Türkiye'deki okullaşma ivmesi, üst üste imam hatip ve meslek liseleri açma eğilimiyle yükselirken, koskoca İzmir'de ilk ve tek 'Özel Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi' Çamlaraltı Koleji tarafından hayata geçirildi.
Her biri uluslararası kariyere sahip sanatçı ve akademisyenler, 'Görsel Sanatlar' ile 'Müzik' bölümlerindeki yetenekli gençleri geleceğe hazırlıyor.
Ayrıca eğitimin okul sıralarında kalmayacağını iyi bilen Çamlaraltı yönetimi, sergi, konser, tiyatro ve opera salonlarına yönlendirdiği öğrencilerinin sanatla beslenen bir kültür kimliği edinmelerini sağlıyor.
***
Kendisi de öğrencilik yıllarında mandolin çalan, dans dersleri alan, çok sesli korolara katılan ve sergilerde yer bulan resimlerin altına imzasını koyan Çamlaraltı Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Engin Dirikal, önümüzdeki yıl da 'tiyatro' bölümüyle sanat eğitiminin çeperini genişletme hazırlığında.
Fuayelerde sürekli karşılaştığımız Dirikal hocamın 'engin' kültür birikimi ve ağları ülke sınırlarımızı aşan sanatçı çevresi insanı şaşırtıyor. Bana her seferinde, 'merak ediyorum, her gösteriye nasıl yetişebiliyorsun' diye soruyor ama kendisi ve değerli eşi de hiçbir etkinliği boş geçmiyor.
***
Engin Dirikal hocam, Çamlaraltı markasıyla Devlet Tiyatrosu ve İzmir Operası'nın gala gösterimlerini de üstlenerek, kentin üniversite, basın ve idari protokolünden birçok değerli ismi 'sanatın' çatısı altında buluşturmaya devam ediyor.
'Nora', 'Bağdat Hatun', 'Huzur Çıkmazı', 'La Sonnambula' ve 'Bit Yeniği'nin ardından, geçtiğimiz perşembe akşamı Konak'taki 'Keçiler Adası' oyununda, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Atilla Kezek, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Osman Ermumcu ve eşlerini aramızda görmek mutluluk vericiydi.
***
İtalya'nın önde gelen çağdaş yazarlarından Ugo Betti'nin yazdığı 'Keçiler Adası', İzmir DT oyuncularından Sadık Yağcı'nın ilk yönetmenlik deneyimiyle seyircilerin karşısına çıktı.
Alev Erözmen, Menekşe Bendeş Özyiğit, Yasemin Toprak, Mustafa Çolak ve Ali Sinan Demirkale'nin rol aldığı oyunun son derece sürükleyici bir dili var. Savaş yüzünden erkeksiz kalan üç kadın ile yine uzun yılarını çatışma bölgelerinde kadınsız geçiren bir adamın karşılaşmasıyla başlayan oyun, 'cinsellik', 'umut', 'ihtiras' ve 'suç' olguları üzerinden normal olanın yaşam koşullarına göre değiştiği gerçeğiyle yüzleştiriyor seyirciyi...
***
Birlikte yaşayan ve aynı adama aşık olan üç kadın da hem öz benlikleri ile tutkuları arasında bocalar, hem de kendilerine şehvet besleyen erkeği kaçırmamak için birbirleriyle içten içe rekabete girerler.
Bu açıdan, aksiyona iç çatışma ve ikilemlerin yön verdiği, psikolojik derinliği olan güçlü karakterlerin kimi zaman sinsice, kimi zaman patlama yaparcasına çatışmasını izlediğimiz 'Keçiler Adası', savaşın insan ruhunu nasıl parçalara ayırdığını gözler önüne seriyor. Ve çatışan duygularımız içinde 'doğru yolu' bulmanın, çoğu zaman etrafımızı saran sosyal koşulların kıskacında olduğunu sorgulatıyor bize... İzlemeyenlere, görmelerini öneririm.
Kuklalar Kordon'da yürüyüşe geçecek
7. İzmir Uluslararası Kukla Günleri, yarın Kordon'da düzenlenecek kortej yürüyüşü ve ardından Fireter (Bulgaristan) topluluğunun Gündoğdu Meydanı'ndaki muhteşem gösterisiyle İzmirlilere 'merhaba' diyecek. Cumhuriyet Meydanı'nda saat 17.30'da başlayacak kortej yürüyüşüne Fireter topluluğunun yanı sıra, Sokak Sanatları Atölyesi, Zeytin Kostüm Evi tarafından hazırlanan dev kuklalar, Forum Bornova Kukla Oyunu Yarışması'na katılan okullar, kukla sanatçıları ve festivalin destekçisi kurumlar katılacak. Şenliği kaçırmayın...