Yazı yazmak
Bir miktar incelik de olmalı işin içinde!
Zira düşünmektir, söylemeden önce...
Ve nerdeyse acıtacak kadar düşünmektir bazen yazı yazmak.
Yazmak, herkeste bulunmayan bir meziyet olsa da bunca 'herkes için' olduğundan, sık sık akıl verilmesi, zaman zaman da acımasızca eleştirilmektir.
Hatta yazdığın şey için 'nah bu yazdı!' diye parmakla işaret edilmesini, çoğu kez hedef gösterilmeyi bile göze almaktır.
İyi tüccar vadeli alır, peşin satar. Yazar peşinen verir, vadeli alır. Kötü ticarettir. Dünyanın en kötü yatırımıdır. Bir yıl kitap yazarsın, bazen bir ay doyurmaz seni parası.
Dünyanın en iyi yatırımıdır. Evladın bakmaz ama, şanslıysan, kitabın sana da bakar, evladına da... Adını evladın değil, o yürütür.
Yazmak, sırf insanlar okusun diye değil, içindeki apseyi boşaltmak, acıyı dindirmek için de yazmaktır. Yetenek zannederler, ilaçtır aslında yazmak...
Sadece süslü sözler üretmek, hitap ettiğin kitlenin sırtını sıvazlayıp gazını almak değil, kimi zaman bir çözüm de sunabilmek, bir yaraya merhem olabilmektir.
Yazı yazmak, seninle aynı dünya görüşüne sahip olmasa da dövülene, sövülene, ezilene, vurulana eşit derecede üzülebilmek, gerekirse onunla ya da onun için ağlayabilmektir satırlarında...
Herkes lafını sözünü yiyebilir, sen yiyemezsin. 'Ben dememişimdir öyle şey, sen yanlış anlamışsındır' diyebilir, sen diyemezsin. Önüne cart diye koyuverirler, bu senin imzan değil mi? diye... Yazı yazmak senettir, kontrattır. İnkar edemezsin, ödetirler adama...
Evet, tutarlı olmaktır yazı yazmak ama tutarlı olacağım diye bir görüşe fanatikçe saplanıp kendini bir taş bloğuna çevirmek de değildir. Aksine değişebilmek, ancak sorulduğunda neyi neden değiştirdiğini bilmek, değişimi aslolan tek şey olarak bilmektir.
Yazı yazmak, hele hele ki başkalarının tüketimine açık yazmak, apaçık bir sorumluluk işidir. Doğru bildiğini militanca savunmak, ak ya da kara demek, ya biz ya onlar demek, gri bölgeleri bilmemek vatandaşın işi olabilir. Yazmak ise tam aksine, hep oturduğu yeri değiştirmek, farklı bakış açıları geliştirebilmek, söylenmemişi söylemek, gösterilmemiş yolu göstermektir.
Herkesin geçtiği beş şeritli kalabalık fikir otobanına bakmak, ama o yola tenezzül etmemek, sıkça yeni patikalar, hedefe daha kestirme yollar aramaktır yazmak...
Evet, yazmak aramaktır.
Yazmak, bulmaktır.
Yazmak bulup buluşturmak, bir noktada birleştirmektir.
Birleştirmek hayattır, yazan için hayat yazmaktır bazan...
Amsterdam nesiyle meşhur?
Ünlü yazar John Green, özellikle seks ve uyuşturucusu ile meşhur olan Amsterdam hakkında şu tesbitte bulunmuş:
'İnsanların çoğu Amsterdam'ın günah şehri olduğunu düşünüyor. Oysa bana göre Amsterdam bir özgürlükler şehridir ve sorun çoğu insanın özgürlük kavramından günahı çıkarmasıdır. '
Bu hayatta bence de neye bakarsan onu görürsün. Neye inanmak istiyorsan, ona dair deliller üretirsin. Eğer bakmak istersen Amsterdam'da mimari bir büyü ve sanatsal bolca renk var. Eğer sen en çok günahtan korkuyorsan belki de en çok onu özlüyorsun, hiç düşünmüş müydün?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.