Üç ayda 20 kilo verdikten sonra bel ağrılarından, nefes darlığından ve horlamadan kurtulduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen 69 yaşındaki Şendoğan Özkan, "Eğilip ayakkabılarımı bağlayamıyor, tırnaklarımı kesemiyordum. Bunları yeniden yapabiliyor olmak beni sevindiriyor" diyor
69 yaşındaki Şendoğan Özkan, pek çok akranı gibi yaşadığı ağrıları ilerleyen yaşına, güçlükle hareket eder hale gelmesini yılların yorgunluğuna bağlıyordu. Kilosu etrafındaki herkes kadardı ama, kapısını çaldığı her doktor ısrarla "Kilo vermen gerekiyor" diyordu.
Son gittiği doktorun "En az 10 kilo vermelisin" sözüne, içten içe gücenmişti bile. Ne demekti en az 10 kilo? Neticede ortada anormal bir durum yoktu. Yıllar geçtikçe sadece yaş değil, kilolar da doğal olarak artıyordu.
OĞLUNUN ISRARI İLE
Uzun süredir devam eden bel ağrıları nedeniyle ameliyat olacaktı ama üzerinde taşıdığı 20 kilo fazlalığa rağmen bu ameliyatın da ağrılarını geçirip geçirmeyeceği belirsizdi. Her doktor aynı şeyi söylüyordu, kilo vermesi gerekiyordu ama nasıl? Oğlunun ısrarı ile Beta HcG ile kilo verme programına başlayan Şendoğan Özkan, yöntemle tanıştığı ilk günü şöyle anlatıyor: "Oğlum 'Anne sabah hiçbir şey yeme. Erkenden seni almaya geleceğim' dedi. Yapılacak tahliller için aç olmam gerekiyormuş. Önce tahliller için kan verdim. Ardından doktorum bana Beta HcG'nin ne olduğunu, nasıl etki gösterdiğini ve uygulamanın ne şekilde yapılacağını anlattı. İştahımı baskılayarak diyet yapmamı kolaylaştıracak olan bu hormon, verdiğim kiloların da yağlardan olmasını sağlayacaktı. İnsülin enjektörü ile iğnelerimi her gün kendim göbek deliği çevresine yapacaktım. O gün doktorumun bütün dediklerini dikkatle dinledim. Yaz başı olduğu için üç ay boyunca Ayvalık'ta yazlıkta olacaktım ama buna da çözüm bulundu. İğnelerim her hafta kargo ile adresime yollanacaktı ve kontroller için de ayda bir kez İzmir'e gelecektim..."
MÖNÜLER OLUŞTURDUM
Beta HcG enjeksiyonlarının 15 Mayıs'ta başladığını belirten Şendoğan Özkan, "İlk 15 gün serbesttim. İstediğimi yiyip içebilecektim. Ama 15 gün bittiğinde doktorumun önerdiği beslenme programından bir nebze bile şaşmadım. Üç ay boyunca tamamen yağsız beslendim. Meyve çok severim. İstediğim kadar yiyebiliyordum. Sebze ağırlıklı mönüler oluşturdum. Semiz otu, ıspanak, kabak gibi sebzelerden çorbalar, salatalar, yemekler yaptım. Tavuk, balık ve eti de ızgara veya haşlama şeklinde yağsız olarak yedim. Ekmek yerine wasa (çavdardan yapılan mayasız İsveç ekmeği) yedim. Gün içinde üç litre su içtim" diyor.
TADINA BAKSAYDIN!
Şendoğan Hanım, bir yandan beslenme programını uygularken, sosyal yaşamının gereklerini de harfiyen yerine getirmiş olmanın haklı gurununu yaşıyor: "Ayvalık'ta yaz boyunca misafirlerimi ağırladım. Eşime ve konuklarıma yemekler pişirdim ama yaptıklarımın tadına dahi bakmadım. Bir gün misafirlerime de pişirmek için tost makinesinde yağsız karnıyarık tarifi denedim ama sonuç hiç hoşuma gitmedi. Ben de layıkıyla pişirip ikram ettim ama kendim yemedim. Komşularımın günleri oluyordu, poğaça, börek, çörek... Azıcık tadına bak diyorlardı. Hayır dedim her seferinde. Canım da istemedi."
-Program boyunca hiç kaçamağınız olmadı mı?
Hiç olmadı. Doktorum "Canının çektiği bir şey olursa tadına bak" diyordu ama canım istemedi. Üç ayın sonunda net 20 kilo yağ gitti. Her gören "Ne kadar güzel olmuşsun" diyordu. Bunlar da çok moral verdi bana. O günden bugüne hala dikkat ediyorum ve kilomu koruyorum.
