Baharın en güzel günlerindeyiz. Her taraf yeşillenmiş, güneş ısıtıyor. Yazlıklara kaçmış insanlar, çoluk çocuk. Başka kentlerdeki statlara bakıyorum, bomboş. Ama Göztepeli'ye ne bahar gerek, ne de yaz. Onların özeli sevgili takımları Göztepe. Bornova Stadı tıklım tıklım. Sarı-kırmızılı sevdalıları, bırakın maç boyunu, başlamaya saatler kala inletmeye başladı ortalığı. Böyle bir taraftar Üç Büyüklerde bile yok. Bu sevgi seline bir galibiyet armağan borçtu. Borçtu da, Göztepe onların vefasına cevap verecek bir top oynamadı, son derece kritik bir maçı kazanamayarak adeta ateşle oynadı. Tamer Tuna, Borges ve Ngando'ya güvendi ama bu ikiliden gerekli randımanı alamadı. Hele Borges'in 33.dakikada bomboş durumda attığı kafa şutunda topu adeta kaleciye geri pas verir gibi yumuşak vuruşu akıl alacak gibi değildi.
DEĞİŞİKLİKLER HATALIYDI
Tamer hocanın yaptığı değişiklikler de isabetli değildi. Yasin bu takımın gol atabilecek adamlarının başında geliyor. İlk yarıda bekleneni verememiş olabilir de maçın sonuna dek oyunda tutulmalıydı, her an gol atabilirdi. Yerine giren Jerome her zaman alıştığımız gibi yine bekleneni veremedi. Maçın kırılma anı Deniz Kadah'ın 33'te attığı nefis şutun direkte patlaması Göztepe'nin aynı zamanda şanssız olduğunun da bir göstergesiydi. Eğer o gol olsaydı Göztepe rahatlayacak, Kasımpaşa risk alarak üzerine gelecek, kontratak üretme şansı daha da artacaktı.
KISMETSİZLİK SÜRÜYOR
Deniz'in kısmetsizliği sürüyor. G.Saray ve Konya maçlarında da direklere takılmıştı. Son 25 dakika ev sahibi bir ekip için gerçek bir tutukluktu. Göztepe bastıracağına Kasımpaşa'nın gol aramasına izin verdi. Muslera dahil Türkiye'nin en iyi kalecisi olan Beto'nun her maçta Göztepe'yi kurtaran adam olmasını yazmaktan usandık. Portekizli, 86'da Perisiç'in kafa şutunu çıkardı. Göztepe kazanmalıydı ama, puan puandır diyerek moral bozmayalım. Kasımpaşa kazançlı çıktı. Bu Mısırlı Trezeguet var ya başlıbaşına bir takım.