Sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu! Neden mi?
1. Herşey hakkında (yalan yanlış da olsa bazen) bilgi edinmek çok kolaylaştı. Bilenin değeri azaldı. Öğrencinin gözünde öğretmen hantal kaldı.
2. Genç ve popüler köşe yazarı arkadaşlarım artık bir etkinliği olay yerinden sıcak sıcak internete servis edebiliyorlar. Klasik gazetecilik anlayışına tur bindirildi.
3. Gazeteciler, ünlüler artık twitter köşelerinden kapışıyorlar. Magazinin geleceğini kendileri tayin edebiliyorlar.
4. Herkesin kendi blogu var, kendi hayran sayfası var. Herkesin küçük çapta şöhreti var. Ünlülerin artık saygı görmek için çok daha iyisini ya da çılgınını yapması gerekiyor, çıta çok yükseldi.
5. Son olarak yurt dışında uğradığı tecavüzü dahi tweet'leyen kadın, olayı bambaşka noktalara taşımıştır.
BOOK'tan bir uygulama
Gündelik hayatımızın markalarla sarılması yetmedi, artık sanal sosyal sitelerde de kendimizi daha iyi teşhir edebileceğiz...Facebook'taki yeni bir uygulama, artık fotoğraf karelerindeki insanlar gibi markaları da etiketleyebilmemize olanak veriyormuş. Aman ne güzel !
Zaten sokaklarda gezen insanımıza bakıyorum, en orta halli genç kızımız bile bir kafeden kalkarken ağır çekimle kalkıyor. Neredeyse saçının uçuşmasını, eteğinin dalgalanmasını kare kare izleyebiliyoruz. Arkadaşlarıyla fotoğraf çektirirken yanak yanağa geliyor, dudaklar ya büzülüyor ya da ağız hafifçe ıslatılıp aralanıyor, hafif yukarıda tutulan kamera merceğine şaşkın ama anasının gözü (bunu becermek mesele işte) bir poz veriliyor. (Bunun adı Facebook pozu) Gençlerimiz hem diziler hem de sosyal paylaşım siteleri sayesinde birer yıldız gibi her anlarını tüketiciyle paylaşabiliyorlar. O yüzden herkes bir film karesindeymiş gibi yaşıyor. Görünmek artık herşey! Gösterebildiğin oranda varsın. Eskilerin görgüsüzlük dediği şeyin adı olmuş sana marketing. Marketing ne? Düpedüz pazarlama! Market, zaten Pazar demek... Yani insanlar meyveler gibi pazar mallarına dönüşmüş. Göğsü portakal, kalçayı elma yapacağım diye beynini mercimeğe çevirenler gördümmm!
Dilbilgisine giriş
- Sosyal medyadan önce çoğumuz bir hiçtik ! Sonra bir değer ifade etmeye başladık. Nasıl mıydık önceden? İşte, böyleydik...
- Sen çocuktun, sandın ki hayatın ÖZNE'sisin.
- Bir sokak oyununda seni maça dahil etmek için topun olması gerektiğini görünce anladın ki, sen anca anca GİZLİ ÖZNE'sin.
- Hormon yağmuruna tutuldun bir ara, alışmıştın ya gizli özne olmaya, birinin gizli aşığı oluverdin. Şans bu! Önceleri İLGİ EDATInı bile senden esirgeyen aşığın, nihayet kabul etti seni uzun ısrarlardan sonra. Ama olmadı, yaranamadınız ailenize...İkinize birden yüklendiler, birlikte YÜKLEMi oldunuz kısa bir cümlenin.
- İşe alınmak için girdiğin mülakatlarda uzun süre, CİNS İSİM'din. Oysa ki bileğinin hakkıyla istiyordun işi, cins'el kimliğinle değil! Ama sorun da burda idi zaten... Cinsel kimliğini kullansaydın bir süreliğine ÖZEL İSİM'i oluverecektin amirinin...
- Oysa sen, zar zor girdiğin işte, YUVARLAK ÜNLÜ olmamak adına, SERT ÜNSÜZ takıldın. İyi halt ettin, kariyerine bir ZAMİR olarak devam ettin.
- Zaman zaman mesai arkadaşlarınla sohbet ederken 'Ne kadar AZ kazanıyoruz' gibi zarfları kullanarak seni zarfladılar. ZARFA gelmedin. Onlar yürüdü gitti çeşitli usulle, sen evlenmiştin, yeni ailenden azar işittin. 'Elalem nasıl yapıyor? ' haklı sorusunu sordular, sustun. Biliyordun ki, sen artık ailenin GEREKLİLİK KİPİ idin. Hayatını yüzlerce 'meli' yönetiyordu ve sen çevrenin gözünde Allahın 'malı' idin...
- En anlayış gösterilen zamanlarında çocukluğuna dönülüyor, gıyabında KÜÇÜLTME EKLERİ ile konuşuluyordu. Adamlığın gitmiş, CAĞIZ'ı kalmıştı geriye...
- Sen hayatını bir zincirleme isim tamlaması içinde yaşamayı düşünürken, (Ahmet'in yatının misafirleri) BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI kabilinden tanımlamalar kalmıştı sana, sokak kedisi olmuştun...
- Neler düşünmüştün, olmadı. Evdeki hesap çarşıya, sendeki karakter piyasaya uymadı. HAYAT SENİ CÜMLE İÇİNDE KULLANDI!
Kime diyoruuum...
ABD ve İngiltere'de Viagra kullanımının ardından 270 kişide ağır işitme kaybı vakası rapor edilmiş. Bence burada bir yanlış yönlendirme var.( Yaşlılar tarafından zaten işitme konusunda yıllardır kandırılıyoruz.) Örnek mi?
- Baba, artık kaç yaşına geldin. Biraz durmanın zamanı geldi. Yaşam tarzını hiç beğenmiyorum.
- ...
- Baba?
- Buyur?
- Baba, kime diyoruuum?
- Ne diyo bu oğlan bana? Bişey diyo ama hiç anlamıyorum. (Keh keh)
Rekora bak!
Almanyada düzenlenen Guiness rekorlar kitabı denemelerinde Thomas Vogel, tek elle sütyen kopçası açma rekorunu kıramayıp iki dakikada ancak elli yedi sütyenin kopçasını açabilmiş. Böyle bir rekor denemesinin nereden aklına geldiğini soramam, ancak bu rekor denemesine nasıl antrenman yaptığını merak etme hakkımı saklı tutarım.