Orhan Veli'yi tanımamak utanılacak şey mi canım!
Mesela edebiyat fakültesi öğrencisi gencecik bir kız, dünyanın en önemli yazarını bilememekten yatarsa, jön gibi bir delikanlı her soruya yanıt verirken dinlediği müziğin Flamenko olduğunu ayırt edemezse, yüzünden gülücük saçılan bir diğer yarışmacı 'Orhan Veli'yi çıkaramazsa, buna gülüp geçmek mi lazım, yoksa sinirden deliye dönmek mi?
Hem de tüm soruların yanıtı önlerindeki dört seçenekten birinde yazıyorken...
***
Ben sinirleniyormuşum! Demek o an gözüm dönüyor gibi oluveriyorum ki pek farkında değilim. Hatta ağzıma geleni saydırdığımı iddia edenler de mevcut.
Haklıdırlar... Çünkü düşününce, şu anda bile tepem atıyor. Güzel, alımlı, edebiyat fakültesinde okuyan bir kız çıkıyor tiyatrocu Kenan Işık'ın sunduğu yarışma programına. Havadan sudan birkaç suali bertaraf ettikten sonra, bir edebiyat sorusu gelip çatıyor.
'Pygmalion'un yazarı olan ve 94 yaşında tırmandığı ağaç tepesinden düşerek ölen yazarın adı isteniyor. Bir edebiyatçı için seçenekleri görmeye dahi gerek yok. İrlandalı yazar Bernard Shaw... Ama yarışmacı kız melun melun bakıyor, bilemiyor ve eleniyor. Klasiklerden habersiz edebiyat öğrencisi! Ne dersiniz?
***
Bir başka gece, göz ucuyla bakıyorum aynı programa, tansiyonumu yükseltecek bir aptallıkla karşılaşmaktan korkarak...
Yine üniversiteli bir genç oturuyor Işık'ın karşısında. Baştaki uyduruk soruları geçiştirdikten sonra, stüdyodan ayan beyan bir Flamenko şarkısı yükseliyor.
Sorulan da müziğin türü zaten. Kaldı ki 'İspanyol müziği' olduğu da belirtiliyor ve seçeneklerdeki diğer yanıtların İspanya ile uzaktan yakından ilgisi yok. Öyle ki kaydı dinlemeden de yanıt verilebilir. Ama bizim oğlanda ne müzik kültürü, ne kulak dolgunluğu... Filozof gibi derinlere dalarak, "İzleyiciye sorma jokerimi kullanayım" diyor...
Yahu o yarışmada hangi joker hakkınızı kullanacağınızı düşündüğünüz kadar okumaya, dinlemeye zaman ayırsanız, bu durumlara düşmeyeceksiniz!
***
Bu kez daha vahimi...
'Gün olur alır başımı giderim/Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda' diye kendine özgü tarzıyla Zülfü Livaneli'nin sesi duyuluyor. Şarkıcının adı da vurgulanarak, sadece "Sözleri hangi şairimize aittir" deniyor.
Kızcağız dinleyip dinleyip, "Telefonda joker hakkımı kullanayım" demez mi! Buyur bakalım...
Sıkıştığında yardım almak için belirlediği üç kişinin arasından, doğruyu bulacağına inandığı kişiyi aratıyor. Ki yanıt 'Orhan Veli', sokakta kimi çevirseniz bilmeli...
Adam bağlanıyor, dinliyor şarkıyı... Ama o da bihaber Orhan Veli'den. "Dur bakayım, alır başımı giderim miydi" diye gevelerken, zaman tükeniyor tabii.
Belli ki google'dan aratacak uyanık. Karşısına 'Orhan Veli' çıkınca da kalıbından utanmayacak!
***
Kenan Işık da sakinleştirici ve kas gevşeticiyi birlikte yutmuş gibi, gevrek gevrek sırıtarak izliyor karşısındaki zavallıları.
Bir kere de, "Yahu bu adam gözleri kapalı İstanbul'u dinliyor, sokaktaki hallerimizi, geçim derdimizi yazıyor. En fazla 'rakı şişesinde balık olmayı hayal edecek' kadar süzme bir halk şairimizdir Orhan Veli. Bunu bilmeyeceksen, burada ne arıyorsun. Hangi 'milyon'un peşindesin evladım" demiyor.
Ama ben içimden fazlasını diyorum. Hatta kendim öyle sanıyor, meğer dışımdan saydırıyormuşum.
Söyleyin Tanrı aşkına, şimdi ben sinirli bir adam mıyım?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.