Kayseri maçı bitmemiş gibiydi. Takımın isteği, tam saha presi, Ndiaye, Fernando, Gomis, Mariano, Belhanda hepsi bıraktığımız haldeydi. Bir tek saha ve rakip değişikti. Geçen hafta ile kıyasladığınızda aynı olan görüntünün geçen sezondan farklarından bahsedelim isterseniz. Bir kere G.Saray'ın artık birden çok planı var. Sadece Brumalı kanat bindirmelerinden ve Sneijder'in bireysel yeteneklerinden faydalanan takım yok artık. Savunmadan oyun kuran, solu kadar sağını da kullanan, ortadan dikine düşünen, sık sık yer değiştiren bir takım var.
Ndiaye Bruma'nın orta sahada oynayanı gibi. Hemen arkasındaki Fernando çaktırmadan öyle önemli işler yapıyor ki resmen orta sahayı çekip çeviriyor. Maicon bir ileride bir geride. Topu alan gidiyor, giderken de illaki Gomis'i düşünüyor. O Gomis ki duruyor duruyor öyle bir vuruyor ki kaleci topu ancak filelerde görüyor. Çok istekli ve çok iyi yer tutuyor. Onu tutmak kolay değil. Daha ligin başında böyleyse yakında uçar gider.
EKSİK TARAFI YOK MU?
İş yükü bölüşülünce Tolga da kendini buluyor.
Hem karşılıyor, hem bir anda ceza sahasında bitiyor. Geçen hafta ve bu hafta attığı gollerin tesadüfi olmadığını ispatlıyor. Eksik tarafı yok mu, var. Mesela hala duran toplarda adam paylaşımı sıkıntısı var. İki haftada yenilen iki gol bunun ispatı. Bir de yüksek tempodan sonra takımın vites düşürdüğü anlar var ki (Aslında çok normal) bu bölümlerde takım zaman zaman geriye yaslanabiliyor. Bu anlarda da rakip cesaretlenip kilidi çözmeye çalışıyor. Özellikle 70'ten sonra Osmanlıspor zaman zaman topun hakimi oldu ki bu bölümde G.Saray rakibini durdurmak için sık sık faule ihtiyaç duydu. Ancak dediğim gibi böyle yüksek tempodaki başlangıçlar için bu hız kesmeler hayli normal. Özetle bu Aslan daha çok kükrer. Hatta ilk yarılardaki temposunu ileride maçın geneline yaymayı başarırsa hayli ilginç sonuçlara da imza atar.