Nadal'ın ve Murray'in elenmeleri ile değişen son dörtlükte gözler 7 Grand Slam kazanmış Djokoviç'te idi. Finale Nishikori'yi yenerek çıkan "yalnız adam" Stanislas Wawrinka için, "bir set ya alır, ya almaz. Dört sette kaybeder" diyenler ile hiç şans tanımayanlar çoğunluktaydı. Ancak dünya 3 numarası 31 yaşındaki İsviçre'li Wawrinka , efendice ve ilk setteki hatalı vuruşlarını düzelterek iyi mücadele etti ve Djokovic'i yenerek büyük turnuvaların oyuncusu olduğunu bir kere daha ispat etti. Aslında Wawrinka, dünyanın küçük ama en sakin ve en etkin ülkelerinden biri olan İsviçre'de, Federer'den sonra gelen ikinci çok önemli erkek oyuncu. Bir zamanlarda çok uzun boylu Marc Roset vardı ama bu kadar yükselememişti. İsviçre ayni zamanda Martina Hingis'in de memleketi. Şimdilerde Bencic (27 numara ) ve Bacsinszky (14 numara) de kadınlarda başa oynamaya niyetli olanlardan. Ülkenin nüfusu, büyüklüğü anlaşılan çok önemli değil. Ama sistem, yani bizde olmayan sistem anlayışı sayesinde bu başarılı isimler zirvede ve de ortalıkta başarılarla dolaşıyorlar. Düşünmek gerek!
American Express İstanbul Challenger
Toplam 75 bin düllü bu 68 yıllık ATP Challenger turnuvası bayrama rastlayan günlerde, her zamanki gibi TED tesislerinde gerçekleşiyor. Katılan 8 Türk oyuncudan 6'sı WC ile katılmış.
Başta Marsel olmak üzere tüm oyuncularımıza başarılar diliyorum. İlk güzel haber Muhammet Haylaz'dan geldi ana tablodaki ilk maçını alıp ikinci tura adını yazdırdı. Devamını diliyorum...
Büşra neden yenildi?
Çok büyük ümitlerle Rio'ya uğurladığımız tekerlekli tenis şampiyonumuz, dünya 33 numarası Büşra Ün kızımız ilk turda, kendisiyle aynı yaştaki dünya 22 numarası Brezilyalı Natalia Mayara'ya maalesef büyük bir farkla yenilerek bu branşta ilk defa katıldığımız olimpiyatlara veda etti. Katılması ilkti ve çok heyecan vericiydi ve çok önemliydi.
Motivasyonu da yerinde idi. Kocaman yürekli kızımı her şeye rağmen kutluyorum. Aslında daha önce oynadıkları iki maçı da rakibi kazanmıştı. Sıralamaya baktığınızda neticenin bu kadar farklı olmaması gerektiğini düşünüyor ve nedenini araştırmak istiyor insan. Ders alınmalı sanıyorum. Bizim göremediğimiz bir şeyler var sanki!
Angelique Kerber gerçeği
Steffi Graf'tan sonra ilk defa bir Alman kadın tenisçi dünya bir numarası. Angelique Kerber ciddi ve sistemli bir çalışma sonrasında 186 haftadır bu unvanı koruyan Serena'yı yarışma dışında bırakan ve kadınlar arasında ACE motoru olarak bilinen ve kendisinden çok şey beklenen Çekoslavak Piloskova'yı 3 zorlu ve çekişmeli final maçında yenerek US OPEN Grand Slam'ini kazandı ve WTA bir numarası oldu. Haketti de zaten. Kutluyoruz...