Hakan Urgancı

Seccadelerde büyük tehlike!

Bir tv programında şu başlık atıldı:
'Şok Şok! Seccadelerde büyük tehlike!'
Programda tartışılan konu özetle şuydu: Bazı seccadelerde domuz ve haç resimleri varmış. Biz de bu sayede- bilmeden- (tövbe estağfurullah) domuza ve haça secde etmiş oluyormuşuz... Gerçekten ilginç ve dikkat çekici bir iddia... Reyting yapar mı? Garanti. Peki seccadelerde bu resimler var mı? Eğer- o gözle bakarsak- gösterdikleri seccadelerde buna benzer desenler görülüyor. (Kaldı ki ben bu seccadelerden birine bile rastlamadım.)
Kötü kalpli misyonerlerin (!) büyük bir komplo projesi örneği olarak böyle bir düzen kurduğunu ve 'Nıhahaha! Şu Müslümanlar neye secde ettiklerini bir bilseler!' şeklinde haince gülerek ellerini oşturduklarhiç sanmÇok komik ve çocukça...
Velev ki bu bir komplo olsun. Bu sayede biz - gerçekten de- haçın ve domuzun önünde mi eğilmiş oluyoruz? Ne saçma! İnsan neye inanırsa onun önünde eğilir. Paraya inanan paraya, Allah'a inanan Allah'a... Seccadeler de sadece üzerinde durulacak bir araçtır, bir dokumadır. Herhangi bir kudsiyeti yoktur.
Namaz için düz renk giysiler önerilir. Üzeri hayvanlı, resimli şeyler olmamalıdır. Neden? Örneğin önünde biri namaz kılıyor. Tişörtünün arkasında bir fil resmi var. Sen şimdi file mi secde etmiş oluyorsun? Haşa. Peki neden o resim orada olmamalı? O resim hayal gücünü çalıştırıp dikkatini dağıtmasın diye. Konunun özeti bu.
Hep söylüyorum. İşin mantığını kavramadan sadece şekille idare edilen islam, o coğrafyanın insanlarını çağın gerisinde bırakır. Sadece Müslümanlara değil, İslam'ın imajına da böyle zarar verir. Önemli olan seccadelerdeki resim değil, senin kalbinde duran resimdir. Gerisi boştur. Bir öyküyle bağlayalım.
Mecnun çöllere düşmüş, Leyla'yı arıyor. 'Leyla!' diye bağırarak bir oraya bir buraya koşuyor. O sırada o civarda namaz kılmakta olan bir bedevi Mecnun'u görüp namazını bozuyor ve Mecnun'a bağırıyor.
- Önüne baksana be adam! Namazımı bozdun. Zorun ne senin?
- Çok özür dilerim efendi, bağışla beni. Leyla'mı arıyorum..
- Bana ne senin Leyla'ndan uzaklaş. Kum sıçratma bana!
- Tekrar affdilerim. Ancak gitmeden bir sorum var sana.
- Sor da defol !
- Ben Mecnun. Adı üzerinde ben aşığım, deliyim. Şu koskoca çölde Leyla'mı, sevgilimi ararken kendimi kaybetmişim. O yüzden göremedim seni. Sen ki namaza durmuşsun, en büyük Sevgili'nin huzuruna çıkmışsın. O arada sen beni nasıl görebildin onu anlamadım. Hele bir deyiver bana!
... Bir bayram dilerim
Günlerin uzun, saatlerin kısa olduğu,
Telefonla aramanın bol, mesajla kutlamanın az olduğu,
Telefon şarjının dolu, yolların sakin olduğu,
Barışmanın çok, kırgınlığın yok olduğu,
Aile büyüklerinin evlerinin dolu, acil servislerin boş olduğu
Çikolatanın tatlı, kahvelerin acı olduğu,
Harçlığın bol, göz yaşının az olduğu,
Kardeşin kardeşi kırdığı Ortadoğu'nun en azından mübarek günlerin hatırına
Huzurlu olduğu,
Birlikte kocaman bir İslam alemi olarak
Kalplerin bir olduğu
Bir bayram dilerim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.