Cumartesi ve Pazar oynanan 8 Süper Lig maçında toplam 9 gol atıldı. La Liga'da bu hafta 9 maçta atılan gol sayısı ise 39. Bu 39 golün 19'u sadece Barcelona, Real Madrid ve Atletico Madrid maçlarındaydı.
Bizim ligdeki toplam gollerin iki katının bir fazlası yani. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında ise toplam 4 gol atıldı.
(Bu arada yazıyı yazdığım esnada bizim ligden Antalya-Ç.Rize ve La Liga'dan Eibar-Osasuna maçları oynanmadığı için dahil edemedim.) Elbette bu bir ölçü değil. Niye değil? İki ligin kıyaslamasını yaptığınızda sadece takım değerlerine bakarak böylesi bir farkın olması çok normal. Geçen süreçte İspanya'da 4 kez 30 gol ve üstüne çıkıldı. (1. hafta: 40 gol, 3. hafta:
33 gol, 6. hafta: 30 gol, 8. hafta: 39 gol) Biz henüz 30'u göremedik. 2. haftada 29'umuz var o kadar.
Fakat takım değerlerine rağmen ligimizdeki isimleri de hafife almayalım. Neticede ligimizde ulusal takımlarda forma giyen birçok yıldız oyuncu yer alıyor.
Peki sorun ne? Aslında hepsinin farklı. 7 hafta geçmesine rağmen henüz ne oynadığını çözemediğimiz takımlar var mesela. Bir de ne oynadığını anladığımız ancak bazı eksiklere ve yanlışlara neden göz yumduğunu anlayamadığımız takımlar var.
Devre arası gelsin
Onlar her hafta bir şekilde idare ediyorlar. "Devre arası gelsin, bakarız" diyorlar.
Her hafta aynı hataları yapıyorlar.
Her hafta aynı isimlere teşekkür ediyorlar.
Hatta bazıları gözünüzün içine baka baka komik bahaneler de ileri sürüyorlar. Üstelik herkes benzer sorunlardan bahsetmesine rağmen anlamak istemiyorlar.
Bazıları arada kazanarak sorunları erteliyorlar.
Yerlerinde sayıyorlar
Bazıları bunu da yapamadıkları için yerlerinde sayıyorlar. Sürekli değiştiriyorlar. Bunu iyi bir şey sanıyorlar. Ancak yine olmayınca o klasik lafta olduğu gibi önümüzdeki maçlara bakıyorlar.
Dikkat ederseniz buraya kadar hiç takım ismi vermedim. Çünkü gerek yok. Siz zaten hepsini gayet iyi biliyorsunuz. Zaten derdimizi bu şekilde anlatabiliyorsak mesele vahim bir noktada demektir.
Tüm bu olan bitenin ardından vaktin kullanma kılavuzunu okuyanların bir adım önde olduğunu görüyoruz.
Gelecekte ne olur derseniz, onunla ilgili Victor Hugo söylenmesi gerekeni söylemiş zaten.
"Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar için ise şanstır."