• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Milletvekilinizi tanıyın neler yaptığını da bilin HÜROL DAĞDELEN

Milletvekilinizi tanıyın neler yaptığını da bilin

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13 Ağustos 2012, 17:44
İzmir'i Meclis'te temsil eden pek çok devlet adamı ve milletvekili var. Çoğunu rastgele seçiyor, kimliğini, özünü, fikirlerini, yaşadığımız kent için neler yaptığını bilmiyoruz.
"Biri bizi yönetiyor ya, yeterli" zihniyeti getirdi bizleri bugüne kadar... Ancak çağdaş demokrasilerde böyle olmaz. Attığın her oyun bir değeri var sorumluluğu var.
Onu tümüyle bir başkasına yüklemek, acizlikle eşdeğer...
İşte o zaman toplumsal bilinçten yoksun bir "sürü"nün parçası oluruz. Bırakın toplumsal hakları, özümüz, herşeyimiz cumhuriyet rejimi bile elden gitse, haberimiz olmaz, dövünürüz.
Ne sahtekarı, ne de dürüstü birbirinden ayıramayız.
O yüzden ne yaptığımı bilen bir toplum olmalıyız. Haklarımızı ve geleceğimizi korumak adına...
Bu çerçevede ben bir adım attım. Bu adım siyasi değil insani bir bakış...
***
Yakın bir dostumla birlikte, bir süre önce yüreği İzmirli bir politikacıyı, bir Ak Parti İzmir milletvekilini çalışma ofisinde ziyaret ettim.
Bu kişi, 25 yılı aşkın bir süredir Karşıyaka'da oturan, İzmir'i bir İzmirli'den daha iyi bilen, tanıyan bir Karadeniz çocuğu...
Aydın Şengül sözünü ettiğim kişi...
Yüzü gülen, arka planı olmayan insanlara hep saygı duydum, önemsedim. Hele bu kişi siyasetçiyse...
Kısacık bir sohbetten çıkardığım sonuç, Aydın Şengül'ün de doğru bildiğini sakınmadan söyleyen bir kimliği benimsediği...
Buna o birebir sohbette tanık oldum.
Bir İzmirli olarak çok şey söyledim ona; kimi zaman söylediklerine karşı çıktım, tartıştık ama nedense güvendim o sıcak gülüşüne ve İzmirli duruşuna...
"Politik kimliğimin önemi yok, yeter ki demokrasinin kalesi İzmir, hak ettiği güce, markaya, çağdaş bir gelişime sahip olsun. Burası benim büyüdüğüm, yetiştiğim şehir... Bunda benim bir nebze katkım olursa, bundan büyük kıvanç duyarım" diyor sohbetin bir bölümünde...
Saygı duyarım bu vizyona...
***
Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir Planlama mezunu Şengül... Bu nedenle İzmir'in kentsel gelişimini, yanlışları ve doğrularını çok iyi görüyor.
"Doğru planlanırsa İzmir dünyada geleceğin saygın kentleri arasına girer, ses getirir. Hem coğrafi konumu hem de toplumsal bilinci bu zirveyi yaşatır İzmir'e" diyor.
Zeki, azimli, yeniliklere açık bir isim.. Kendisini sürekli geliştiren, eğitime, bilime önem veren bir araştırmacı...
Sosyal medyanın en aktif isimlerinden biri... Onbinlerce takipcisi var.
Meclis'teki görevi biter bitmez soluğu İzmir'de alıyor, duyduğumca, öncelikle kendi seçim bölgesi Karşıyaka'yı, Menemen'i, Bergama'yı karış karış geziyor.
İzmirlilerle pek çok şeyi paylaşıyor. Sohbet ediyor, dertleşiyor, sorunlarını dinliyor, çözüm için çabalıyor.
CHP'liler vatandaşı bürolarına beklerken, o ayaklarına gidiyor.
"Benim milletvekili olarak sorumluluğum var, hem bugünden hem gelecekten... Halkıma ayna tutmak, benim görevim.... Yanlarında olmalıyım" diyor.
***
Peki İzmirlilere ne söylemek istersin dediğimde ise şunlar dökülüyor ağzından:
"Bu şehrin insanına ölesiye saygı duyuyorum. Dik duruşuna, kaderciliğe karşı çıkışına, yaşam kalitesine, toplumsal bilincine... Çünkü ben de onların içinde yaşıyorum. Hoşgörü, sevgi ve güven bu şehrin temel taşı... Ben de partimle birlikte onlara hizmet etmenin gururunu yaşıyor, birbirimizi çok iyi anladığımızı biliyorum."
Aydın Şengül'ün, insanları kucaklayan bir lider kimliği var. Kuşkusuz hataları da var, her insan gibiAma en aza indirmenin gayretinde
İç sesini bilemem ama hissederim en azından...
Siz de benim gibi yapın, gidip milletvekillerinizi yakından tanıyın. Milletvekiline uzaktan bakmak, dokunulmaz diye tanımlamak olmaz.
Seçtiğimiz insanları iyi tanımak bizim vatandaş olarak görevimiz. Ezbere yaşadıkça başımıza gelmedik kalmıyor çünkü...
Ben onları daha yakından tanımaya devam edeceğim.