-Kıyafetlerinizi ne yaptınız?
Hepsini attım! 52 bedenden 46'ya düştüm. Yeni giysiler aldım kendime. Eskiden çık kısıtlı seçeneklerim vardı ve giydiğim kıyafeti yakıştıramazdım kendime. Şimdi bayağı yakıştırıyorum giydiklerimi. Çocuklarımın iltifatları da çok hoşuma gidiyor. Anne ne kadar gençleştin. Ne kadar güzelleştin diyorlar. Çok mutlu oluyorum.
-Çevrenizden hiç olumsuz tepki aldınız mı?
Tabii ki. Bu kadar sıkı diyet yapsan zaten kilo verirsin diyenler, bu iğneler çok zararlı diyenler... Evlatlarım desteklerken, çevreden olumsuz tepkiler de aldım. Ama biliyorum ki bu sistem olmasaydı, doktorum olmasaydı tek başıma bu 20 kiloyu veremezdim. Daha önce de kilo vermeyi çok denedim ama olmadı. Her seferinde birkaç gün devam ediyordum ama sonra kalıyordu...
-20 kilo kaybetmek sağlığınız konusunda ne kazandırdı size?
Sağlığım inanılmaz düzeldi. Eskiden, eğilip ayakkabılarımı bağlayamaz, tırnaklarımı kesemezdim. Yürümem, hareketlerim, oturup kalkmam çok değişti. İki adım yol yürüsem nefes nefese kalırdım. Nefes darlıklarım gitti. Eşim artık geceleri horlamadığımı söylüyor.
Bel ağrım tamamen kayboldu. Belki bu kiloları veremeseydim ameliyata rağmen ağrılarımdan kurtulamayacaktım. İyi ki oğlumu dinlemişim.
-Beta HcG enjeksiyonlarını rahatça yapabildiniz mi? İğneler canınızı yaktı mı?
Hayır. Zaten insülin iğnesi çok küçük bir iğne. Özellikle ilk zamanlar yağlarım daha fazla olduğu için hiç hissetmiyordum bile. Ama programın sonlarına doğru biraz iğneleri hissetmeye başladım. Çünkü yağlarım azalmıştı! (gülüyor)
İlerleyen yaş kilo vermeye engel değil
Beta HcG'nin kilo verdiren etkisinden, her yaşta insanın yararlanabileceğini belirten Dr. Ahmet Refik Sayman, "Beta HcG ile kilo verme programında üst yaş sınırı yok. Özellikle ileri yaşlardaki hastalar bu programa başladıktan bir süre sonra 'kenara atılmış veya hayattan elini eteğini çekmiş' şeklindeki ruh halinden de sıyrılıyor. Beta HcG'nin içeriğindeki 'beta endorfin' de kişilerin moral değerleri üzerinde de pozitif etki yaratıyor. Pek çok hastalık günümüzde ilerleyen yaşa bağlanıyor ama eklem kireçlenmeleri, kemik erimesi gibi birçok hastalığın nedeni fazla kilolar. Örneğin kemik erimesinde, yumuşayan kemik dokusunun üzerindeki ağırlık arttıkça vücuttaki deformasyon da artıyor. Hastalar kilo verdikçe bu tür rahatsızlıklarından da kurtuluyorlar. Ayrıca tekrarlanan tahlillerle gözardı edilmiş problemler de ortaya çıkıyor. Örneğin genellikle bu yaştaki hastalarda kansızlık da sık görülüyor. Bu problemlerin de tedavisinin yapılması kişinin yaşam kalitesini çok farklı bir yere taşıyor. İsteksizlik, halsizlik, hareketsizlik de tamamen ortadan kalkıyor" diyor.
Beta HcG hakkında
Beta HcG, hamilelikle birlikte kadın vücudundan salgılanan bir hormon. Sağlık Bakanlığı'nın izni ile Hollanda'dan ithal edilen bu hormon ürünü, kadın-erkek, kilo vermek isteyen herkeste kullanılabiliyor. Hormonun iştahı baskılayan ve kilo kaybının fazla yağlardan olmasını sağlayan özelliği, kilo vermeye destek oluyor. Enjeksiyonlar, her gün göbek deliği çevresindeki yağlı dokuya insülin iğnesi ile yapılıyor. Olumlu etki 3-7 gün arasında kendini gösteriyor ve bir kür ortalama 60 gün sürüyor.