Stüdyoda hafta beş, canlı yayın yapmaktan bir yere kıpırdayamaz olmuşum. Yeni kurulan A Haber'den canlı yayına konuk olma teklifi gelince bu fırsatı kaçırmayıp İstanbul'a kaçtım. İstanbul'da beni TÜRSAB bölge başkanlarından Nezih Üçkardeşler ağabeyim karşıladı. Nezih Bey, kendi deyimiyle 'Noel baba' gibi bir adam! Başarılı bir işkolik olmasının yanı sıra, herhangi bir konuda yardıma ihtiyacı olan kapısını çalar, yanıtsız bırakmaz. İnsanlara yardımcı olmanın püf noktası yardımı yapanın, yardımı alandan daha mutlu olması... Kolay değil, bu sistem başka türlü yürümez! Enerjisi hiç bitmeyen ( maşallahı unutmayalım) Üçkardeşler, bize kusursuz bir ev sahipliği yaptı.
İlk gece Bamtur'un yurtdışından kiraladığı Alexander Von Humboldt yolcu gemisindeki tanıtım partisine katıldık. Hadise, her zaman olduğu gibi sesi ve çekici beden diliyle seçkin davetlileri büyüledi.
Son gün, Jolly Tur'un birlikte çalıştığı otel ve seyahat acenteleri ile birlikte Sortie'de organize ettiği yaza merhaba partisinde turizmcilerin sezon coşkusuna ortak olduk.
A haber Kanalı'ndaki karizma ve ünlüler konulu sohbetimiz, sunucumuz gazeteci yazar Meltem İnan'ın sıcak ve teklifsiz tutumuyla daha da hoş geçti. Mutlu Hesapçı ve Elif Altay gibi deneyimli bir ekibin hazırladığı 'Yaşasın Haftasonu' programı aynen yayınlandığı kanal gibi ses getireceğe benziyor.
Hadım politikacı
Mine Kırıkkanat, geçenlerde köşesinde bir çeviriye yer vermişti. Özellikle seçim öncesi seks skandallarıyla 'gelen' ve 'giden'lerin konuşulduğu bir ortamda, Kırıkkanat'ın gündeme getirdiği gazeteci yazar Percy Kemp'in çılgın görüşü, gerçekten tartışma yaratacak nitelikte! Kemp, tarihte pek çok politikacının cinsel zaafları sebebiyle büyük hatalar yaptığı, ülkesini olmasa bile mutlaka kendisini zora soktuğundan hareketle, bir ülkede yüksek seviyede politikaya soyunan tüm erkeklerin hadım edilmesi ve böylece en belirgin zaaflarından arınması, ideal devlet adamlarına dönüşmesi gerektiğini iddia ediyor. Her ne kadar bu teori erkeğe özgü bir gerçeği sert bir şekilde ifade etmek yönünde kullanılan uç bir teori olsa da Percy iddiasında ısrar ediyor ve politikaya hevesli pek çok erkeğin bu küçük (!) bedeli seve seve ödeyeceğini söylüyor. Ben de Percy'e 'Yok artık!' diyorum. Cinsellik kadın için sıcaklıkla ilgili bir kavram, bir araç olarak ortaya çıkarken, erkek dünyasında güce karşılık geliyor. Erkek için seks, düpedüz güçle ilgili bir kavram! Çoğu erkek, 'ihtiyaç fazlası' cinsel ilişki ve partner değişikliğini gücün bir parçası ya da sonucu olarak algılıyor. O yüzden 'Bir erkek parayı buldu mu önce arabayı, sonra da hanımı değiştirir' şeklindeki nahoş ama içinde gerçek payı olan espri yapılır. Güç, erkek için başdöndürücü, canlandırıcı ve yenileyici bir afrodizyaktır ve seksle direkt ilişkilidir. Bu yüzden her tür gücün adı, iktidar'dır. Allah şaşırtmasın ama, güç, pek çok erkeği şaşırtabilir. Özellikle de öncesinde güç eksikliği çekenleri... Bütün bunlara dayanarak Kemp'in teorisini imkansız buluyorum. Hiçbir normal erkek, siyasi iktidarını cinsel iktidarına gönüllü olarak değişmez. Ha, bir kolunu istesen, politik güç için verir mi? Çoğu gözünü bile kırpmaz. Ama öteki fedakarlık türü? Cık! Yemez...
Türk olmak
* Yemek pişinceye kadar bekleyip, soğuyuncaya kadar bekleyememektir.
* Tarihte anasını ağlatmış kim varsa, küçük Emrah bilgeliğiyle 'baba' ismiyle kendilerini şereflendirebilmektir.
* Animizm olgusunu en modern şekilde uygulamaya geçirip bir cd'yi otomobil aynasına aksesuar olarak asmayı akıl edebilmektir.
* Trafik sıkışıklıklarına çözüm olarak ambulans arkasına takılabilmektir.
* Tüm gün oruç tutup arada hatunlara 'vayy vayy vayy Hulusi, çantaya bak, çantayaaa!' diye iç geçirip orucunu saatinde büyük bir huşuyla açabilmektir (Çok mu çok oluyorum acaba?)...
* Hem bu dünyayı hem ahireti aynı anda düşünüp, doktoruna 'Hocam bugün rahmime döllenmiş sperm aşılandı. Orucum sakata girer mi?' diye mesaj atabilmektir. (Bizzat tanık oldum.)
* Asansörün kapısına asılarak bekleyince asansörün daha çabuk gelebilme ihtimalini düşünebilmektir.
* Memlekette herkese üst düzey iş varmış gibi yardımcınızın size Hülya Avşar kaprisi yapabilmesi, sizin de ya ona boyun eğmeniz, ya da Moldova'lardan, Gürcistan'dan çalışan ithal edebilmenizdir.
* Devletin valisinin büyük bir haklılık ve ironi duygusuyla 'Gelin size otomobil fabrikamı gezdireyim' deme yürekliliğini göstermesidir. (Otomotiv sektöründe fiyatların yüzde elli beşi vergi, ya düşünün bakalım en büyük ortak kim oluyor?) (Bizzat yaşanmıştır.)
* Tatvan'da belediye başkanının en çok keyif aldığı diyaloğun aşağıdaki olabilmesidir:
Başkan: 'Söyle bakalım meteoroloji müdürü, yarın havalar nasıl olacak?'
Müdür: 'Valla sayın başkanım, onu Allah bilir, ben ne desem yalan şimdi, eki eki eki ki...'
* Düğün konvoylarında damadın onuruna herkesin korna çalarak 'Aha bizim oğlan bu gece bununla gerdeğe girecek hayırlısıynan' tadında gelin hanıma dikkat çekebilmesi, olayın altını çizebilmesidir.
* En aristokrat, en kibar geçinen ailelerin bile birlikte yenen bir yemek sonrası hesabı kapabilmek adına adisyonla Amerikan futbolu oynayabilmesi, masada büyük arbede çıkarabilmesidir.
* Tüm dünya milletlerinin ayıramadığı, parçalayamadığı bir ulusu, kuyuya bir taş atan politikacının bir gecede bölebilmesidir.