Kızıl topraklar
Meraklıları için tercüme edelim, meraklı demek.
Mars'a gitmek için üretilmiş en gelişmiş uzay aracı. Onikiden fazla kamerasıyla Mars'ta hayat var mı diye bir bakacak.
Mars görüntüleri belli, önce taş toprak... Rengi? E, kızıl gezegen... Kırmızı!
Curiosity'den gelen ilk fotoğraflarda gördüğümüz toprak, bugün batının en gelişmiş ülkesi olan Amerika'nın güncel fotoğrafıdır.
Gelelim ülkemizin güncel fotoğrafına!
Geçtiğimiz günlerde Hakkari Yüksekova'dan kalkan Jandarma Genel Komutanlığı'na ait bir S -70 Sikorsky tipi helikopterin, Dağlıca'nın 12 kilometre kuzeydoğusundaki Deryan Tepe'ye inişe geçtiği sırada düşmesi sonucu şehit olan 5 askerden biri olan Piyade Uzman Çavuş Regaip Şahin'in cenazesini belki hatırlarsınız...
O da günümüz Türkiye'sinin güncel fotoğrafıdır aslında...
Bir erin tuttuğu şehit fotoğrafı, arkasında başı yerde iki adam. Şehit yakınları...
Aslında başı yerde bu adamların başının dimdik olması gerekir ama acılarına bir de utanç eşlik ediyor. Üstlerinde cenazeyi ve katılımcıları koruyan şemsiye, bir firmaya ait reklam şemsiyesi... (Elbette firmanın bu konuda bir kusuru yok, o işini yapmış ama fotoğraf absürdün çok ötesinde!) Şemsiyede bir slogan yazılı, dalga geçer gibi, iyi mi? ' Mutluluğu paylaş !'
Herhalde daha manidar olamazdı.
Elin ulusu ayı vilayeti yapmış, yanına bir de Mars'ı eklemiş... Yani resmen teknoloji yarışında Mars olmuşuz!
Topraktan geldik, toprağa döneceğiz.
Bu mukadder.
Ama toprak renginde fark var sadece...
Yani üzülmeyin, biz Mars'ın kızıl topraklarını göremedik diye... Biz de kızıl topraklara sahibiz, şehitlerimiz suluyor o toprakları! Toprak bile kıpkırmızı oluyor onlar yatarken, ama seyirci kalan bizlerin yüzü kızarıyor mu, şüphe ederim!
Daha merhumları altında dinlendirebileceğimiz reklamsız şemsiyelerimiz yokken, şehit haberleri verilirken dalıp da vtr arasında şarkı mırıldanan NTV spikerine boşuna bağırıp çağırmayın sonra!
Deve hesabı olmuş o spikerin de hali: Neremiz doğru ki spikerimiz eğri olsun?
Ya bir gün facebook olmazsa
Varlığı en yakın rakibi Google'ın iki misli olan Facebook, hisseleri halka açıldıktan sonra en hızlı değer kaybeden şirket olmuş. Peki, ya deli Zuckerberg bir gün kafayı kırıp, 'Tieyyyt! Başlarım öyle aşkın ızdırabına.. Görürsünüz siz! Kapatıyorum işte Facebook'u... Ne haliniz varsa görün!' dese...biz Facebook bağımlıları ne yaparız?
- Yazdığımız şeyleri yayınlayacak alan bulamadığımız için bunalıma girer miyiz?
- Günlük tutmak tekrar moda olur mu? Eskiden gizli tutulan günlükler eş dostla paylaşılır mı?
- En yeni fotoğraflarımızı dökebileceğimiz bu genişlikte bir alan olmadığına gör,e albüm hazırlamakla yine uğraşır mıyız, bunları göstermek için eşi dostu eve çağırır mıyız?
- İnsanlar sanal milliyetçilikler, sanal kahramanlıklar yapacaklarına- artık kurtlarını dökebildikleri bir mecra olmadığına göre- protesto eylemlerini sokağa dökülerek yapmaya başlarlar mı, yoksa yiğitlikleri dijital alemde mi kalır?
- Bikinilerimizi çekip evin tüm perdelerini açarak mahalleye canlı yayın yapar mıyız? Teşhircilik artar mı, azalır mı?
- Nerede kiminle ne yaptığımızı anlatacak daha popüler bir mecramız artık olmadığı için bir özel dedektif tutup kendimizi izletir, raporları da önemsediğimiz arkadaşlarımızın posta kutularına attırır mıyız?
İşin gerçeği, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinin son halkasında bulunan 'Bilinirlik' aşaması, sadece diğer tüm ihtiyaçlarını doyurmuş insanlar içindir. Bizde tam tersine, pek çok konuda aç olan bir millet, facebook sayesinde kendini darı ambarında sanmaktadır. Takipçisi üçyüz beşyüz kişi olan bedava ünlüler yaratmış bulunuyoruz. Durum budur.
Kıllı kültürel kodlar
Batı medeniyetine teknoloji, ağırlıklı olarak Japonlardan akıyor olsa da Japon kültürü, batıda ne varsa bunları tersine kullanan bir kültürdür.
Batıda iletişimde göz göze gelmemek bir saygısızlık işareti iken, Japonya'da direkt göze bakmak saygısızlık kabul edilir. Onlar sizin boynunuza doğru bakarlar.
Batıda bahşiş standart, Japon kültüründe ayıptır. Çalışmak onurlu bir iştir ve zaten bunun için para almaktasınızdır. Nazik Japonlar, bahşişin standart olduğu bizimki gibi ülkelerde de bunu -incitmemek adına- zarf içinde sunarlar.
Batıda cenaze törenlerinde siyah giyilirken, Japonya'da matemin rengi beyazdır.
Bütün bunlarda bir sorun yok. Özellikle saygılı millet dediğimizde ,ilk aklımıza gelen ülkelerden biri Japonya'dır. Bununla beraber Japonların tasvip edemediğim bir terslikleri de var. Estetik ve hijyen değerleri de batı kültüründen -ve dahi bizim kültür kodlarımızdan- hayli farklı.
Olimpiyatlarda Japon kızların koltukaltındaki maki örtüsünü farkedince libidom öyle düştü ki, artık çocuk sahibi olabileceğimden bile emin değilim. Ya siz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.