Alman Kültür'e yeni yüz ve Anadolu Apartmanı...
Her zaman ne diyoruz? İzmir'de bir elin parmakları kadar festival yok. Yapılanlar da hep kısıtlı imkanları zorlayarak, bütçe ayırması için belediye kapılarını tırmalayarak gerçekleştiriliyor. İzmir'in iş dünyası ne yazık ki kültür sanata ağırlığını koymuyor. Hissedilir düzeyde ne bir yatırım, ne de beklentileri karşılayacak destekler görebiliyoruz.
***
İşte bu yoksunluk, İzmir'in festival ve kültür sanat deviniminde elini taşın altına koyanların kıymetini daha da artırıyor. Bunların arasında Goethe Enstitüsü, Fransız Kültür, İzmir İtalyan Konsolosluğu gibi dış patentli kurumların katkısını inkar edemeyiz.
Yabancı sanatçıları İzmir'le tanıştırma, festivallere kaliteli grupların gelmesini sağlama, kültür organizasyonlarına salonlarıyla, sponsorluklarıyla sahip çıkma ve yıl boyunca düzenledikleri etkinliklerle hayatımıza renk katma konusunda olağanüstü katkıları var bu kurumların. İyi ki varlar ve kentin asıl sahiplerinin boşluğunu dolduruyorlar!
***
Örneğin sanayisi kadar müzik, edebiyat, tiyatro, opera bale, resim ve fotoğraf gibi sanat endüstrisinin de dünya merkezi sayılan Almanya ile aramızdaki kültür köprüsünü yıllardır kim sağlıyor? Goethe Enstitüsü... Dil kurslarının dışında, Alman sanatının yetiştirdiği değerleri İzmir'e taşıyan, sergi, oyun ve konserlere ev sahipliği yaparak kültür dünyamıza yeni pencereler açan Alman Kültür Merkezi'nin çalışmalarını yakından izliyorum. Çoğu zaman hayret uyandıran yeteneklerle ve eserleriyle buluşturuyorlar İzmirlileri...
İşte o Goethe Enstitüsü, artık Çankaya'da değil, Göztepe'de yeni açılan ve modern tasarımıyla dikkat çeken Megapol Sanat Merkezi'nde hizmetini sürdürecek.
***
Önceki akşam, Mithatpaşa Caddesi'nde Megapol Group'un İzmir'e kazandırdığı o muhteşem rezidans ile yanında yine onların restore ettiği tarihi apartmanın önünde, Alman Kültür'ün açılış töreni yapıldı.
Ama bu tören, İzmir'in tarihsel geçmişi, mimari ve kültürel yapısı açısından sadece bir açılış kutlamasından ibaret değildi. Çünkü Megapol İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selim Gökdemir, daha bir yıl önceki gazete haberlerinde, İzmir'in ilk 'çok katlı' binası kimliğini taşıyan Göztepe'deki Anadolu Apartmanı'nı yenileyeceğini duyurmuş, burayı aslına uygun mimarisiyle kentin kültür tarihine armağan edeceklerini ilan etmişti. Gerçekten de ünlü işadamı bunu başarmış ve şehrin siluetine adeta neşter vururcasına elden geçirilen Anadolu Apartmanı'yla tabloyu andıran bir görüntü yaratmış.
***
Anadolu'da 'çok katı' konuta geçişin ilk örnekleri arasında yer alan bina, Megapol titizliğiyle öne çıkan mimari estetiği sayesinde ışıl ışıl parıldıyor. İşadamı Selim Gökdemir, yüzyılı aşkın bir tarihe sahip bu ender yapı için kolları sıvadığında, hiçbir ticari kaygı gütmeden güzel bir eser yaratmayı düşündüklerini söylemiş, restorasyondan sonra dört katlı apartmanda çekmeyi düşündükleri bir de film projesinden söz etmişti. Şimdi ben, önceki akşam hayranlıkla incelediğim Anadolu Apartmanı'nın, kentin sanat yaşamında aktif rol alacak bir kimlik kazanmasını merakla bekleyeceğim. Tabii çekilecek filmi de...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Adaları cezalandıralım da bizimkileri ne yapalım? (12 Eylül 2013)
- Bisikletli özgür kız ve Kocaoğlu'nun sözü (10 Eylül 2013)
- Avrupai bir sokak kültürü İzmir'e çok mu? (20 Ağustos 2013)
- Eşyaya ve betona değil yaşamaya alan yaratmalı (14 Ağustos 2013)
- Karya Barok Topluluğu Avusturya'yı fethetti (13 Ağustos 2013)