Einstein "Eğer doğrular teoriye uymuyorsa, doğruları değiştirin" demiş vakti zamanında.
Yalnız günümüzde yaşasaydı ve F.Bahçe'nin durumunu görseydi "Ben böyle dedim ama o kadar da değiştirmeyin" derdi herhalde. Neticede sarı-lacivertliler iki sezonda doğru olduğu düşünülerek birçok hamle yaptı. Fakat sonra doğrularını değiştirme yoluna gitti. Şampiyonluğa oynayan bir takımı bu kadar değiştiriyorsanız sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsınız. Yani Avrupa'da kazanırken, ligde iki maçta bir puan alırsınız. Elbet tersi de olabilirdi bunun.
Bir takım gitti
Değişim meselesini açalım biraz.
F.Bahçe geçen sezona başlarken bir takımı hatta yanında yedek kulübesini de gönderdi.
Parantez içindekiler o isimler (Emenike, Recep Niyaz, Hakan Çinemre, Krasic, Moussa Sow, Stoch, Holmen, Selçuk Şahin, Webo, Berkay, Egemen, Emre Belözoğlu, Bekir İrtegün, Mert Günok, Dirk Kuyt) Yerine de bir 11 geldi. Onlar da Markovic, Ozan Tufan, Volkan Şen, Van Persie, Nani, De Souza, Ba, Fabiano, Fernandao, Şener, Kjaer.
Üstelik bir de teknik direktör.
(Vitor Pereira) Peki ne oldu? Takım bir süre kazandı ama geç form tuttu. Uyum sorunu, tercih durumu zirve yaptı. Sonuçta sezon kupasız kapandı. Gelelim bu sezona. Yine bir takımdan fazlası gitti. (Berkay, Diego, Nani, Gökay, Gökhan Gönül, Holmen, Alves, Mehmet Topuz, Serdar Kesimal, Markovic, Meireles, Caner, Ba, Kadlec) Üstelik gidenlerin yarısından fazlası 11 oyuncusuydu. Yerlerine de neredeyse bir takım geldi. (İsmail Köybaşı, Skrtel, Neustadter, Fabiano, Van der Wiel, Aatif, Salih, Stoch, Emenike) Hatta görünen o ki gelmeye de devam edecek.
Üstelik yine teknik direktör değişti (Dick Advocaat).
Sistem de değişti
Bununla birlikte sistem de defalarca değişti. Bir kulüp 1 senede bu kadar değişiklik yaşarsa kusura bakmayın ama kimse kalkıpta "Niye bu takım kazanamıyor?" diye sormasın. Üstüne bu değişim maçlarda da sürekli yaşanıyorsa mucize filan aramasın.
F.Bahçe elbet kazanacaktır. Fakat bu anlayışı sürdürürse kazanırken kaybedecektir de. Şampiyon yapan teknik adamın bile gönderildiğini düşünürsek o imrenilerek izlenen Arsene Wenger veya Alex Ferguson örnekleri kulüp içinde değil sadece ve sadece cümle içinde yer bulur.
Yani Fenerbahçe'de değişmeyen tek şey değişim. Peki ya gelişim?