Karmaşa

Evvela ligin ilk yarısında oynanan ve 1-0 G.Saray'ın üstünlüğü ile biten maçla dünkü maçın kadrolarını karşılaştırarak başlayalım. İki takımın iki maçtaki hücum gücünü mukayese ettiğinizde farklı iki sezonun kadroları sanırsınız. Trabzon'da Dame N'doye, M'bia ve Cardozo vardı mesela. G.Saray'da da Burak Yılmaz, Sinan Gümüş, Yasin Öztekin ve Wesley Sneijder. Dün kimisi zaten artık kadroda olmadığından, kimisi sakatlığından, kimisi de hoca kararlarından dolayı yoktu. Hal böyle olunca biri sadece Muhammet'in diğeri de Umut'un çabalarına bel bağlayınca maçın genelinin ortada geçmesi o kadar da normal ki... Stephen King'in "Şeffaf" isimli romanında şöyle bir cümle var. "İmkansızı bir yana bıraktığın zaman, geride kalan gerçektir." Mustafa Denizli imkansızı bir yana bırakmış olacak ki, gerçeğe dönmeye karar vermiş. Yani ligi değil de Avrupa'yı önemseyerek Sneijder'ı yanına çekivermiş. Ve Denizli maç öncesi bununla ilgili şöyle dedi: "Bugün Wesley'i koruma amaçlı olarak kenarda tutuyoruz. Önümüzde zorlu bir periyot var. İhtiyaç olması halinde kullanacağız, ihtiyaç olmaması durumunda kullanmayı düşünmüyoruz. İnşallah da olmaz." Yani "Ya tutarsa" hesabı. Denizli gibi tecrübeli bir teknik adam başta da dediğimiz gibi zaten hücum gücü tükenmiş bir takımın nasıl Sneijder'a ihtiyacı olmadığını düşünür, bilinmez. Nitekim baktı olmuyor ve içi elvermeyerek oyuna almak zorunda kaldı. Sadece o da değil. Takımın en bol alternatifi ön libero iken Chedjou'yu ortaya çekme çabasını, sadece ligde oynama şansı olan Martin Linnes'i ısrarla kulübede tutmasını da anlamak güç. G.Saray'ın dünkü görüntüsünden anladığımız şu. Takımdaki herkese kaleyi gördüğünüz yerden vurun denilmiş. Tehlikeler hep böylesi bir çabanın sonucu. Maçın ikinci yarısı tam bir karmaşaydı. G.Saray'ın kazanması için Trabzon'un 7 kişi filan oynaması gerekiyordu ki öyle de oldu. Hakem Deniz Ateş Bitnel, Trabzon'da önüne gelene kırmızı kart gösterdi. Ve maç çığrından çıktı. G.Saray kazandı ama dünkü maç hakemlerimiz ve futbolumuz adına kayıp hanesine yazılmalı.