Arzu Günaydın

Ramazan çocukları

Günler öncesinden başlardı Ramazan telaşı. Önce alışverişe çıkılırdı. Her zamankinden daha özenli yapılırdı Ramazan alışverişleri... Her şeyin en iyisi alınır, paraya kıyılırdı.
O günün şartlarında lüks sayılabilecek her türlü yiyecek şükür duaları ile mutfağa doldurulurdu. Ramazan, bereketi ile geldi denirdi. Gerçekten de bereketliydi. Sofralar dolar taşardı. Hem yiyeceklerle hem de misafirlerle...
SAHURA KADAR

İftariyelikler sofrada en sevdiklerimdi.
Çeşit çeşit kahvaltılıklardan ve zeytinlerden oluşurdu. Hala kahvaltının en sevdiğim öğün olmasında payı büyüktür iftariyeliklerin. Ardından çorbalar, özenle hazırlanmış iftar menüleri.
Sonrasında misafirlerle sahura kadar yapılan sohbetler. Biz çocukların sahura kadar uyanık kalabilmek için harcadığı olağanüstü çaba. Ertesi günün en havalı çocuğu olabilmenin şartıydı çünkü sahura kadar uyumamak. Ama illa ki kenarda köşede uykuya yenilirdik. Sahur zamanında mis gibi börek, kurabiye hiçbiri yoksa kızarmış ekmek ya da kaynayan çorbanın kokusu ile uyanırdık...
Uykulu gözlerle yenen yemeğin ardından büyüklerimizle orucumuza niyet ederdik.
Öğle ezanına kadar sabrederdik. Öğle namazı vaktinde annelerimiz orucumuzu bir iple sözde sımsıkı bağlardı.
Oruç kaçmadan acele acele yer, sonra ipi çözerek orucumuzu akşama kadar tutmaya devam ederdik. Sabrı öğrenmemizin en güzel yoluydu.
TOP PATLADI
İftardan yarım saat önce ise mahallenin tüm çocukları dut ağacının altında toplanır, topun patlamasını beklerdik.
Akşam ezanıyla top patladığında sokaklarda 'patladı' diye bağıran çocuk sesleri yankılanırdı. Görevimizi yapmanın mutluluğu ile evimize koşar, çorbamıza kaşık sallardık.
Biz Ramazan'ı böyle sevdik...
ŞARTLAR DEĞİŞTİ
Ne güzel Ramazanlardı... Ne güzel sorumluluk sahibi çocuklardık: Yaşlı teyze, ninelerin Ramazan pidelerini almak için yarışan, ihtiyaçlarını karşılamanın hazzını yaşayan. Saygılı, sorumlu, özgüvenli nesildik...
Bir de mütevazi...
Yediğimiz giydiğimiz yanımızdakinden fazlaysa hemen paylaşır, eşitliği sağlayıverirdik... Zaten öyle çok da yoktu kimsede... Şartlar değişti, ne patlayan toplar var, ne de sokakta koşabilen çocuklar...
Ama Ramazan hep olacak. Birlik ve beraberliğin daha da güçlü olduğu Ramazan lezzetlerini tattırmanın çağımız çocuklarına uygun bir yolu olmalı mutlaka.
Şimdiki çocukları mahrum etmemeli...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.