Açık hava tiyatrosu Harlem'le şenlendi
Kültürpark Açık Hava'daki gösteriden söz etmeden önce tekrar hatırlatalım, Harlem grubunun manevi mirası, Amerikan Yurttaş Hareketleri lideri Martin Luther'in mücadele ruhunu gençlere dansla aktarma ve klasik balenin sanat biçimiyle insanların daha özgür bir yaşam inşa etmelerini sağlama düşüncesine dayanıyor...
***
Harlem Dans Tiyatrosu da, bu mirası izleyicinin zihninde canlı tutmak amacıyla, programına 'Gloria' adlı bir klasik bale eseriyle başladı. Siyahilerin karşılaştıkları engelleri aşma ve bu uğurda bedel ödedikleri duygusunu uyandıracak bir koreografi çıktı ön plana.
Harlemli dansçılar, yansıtmaya çalıştıkları figürleri bale tekniğine oturtma konusunda yetenekliler. Ancak bale sanatı sadece teknik sergileme ustalığı değildir. Harlemliler, kompozisyonu duyguları ve beden dilinin estetiğiyle bütünleştirmede zayıf kalınca, yaratmak istedikleri etki üzerimizde bir türlü yoğunlaşmadı.
***
Açıkçası, çok ilginç koreografiler çizdikleri ve oldukça zorlayıcı hareketlerin üstesinden geldikleri halde, müziğin ruhunu ifadelere dökme konusunda yetersiz buldum Harlem'i... İsimlerine 'dans tiyatrosu' diyorlar ama tiyatrallıktan tamamen yoksundular.
Teknik kapasitelerinin yanında, anlatımı vücuduna ve mimiklerine kalıp gibi oturtan bizim Devlet Opera Balesi dansçılarını, onca imkansızlıklara rağmen ortaya koydukları performanslardan dolayı bir kez daha kutladım içimden...
***
Bu arada Harlem'in özellikle üçlü ve ikili danslardaki baş döndüren hızı ve klasik tarzın etrafına serpiştirdikleri stil çeşitliliği görülmeye değerdi.
Şarkılı danslarda solo, düet, üçlü ve dörtlü hareketler zincirini, açık havanın olumsuz şartlarına rağmen aksamadan tamamlamayı başardılar.
İnsanın yüzüne gözüne rüzgarın çarptığı bir atmosferde o dengeyi sağlamak, tempoyu ve uyumu kaçırmadan dansın bütünlüğünü korumak kolay iş değildi.
***
Ne yazık ki olumsuz koşulların kaynağı, sadece mekanın riskleriyle sınırlı kalmadı! Ses düzenindeki yamulmalar ve birkaç kez müziğin kesilmesiyle de azizliğe uğratmayı başardık Amerikalı sanatçıları...
Yine de özellikle siyahilerin ritim duygusu ile atletik yapılarını kendi müzik ve dans kültürleriyle buluşturdukları 'Dönüş' adlı final bölümünde izleyiciler adeta coşku patlaması yaşadı.
***
Topluluğun 30'uncu kuruluş yıldönümü için hazırlanan ve dünya prömiyeri 21 Eylül 1999'da gerçekleştirilen 'Dönüş'ün koreografisi, 12 dansçı için James Brown ile Aretha Franklin'in şarkıları eşliğinde, klasik, modern, postmodern, sokak dansları ve akrobasinin ironik karşıtlıklar oluşturduğu bir senkron senteziydi adeta.
Hem coşkuluydu hem de son derece gülünç ve eğlenceli. Harlemli dansçıların belki de en özgür biçimde kendilerini yaşadıkları 'Dönüş', İzmirlilerin ısrarlı alkışları üzerine bis yapıldı.
Temeline klasiği yerleştirip, dansın evrensel disiplinlerinden etkileyici bir yelpaze sunan Harlemli sanatçılar açık havaya renk kattılar. Onları da, festivali düzenleyen İKSEV'i de kutlarız...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çapulcuların sosyal medya esprileri kitapta toplandı (28 Haziran 2013)
- 'Direniş ruhu'nu yansıtan Harlem dansçıları İzmir'de (27 Haziran 2013)
- 'Memur sanatçı' olmaz, tüccar sanatçı ve gammazcı şef olur! (25 Haziran 2013)
- 'Sanata Evet' çağrıları ve taslakta geri adım... (21 Haziran 2013)
- Mozart Akademi, 'minik Mozartları'nı belirledi (18 Haziran 2013)