Günümüzde instagram, facebook, twitter vb. sosyal medya iletişim araçlarını kullanmayanımız yok gibi. İtiraf edeyim ki ben de elinden telefonu düşmeyen ve hemen hemen bütün iletişimini bu yolla sağlayan biriyim. Modern çağın gereği farz edip, kullanıyoruz. Kimi zaman haber yapmak, kimi zaman haber almak amaçlı sosyal medya hesaplarımız hep aktif. Neredeyse adı "telefon" olan iletişim araçlarımızı en az konuşmak için kullanır olduk.
Sosyal medya bağımlılığı hayatımızı, özellikle gençleri ciddi şekilde etkiliyor.
Sosyal medya tanınmanın yeni bir yolu, yeni yüzlerin pat diye hayatımıza girmesine de vesile aynı zamanda.
Ünlü olmak için her yolu deneyenlerin kapısı oldu. Çünkü sosyal medyada ünlü olmak çalışmalarınızla veya vasıflarınızla tanınmaktan daha kolay.
İlgi ve dikkat çekmek için kılıktan kılığa, şekilden şekle giren kimselerin yanı sıra, sonradan görmelerin anlatmakla yetinmeyip şuraya da gittim, bu markadan da aldım, bunu da yedim tarzı paylaşımlarını mideniz bulanıncaya kadar görebiliyorsunuz mesela. Magazin gündeminde kalmak için artık kadınların saç saça baş başa girmesine gerek yok. Biri bir laf attı mı ortaya bir anda gazetelerde bile günün konusu olabiliyorsunuz. Ne eski sevgili kavgaları, ne boşanmalar, ne pop star tartışmaları, ne sözler, ne laflar, aman Allahım... Bir de fan sayfaları, resmi hesaplar, takipçiler var ki onlar ayrı bir inceleme mevzusu...Kişinin popülerliği takipçi sayıları ve isimlere açılan fan sayfaları ile arttırıldıkça arttırılıyor. Bilmem kaç yüz bin, bilmem kaç milyon takipçi sayısı ile kutlama yapanlar vs vs... İlginçlikleri anlat anlat bitmez. Siz benden daha iyi biliyorsunuz.
PARA KARŞILIĞI
Burada bir iki şeye değinmek istiyorum.
Öncelikle gençler size sesleniyorum.
İnanmayın, kanmayın. Kimse orada göründüğü kadar mutlu değil.
O alanlar bir vitrin. Kim kendini nasıl sunmak ve göstermek istiyorsa öyle sunuyor. Yapılan paylaşımların pek çoğu mutluluk paylaşımından ziyade gösteriş paylaşımı bunu hepimiz zaten biliyoruz değil mi? Bu bir.
Bir ikincisi, A topçusu, B popçusu, C oyuncusu, D mankeni... Adamın ya da kadının işi zaten dikkat çekmek ve bu şekilde projelerde yer alabilmek, sahneye çıkabilmek vs. İsminin devamlı gündemde kalması gerek.
Dizi, film, albüm vs projelerde yer alabilmek için popülerliğini sürdürmek ve popüler olduğunu göstermek durumunda.
E bu durumda ne yapılıyor peki? Ne kadar kardeşim 10.000 takipçi şu kadar. 100.000 şu kadar.
Bas parayı, al takipçini. Fan sayfası da açarız. Onun fiyatı da bu... E, ondan da ver o zaman. Siz sanıyor musunuz ki o takipçi sayıları gerçek... Çoğu parayla satın alınıyor. Bunu sosyete de, topçusu da, popçusu da, aman benim takipçim şu kadar deyip yaygara eden normal insanı da yapıyor. Popülerim, güzelim, en ünlü benim diyeninden gazetecisine, çatır çatır satın alıyor. O takipçilerin çoğu sahte, boş hesaplar.
Altına yorum yazılması için bile ayrı paralar ödeniyor. Sanıyorsunuz ki yüz binlerce takip. Çok nadir... Çok çok nadir. Bunu da bir bilin hele...
ŞOVA DAYALI
Sosyal medyayı kullanıyoruz.
Zaten kullanmayın demiyorum. Bu yazıyı bitirdikten sonra ben de hemen hesaplarıma bakacağım o ayrı ama şunu ayırt edin. Sosyal medya özellikle instagram her ne kadar fotoğraf kadar gerçek görünse de sahte...Sahte bir dünya... Pazarlama amaçlı, kısmen şov üzerine dayalı, insanların zaaflarından, kıskançlıklarından, ruhi açlıklarından ulaşamayacakları kişilere dokunuvermelerinden yola çıkılarak hazırlanmış harika bir proje. Üstelik biz kullandıkça başkasının para kazandığı bir proje.
Düşünsenize siz Ayşe'ye Fatma'ya hava atmaya çalışırken adam instagram sayesinde dünyanın parasını kazanmış.
O yüzden orada gördükleriniz çoğu zaman sizi çok etkilese de onların kurgusal olduğunu bilerek takip edin ve kendinizi pek de "Vay be, adamın/ kadının hayatına bak, takipçisine bak vs..." deyip kaptırmayın... Sosyal medya bir nevi illüzyon...