• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İnsülin direnci salgın gibi... FİLİZ İÇKE ÖNAL

İnsülin direnci salgın gibi...

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Aralık 2012, 15:59
Yapılan araştırmalara göre Türkiye nüfusunun yüzde 35'i fazla kilolu. Nüfusun yüzde 25'inde ise insülin direnci var. Bu durumun en büyük sorumluları, yanlış yiyecek seçimleri ve hareketsizlik

Son günlerde adını sıkça duymaya başladığımız insülin direncinin, hem şişmanlığın hem de başka pek çok hastalığın tetikleyicisi olduğu düşünülüyor. Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği medikal ekibi; Genel Müdür Gülşen Altın, Doktor Dilihan Gümüş, Diyetisyen Esra Aran ve Diyetisyen Derya Zünbülcan, insülin direnci hakkında bilgi verdi.
Kilolu bireylerin sayısındaki çok hızlı artışın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir sorunun kontrolden çıkmakta olduğunun işareti olduğunu dile getiren Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın, "Sağlık Bakanlığı'nın düzenlediği Obezite ile Mücadele Projesi riskin ciddiyetini rakamlarla ortaya koyuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 35'i obez, yani fazla kilolu. Yüzde 25'inde ise insülin direnci bulunmakta. Fazla kilosu olanlar veya insülin direncinin varlığından şüphelenenlerin En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurarak tetkiklerini yaptırmaları bu kişilerin yararına olacaktır" diyor.
* Eğer kolay kilo alıyor, zor veriyorsanız
* Karın çevreniz gittikçe genişliyorsa (Erkeklerde 100, kadınlarda 88 santimin üstüne çıkmışsa)
* Yaptığım diyetler işe yaramıyor, verdiğim kiloları kısa bir süre sonra yeniden ve fazlasıyla geri alıyorum diyorsanız
* Zamansız açlık krizleriyle tatlılara saldırmaya başladıysanız, ana öğünlerin hemen sonrasında gözünüzün önünden tatlı, pasta, börek geçmeye başlıyorsa
* Yemeklerden sonra yorgun, halsiz düşüp uyuklayan biri haline geldiyseniz
* Yemeklerden 1-2 saat sonra ani kan şekeri düşmesi nedeniyle öfke nöbetleri yaşıyor ve bunu tatlılarla bastırma ihtiyacı hissediyorsanız
* Gece uykunuzdan uyandıracak açlık atakları yaşıyorsanız
* Uykularınız adlandıramadığınız bir şekilde sık sık bölünüyor, sabahları yataktan yorgun ve aç uyanıyorsanız

Dikkat! Siz de insülin direncine yakalanmış olabilirsiniz!
Yemeğinizi yedikten kısa bir süre sonra gıdalar, bağırsakta parçalanarak emilip kana karışır. Böylece kan şekeri yükselir. Kandaki şekerin vücutta kullanılması için vücut, insülin hormonuna ihtiyaç duyar. Pankreastan salgılanan bu hormon, hücre ve dokuların şekeri kullanmasında anahtar rol oynar. Kan şekerini dokulara taşıyarak dengeler. Yağ dokusundan depo yağların çözülmesini azalttığı için kanda ilsülin fazlalaştıkça yağlanma ve kilo alma kolaylaşır. İnsülin düzeyini kanda hızla yükselten glisemik indeksi yüksek, basit şekerler, beyaz pirinç pilavı, beyaz undan yapılmış gıdalar, (beyaz ekmek, kurabiyeler, börekler, poğaçalar, açmalar) yendiğinde pankreastan aşırı miktarda insülin salgılanıyor. Kanda miktarı arttıkça kan şekerini çok hızla ve çok fazla düşürerek açlık hissine yol açıyor. BU nedenle kurabiye, börek, poğaça ve açmaları, bol ve hızla tüketenler kısa bir süre sonra yeniden acıkıyor.

AYAK SESLERİ
Kanda yüksek olan insülin bu düzeyde devam ettiğinde bir süre sonra karbonhidrat metabolizmasında bozukluk meydana getiriyor. İnsülin salgılanmasına rağmen, kandaki şekeri, direnç nedeni ile dokulara taşıyamıyor. Zamanla pankreas bezi, aşırı insülin salgılamaktan yorulduğundan insülin direnci, insülin yetersizliğine dönüşüyor ki bu da diyabetin ilk ayak seslerini güçlü olarak duymaya başladığımızın işaretidir.

İNSÜLİN DİRENCİ
* Şeker hastalığı/Erişkin tipi diyabet
* Obezite/şişmanlık
* Hipertansiyon
* Koroner kalp hastalığı/inme ve felçler
* Karaciğer yağlanması/yağlanmaya bağlı iltihaplanma
ve gut hastalığı gidern yolu kısaltıyor. Hatta meme ve prostat kanserine yakalanmayı kolaylaştırdığını gösteren bazı çalışmalar var. Bazı araştırmalarda da bellek bozukluklarına yol açtığı ve uzun vadede Alzheimer hastalığı riskini artırdığı ortaya konuyor.

NEDEN ŞİMDİ?
Günümüz şartları daha hızlı bir yaşam temposu gerektiriyor. Bu tempo içinde bazen farkında olmadan fazla kalori alıyor, besinlerimizi de hızıl üretilip hızlı tüketilen gruplardan seçiyoruz. Yiyecek içeceklerimizin yapısının değişmesi de önemli bir etmen. Tam gıdaları bir tarafa bırakıp paketlenmiş ürünlere, mısır şurubu, monosodyum glutamat katkılı yiyecek ve içeceklere ağırlık vermeye başladık. Fruktoz ve mısır şurubu ile tatlandırılmış içeceklerin, meyve konsantrelerinin, kolalı içeceklerin tüketimi yaygınlaştıkça insülin direnci de yaygınlaşıyor. Kafeinli içeceklerin insülin direncini kolaylaştırdığı düşünülüyor.

NASIL İYİLEŞİRİZ?

En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurarak tetkiklerinizi yaptırmanız ve gereken tedavilerin düzenlenmesi sizin yararınıza olacaktır. Doğru bir beslenme programı, düzenli egzersiz ve doktorunuzun gerekli gördüğü durumlarda ilaç tedavisi, insülin direnci tedavisinde ana kurallardır. Beslenmenizde basit karbonhidratlardan uzak durarak her türlü şekeri sınırlayın. Lifli gıdalara yönelin. Yoğun beyaz un kullanılarak yapılmış besinleri (beyaz ekmek, kekler, makarnalar, krakerler, cipsler gibi) yemeyin. Düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmeyin. haftada 3-4 kez 10 bin adımlık yürüyüşler idealdir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.