Harun Kolçak gerçek bir müzik adamıydı
Sevgili Harun Kolçak hayattayken tanımayı istediğim ve gerçekten merak ettiğim ender sanatçılardan biriydi. "Çeyrek Asır" albümünü hazırlarken içinde bulunduğu heyecana yakından tanık olmayı, amansız hastalığına rağmen yaşama bağlılığını ve içindeki müzik aşkının onu nasıl hayatta tuttuğunu ondan öğrenmeyi çok istemiştim.
Maalesef bu olamadı. Yaşam ve kader ne garip bir olgu. Şimdi vefatından sonra onu yazmak kısmetmiş. Bu satırları yazarken üzülüyorum. Harun Kolçak'ın son fotoğraflarına bile bakmak aslında onun sağlığı konusunda ne büyük bir savaş içinde olduğunu apaçık ele veriyor. Beni hayrete düşüren o ağrılara, sancılara ve sık sık hastanede yatmak zorunda kalmasına rağmen o albümü nasıl tamamlayabildiği ve son zamanlardaki konserlerine nasıl çıkabildiği oldu. Ölüm bu denli yakasına yapışmışken neydi onu sahnelere ve müziğe çeken şey?
MÜZİĞE AŞIKTI
Yakın dostu ve aynı zamanda son albümü "Çeyrek Asır"ın yapımcısı Özlem Özbakan "O müziğe aşıktı. Konserlerinde herkes bir ağızdan şarkısını söyleyince gururdan gözünden birkaç damla yaş dökülürdü" diyor. Siz hiçbir şeyi başardığınızı düşünerek buna benzer bir gurur yaşadınız mı? O zaman onun içinde bulunduğu ruh halini anlayabilirsiniz işte...O sahnede vardı, ürettiği şarkılarda vardı, sahnede yaşadığının farkında oluyordu. Şımarıkça kulis talepleri yerine "Çocuklarım" dediği orkestra arkadaşları daha uygun yerlerde konaklatılmak istenince "Ben de çocuklarımla aynı otelde kalayım" diyecek kadar mütevazi bir yapıya sahip olan sanatçı, annesinin vefatından sonra büyük bir kırılma yaşayarak bir süre (şimdilerde yayılan haberlerin aksine uyuşturucu değil) alkolün pençesine düştü.
"Israrlar karşısında alkole alıştım."diyen sanatçı kendi isteği ile tedavi görerek alkolü hayatından çıkardı. Her ne kadar vefatından hemen sonra sosyal medyada onun ateist olduğunu ima eden bir vasiyet hızla yayılsa da son albümünü çıkaran şirket Harun Kolçak'a ait olduğu söylenen vasiyeti derhal yalanladı. Şirket, 2015'te yaptığı bir röportajında çok yüksek bir Allah inancının olduğunu dile getiren Harun Kolçak'ın cenazesinin dini vecibelere uygun olarak toprağa verileceğini açıkladı.
Öyle de oldu... Sevenlerinin ve yaşlı babasının omuzlarında İslami kurallara uygun olarak toprağa verildi.
İNANCI, HER ŞEYİYDİ
Yine 2015'te verdiği bir röportajında onu üzen gay söylentileri için "Bizim zamanımızda küpe takan yoktu, alay ettiler, gay bile dediler ama ben kızmadım, gülüp geçtim" açıklamasını yapmış. Uzun süre hasta olduğunu herkesten saklayan ve hastalık sürecinde en büyük dayanağının inancı olduğunu belirten Kolçak zamanında evlenmeyi düşündüğünü, sadece bir kişiden çocuk istediğini fakat bebeklerini kaybedince kız arkadaşının yurt dışına gittiğini, ondan sonra da bir daha çocuk düşünmediğini de eklemiş. "Bekarlık sultanlıktır, dediğim için belki kendimle çelişeceğim ama konserlerden sonra eve geldiğimde evin yemek kokmasını, sabah uyandığımda birinin bana kahve getirmesini arzulardım" diyerek içindeki aile özlemini de dile getirmiş.
NAZİK VE GURURLU
Onu gerçekten tanıyanların beyefendi, naif, nazik, çok gururlu ve özel bir insan olarak tanıdığı Harun Kolçak'ı maalesef kaybettik.
Vefatından önce yanından bulunan yakın dostlarının son iki yıldır suyu dahi zor içtiğini, ardı ardına 13 operasyon geçirdiğini ve bunlardan hiç şikayet etmediğini dile getirmesi sanatçının "Çeyrek Asır" albümünü ne denli acıyla ve bir o kadar istekle tamamladığını gösteriyor. Eminim, Sevgili Harun Kolçak ona şarkılarında eşlik eden tüm dostlarına o çok sevdiği limonlu çayını yudumlarken huzurla bakacaktır. Ölmeden önce şarkılarını henüz doğmamış çocuklar ileride dinleyebilsinler diye genç sanatçı dostlarına bırakıp mutlu gittiğini düşünüyorum. Kedileri Eylül ve Pamuk, köpeği Laika, şimdi dostlarına emanet...
Harun Kolçak'a Allah'tan rahmet, başta babası Eşref Kolçak olmak üzere tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum.
Sanatla kalın...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.