü bu yönde adım atılmıyor.
Üstelik hiçbir ilde bulunmayan bir kurucu kadro ve sanatçı potansiyeliyle beslendiğimiz halde. Oysaki İstanbul, İzmit, Bursa, Eskişehir, Manisa, Aydın ve benzeri birçok yerin tiyatro yaşamına zenginlik katan şehir tiyatroları İzmir'e de yakışmaz mı? Kenti marka haline getiren kukla festivalinde, 'İzmir menşeli' 'Surname'ler izlemek göğsümüzü kabartmaz mı?
Gelin de o dev kuklaları izlerken aklınız bunlara takılıp kalmasın şimdi...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.