Eee! Vira Bismillah, açıldı futbol sezonu...
'Pandemi belası' yüzünden lige ara verilmesi... Bu arada futbolcuların yeterince antrenman yapamamaları...
Ligi biran önce bitirmek maksadıyla aceleyle alınan bir kararla neredeyse haftada 2 veya 3 maç oynamaları sonucu yaşadıkları onca sakatlıklar, gereğinden fazla yıprattı, oyun alanının neferlerini... Koca bir 17 yıl 'Futbol topu denen meretin' peşinden koştuğumdan, ilk yedi hafta futbolcunun fiziğinden çok, oyun düşüncesine ve teknik kalitesiyle ilgilenmek, her zaman öncelikli prensibimdir.
Eskilerin stilini daha öncesinden bildiğimden, yenileri dört gözle izleme kararının içine eden adamın ismi Lens oluyor, henüz 7. dakikada!
Tzolis denen genç bebe, Lens'in iyi bir maden olduğunu keşfediyor ve aynı kanattan getirilen topu, 2. kez ağlara bırakıyor ve aynı film aynı kanattan yine Pelkas ile arka koltuğu üçlüyor PAOK, dakika otuzda iyi mi?
'Larin, Lens'in harika ortasıyla golü yapıştırdı' diyor spiker kardeş... Peh, Pehh! Beşiktaş'a geldiğinden beri, 'cacık olmaz' dediğim bu adamı Sergen, hala ısrarla oynattığı gibi, şimdi de sağ bek yaratmaya çalışması yüzünden, kendi futbola ilişkin bilgilerimi tekrar tekrar gözden geçirmişimdir geçmişte... Ama dün akyam millet bir kez daha gördük ki 'folluk' oldu bu kardeş, tam anlamıyla 'fol-luk'!
EN AZ 4 TRANSFER SART
Eh artık 2. yarıya çıkarken Sergen Hoca, Lens biladerini duşa gönderir diye düşünürken, baktık ki sağ hücumda konuşlandırmış.
Yuh ki, ne yuh! Ben Sergen Yalçın olsaydım, ne mi yapardım? On yaşında bir çocuğun yapacağı gibi Lens efendi ve Necip'e kement atarak, Dorukhan ve Güven'i salardım sahaya... Ama neredeee? Sonuca göre konuşmuyorum.
Görünen o ki; eğer bu takım şampiyonluk yolunda ilerleyecekse, başta N'Koudou, Atiba, kaleci Ersin, Oğuzhan ve biraz da Vida gibi oyuncuların yanına, aynı dili konuşacak en az 4 futbolcu daha almaları lazım... Her zamanki gibi, görünen gerçekleri yazmak bizden, para vermekte, her zamanki gibi hemen hemen her gün gazete ve televizyonlarda boy boy gözüken kulüp başkanlarından...