Maç öncesi rakamları bir şeyler söyler fakat aslolan sahaya bakmaktır elbet. Bir tarafta sahasında hiç kazanamamış Denizlispor, diğer tarafta deplasmanda hiç kaybetmemiş F.Bahçe vardı. Hatta Ege ekibinin lig boyunca sadece 1 maç kazanabildiğini de ilave edersek favori hanesini doldurabiliyorduk. Nitekim ilk ciddi atakta golü bulan Fenerbahçe bu tezi doğruladı. İlk yarı boyunca çok kolay top çevirip oyunu çok kolayyönlendirdiler. Buna karşın Denizlispor çoğunluk cılız ataklarla umut vadetmeyen bir kabullenme taktiği ortaya koydu. Özellikle yedikleri ikinci gol derslerine hiç çalışmadıklarını özetliyordu sanki. Aynı Rize maçında olduğu gibi Caner- Gökhan işbirliği ile (Caner'den ön direğe orta, Gökhan'dan kafa vuruşu) ile bir klasiğe imza attılar. Bırakalım Rize maçını Gökhan her maçta aynı şeyi yapıyorken Denizli savunması veya teknik heyeti bu fikre nasıl bir önlem almaz hayret.
TEK BASINA 'DUR' DEDI
İkinci yarı Denizli daha bir önde gözükse de son vuruş eksikliği sebebi ile sonuca gidemediler. Hatta penaltıyı atmayı bile beceremediler. Fakat bu noktadan itibaren kaleci Altay'ın hakkı teslim etmek lazım. İnanılmaz işler yaptı. Bazı anlarda tek başına Denizli ataklarına 'Dur' dedi. Kimse kusura bakmasın. Tabii ki atanlar olmadıkça maç kazanılmaz ama bu maçta alınan 3 puanın başrolünde Altay var. Biz maç yıldız tablolarında bir oyuncuya en fazla 4 yıldız veriyoruz fakat 5, 6 bile versek kimse itiraz etmezdi herhalde. Hakeme gelince. Kararları hep tartışmaya yol açtı. Altay için ne kadar iyi şey söylediysek hakem için tam tersini söyleye-biliriz. Son söz yine Denizli için. İşleri zor. Acil müdaha-le lazım. Acil... Acil... Bir de büyük harflerle yazayım. ACİL...