Güzel bir hikaye adı gibi başlayalım yazımıza. Romantik ve yumuşacık bir sesleniş. Genç anne adaylarının tatlı rüyası. Kim istemez ki minicik, dünyalar güzeli bir kız bebek sahibi olmak...
Hele yıllar geçtikçe cinsiyet ayırt etmediğim halde, kız çocuğunun farkını daha net görebiliyorum. Genç kızlarımızın ütopyası.
Dillerden düşmeyen bir hayal. Kadın cinsinin, çocukluk yıllarındaki evcilik oyunlarının baş kahramanının gerçeğe dönüşmesidir.
Pembe rengin büyülü havasının altında "Kız çocuğunun patikleri " gizlidir.
Anne adaylarına verilen en güzel haber "Bir kızınız olacak" müjdesidir. Hemen başlanır pembe renkli oda ve aynı renkte giysiler hazırlanmaya. Masumiyet temsili olan bu rengin her alanda, her dilde aynı anlamlarla karşımıza çıkmasıdır. Saf sevgiyi çağrıştırır.
ANNE KUCAĞI SICAKLIĞI
Yalnızca kız çocuk sahibi olanlar anlayabilir.
Süslü tokalar alacağınız biri vardır artık hayatınızda! Yanınıza bir alışveriş arkadaşınız çıkmıştır. Onun için beğendiğiniz kıyafetleri bakalım o beğenecek mi?
Yaptığınız her şeyi taklit edip peşinizde dolanacaktır. Sizin küçük versiyonunuz olacak, etrafınızdakiler sizin uyumunuza imrenerek bakacaktır.
Ne mutlu size, birçok eşyanızı artık ortak kullanabileceksinizdir!
Kendinizi birdenbire evcilik oyununun içinde rolleri değiştirmiş bir şekilde bulacaksınız.
Biraz da siz çocuk olun bakalım!
Onlar hayatımızın küçük kadınlarıdır.
Kız çocukları sevgilerini göstermekten hiç çekinmezler. Her fırsatta size sarılarak güzel sözler söylerler. Büyüdüğü zaman kendi gençliğinizden pay çıkararak ona en doğru yolu siz gösterebilirsiniz. Biliyorsunuz ki anne kucağı her yaşta sıcaktır.
DÜNYA VAHŞETE KOŞUYOR
Peki bu minik hanımlar dış dünyanın acımasız çarklarında kendilerini neler beklediğini bir anlayabilselerdi, yine bu yaşama gelme çabası gösterirler miydi?
Hiçbir anne babanın çocuklarına karşı tercihli yaklaştıklarını sanmıyorum. Evlat sahibi olmak evrenin kişiye paha biçilmez bir hediyesidir diye düşünenlerdenim.
Günden güne yetişkinler için bile yaşaması zor bir coğrafyada çocuk olmak, büyümek ve kendini var etmek, üstüne üstlük bir kız çocuğu olarak var olmaya çalışmak! Dünya vahşete doğru koşarken; bu olumsuzluklardan en çok yine kadın cinsiyeti etkilenmektedir.
Kız çocuklarının var oluşları çokça yenik başladıkları yaşam mücadelesinde bu yüzden bir kahramanlık hikayesidir aslında.
Kız çocukları tüm bu yokluklar listesi içinde, hiçbir koruyucu mekanizma olmaksızın, arkalarında bir adalet sistemi olmamasına rağmen kendilerini var ediyorlar.
HAYALLERİMİZİ ÇALMAYIN
Dünyanın neresinde olursanız olun kadına yönelik şiddet yaygın bir toplumsal sorundur. Şiddetten en çok etkilenen kişiler, kadınlar ve çocuklardır. Kadına yönelik şiddet, temel hakların ve özgürlüklerin ihlalidir.
Kadını hedefleyen şiddetin sebebi, kadının davranışlarını korkutucu bir şekilde kontrol etme çabası, üstünlük kurma isteği, ekonomik yetersizlikler, iç dünyasında kendisini yetersiz hissetme, çocukluğunda ailesinde yaşanan travma nedeni olan davranışları öğrenmiş olma ve kişinin iletişim kurmakta problem yaşaması, kontrolsüz alkol kullanımı veya zararlı madde kullanımına bağlı kötü alışkanlıklar sonucu olabilir diyebiliriz.
Kadına uygulanan şiddet, fiziksel, psikolojik ve cinsel zarar görmesiyle sonuçlanan hareketlerdir.
Halbuki biz kadınlar pembe rengin hakkını veren güzel hayallerin kahramanı olmak istiyoruz. Büyüyüp kadın olduktan sonra bile pembe patiklerimizi özlüyoruz.
Lütfen bizden hayallerimizi çalmayın.