Pep Guardiola şöyle der: "Bir gün işler kötü giderken sonraki gün düzelebilir. Sporda işler böyledir.
O anki durum ve diğer etkenler de etkilidir ve tabii ki şans da bu işin içindedir." G.Saray'ın Lazio maçı bu düşünceyi doğrular bir maçtı. İyi giderken kötüye dönüşen iki lig maçı sonrası, şansın da yardımıyla önemli bir galibiyet alındı.
Fakat bu şansı da bazen kendin yaratmalısın.
Dün ilk yarıdaki G.Saray tutuk, savruk, amaçsız ve bağlantıları kopuk görüntüsüyle oyunun kontrolünü almaktan uzaktı. Herkes son iki haftada kaçan 3 puanın ardından alınan Lazio galibiyetinin takımının motivasyonunu yükseltmesini beklerken sergilenen futbol tam anlamıyla hayal kırıklığıydı. İlk yarıda neredeyse aldığı tüm topları ezen Halil, güçsüz ve etkisiz Morutan ile bir türlü katkı koyamayan Kerem Aktürkoğlu takımın hızını kesen el freni görevi gördüler ki hal böyle olunca bazı değişiklikler de kaçınılmaz oldu.
YEDLIN VE SONRASI
Alternatifsiz mevkiinin şanslısı Yedlin'in de yapamadığı işler kat be kat artınca bu sefer tribünler devreye girdi. Ve Fatih Hoca Yedlin'i kenara alınca bu hamle başka bir hamleyi gerektirdi. Ömer'i oyuna alarak sol bekini (Van Aanholt) sağa çekti. Fakat yaptığı tüm hamleler gol için yetmedi. Sebebi açık. Takım galip gelmenin kriterlerini yerine getiremiyor.
TAKIMDA LİDER YOK
Bir kere takımı yönlendirebilecek lider tipte bir oyuncu yok. Kanatlar aksıyor. Geri dönüşler sıkıntılı. Bazı oyuncular küsmüş gibi.
Fatih Hoca maç sonrası "Rotasyon yapmalı mıyım, yapmamalı mıyım çok düşündüm.
Demek ki yapmalıymışım" dedi. Evet fakat bu genel bir rotasyon olmalı. Yani golcüde de kanatta da hatta ön liberoda da yeni fikirler lazım. Çarşamba günkü Kayseri maçında bambaşka bir kadro gerekiyor gibi.