Bu mesajın önemi büyük
Öteden beri söylüyor, yazıyorum, İzmir bir lider şehirdir. Öyle kimilerinin yakıştırdığı gibi, faşist, tutucu ve aklı bir karış havada değildir, aksine ne yaptığını bilen bir tavır vardır havasında...
Bu yüzden hiçbir anlayış fethedemez İzmir'i...
Bir kimliği, bir felsefesi, bir duruşu vardır. Bunu da her platormda belli eder, pervasızlıktan sakınmaz, başkalarına sığınmaz.
Bunu çok "kereler" sergiledi. Politikada, sosyal yaşamda, prensiplerinde...
Bu nedenle, satın alınamaz, özgürdür; Atatürkçülüğünden taviz vermez, tutucudur. İnsani değerleri, herşeyin üstündedir.
Çağdaş, o mumla aradığımız toplumsal bilince sahip bir dünya kentidir.
Geleceğin Türkiyesi'ni çizecek gücü, gençliği elinde tutar.
Belki genç beyinleri İstanbul'a, yurt dışına kaptırır bir süre... Ama onların da dönüp gelecekleri yegane kaledir İzmir...
Onun için, ar damarı çatlamış kimi yazarların "takıntılarına" kulak asmam ben, "İzmirlilik" bilinci, lider bir kimliktir çünkü...
****
İzmir yine lider kimliğini sergiliyor, bir süredir... Okumuş, kültürlü, yurdunda ve dünyada olup bitene açık, söz sahibi, ne istediğini bilen, mesaj veren, istediğinde bir anda buluşup, örnek olma, geleceğe ışık olma bilincidir bu...
Atatürk Cumhuriyeti'nin evlatlarına yapılan her saldırıda öne çıkan, tepki gösteren İzmirli, bir kez daha, yurdumun genç yüreklerine sahip çıkmasını bildi, canından kan verdi, tek yürek oldu.
Ve bunu "sosyal medya" gücünü kullanarak yaptı, fikri ne olursa olsun, kısa bir sürede bir araya gelme başarısını gösterdi.
İşadamı, ev hanımı, doktor, bankacı, öğretmen, öğrenci, oradaydı, "Bu alçakça saldırılar artık bitsin, akan kan dursun" dedi, "her Türk genci bizim evledımız, onlar kanımız, canımız" dedi, "İzmir'in gücü, terörle savaşmaya yeter" dedi ve Türkiye'ye seslendi: "Artık uyanın, biz güçlü bir milletiz."
Evet, lider bir şehirdir İzmir... Doğru yolu gösterdi ve örnek oldu.

SÖZÜN ÖZÜ

Dürüst bir insan, daima çocuk kalır.
SOKRATES

İzmir'i ekranda yaşamak
Ekranda, daha çok özel kanallarda bir sürü cıvık program var, insanın canını sıkan, beyni yoran... Sıradan, amaçsız, sorumsuz bir tür yayınlar sunağı oldu ekran...
Adına da yaz eğlenceleri diyorlar. Bense buna katılmıyorum, olsa olsa "zaman harcama" mekanizmalarını harekete geçiyor her gece...
Düşünmeyin, araştırmayın, okumayın, tüm istenen bu... Birileri karşına geçip şaklabanlık yapsın, cukkayı da cebine indirsin.
Buna programcılık diyorlar. Ben artık bu tuzağa düşmüyorum. Çünkü yşam denilen şu akıp giden süreçte, daha kazanacağım çok şey var.
Ülkemi, dünyayı tanımak gibi, fikir cimnastiği yapmak gibi, yüreğime sevgi aşılamak gibi...
***
Önceki gece TRT Türk'te yakaladım bu keyfi... Programın adı "Memleket Anadolu"... Program Anadolu'ya ağıt yakanları, hasret çekenleri, doğup büyüdükleri, geride unutamadığı anılar bırakanları memleketlerine götürüyor... Anadolu medeniyetlerinin izini sürüyor, saklı kalmış hikaçığa çıkarıyor... İzleyici her programda yeni bir kültüre uyanıyor, başka başka şehirleri yaşıyor, tanıyor. "Memleket Anadolu"yla Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Şanlıurfa'ya tüm memleketi geziyorsunuz.
Bu sayede anıları yeniden yaşıyorsunuz. Ülkemizin özel şehirlerini, orada doğup büyüyenlerin ağzından tanıyorsunuz.
***
Mehmet Başar ve Canan Hamalı'nın sunduğu programı izinde olduğum sırada yakaladım ve izlerken büyük keyif aldım.
O gün Yeni Asır Genel yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı, program konuğuydu ve İzmir'i anlatıyordu. Kimliğini, geleneklerini, hoşgörüsünü, tarihini, dünü ve bugününü, turistik değerlerini, Türkiye'nin eşi bulunmaz bir kenti oluşunu, dik duruşunu, mücadeleci kimliğini...
Gurur duydum, anılarınıma döndüm. bir kez daha İzmir'de yaşadığım için Allah'a şükrettim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.