Ben Kimim?
Biz yetişkinlerin bile cevabını bulamadığı bu soruya yanıt aramaya okulun ilk zamanlarından başlamalı.
Başlamalı ki, kendinden bihaber hırsları kapasitelerini aşan kişilerin yarattığı kaostan kurtarmalı bu dünyayı.
Şu an yaptığımızın tam tersine egodan arındırsak çocuklarımızı ve tabi kendimizi, işini iyi yapmaya çalışan; her yerde etik kurallar ve adap içinde davranan bireylerden oluşsa toplumlar... Şişirilmiş egoların yarattığı çatışmalardan kurtarsak çocukları ve bizleri... Huzur, barış ve dinginlik dolu hayatlar olsa...
Tüm bunların başlangıcı 'Ben kimim?' sorusuna bulunan doğru cevaplar ile olacak. Ama tamamlanması ise ben kimim sorusunun cevabını karşısındaki kişide aradığında gerçekleşecektir. Karşısındaki kişide oluşan yansımasını gördüğünde yani...Bu sayede davranışlarının sonuçları ile yüzleşebilecek deyim yerindeyse kendine çekidüzen verebilecektir. Elbette sadece başkalarındaki algı ile tanımlamayız kendimizi. Ancak pek çok kişinin aksine ,o algının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Çünkü o algıda sizi şişiren ego yoktur.
Egonun yanıltan aynası da. Bu yüzden dışarıdan gözlere fırsat vermeli ve o gözlerle de bakabilmeliyiz kendimize.
ŞİŞKİN EGOLAR
Biz ebeveynlerin kafası çocuk eğitimi konusunda çok karışık son yıllarda. Yanlış yapma korkusuyla hatalarımızı daha da arttırabiliyoruz. Ancak yine de yiğidi öldürüp hakkını vermemek olmaz. Bizler önceki kuşaklara göre çok daha rahat sevgimizi gösterebiliyoruz. Ancak maalesef bu konuda bazen kavram kargaşası da yaşayabiliyoruz. Sevgiyi göstermekle egoyu şişirmek arasındaki farkı göremeyebiliyoruz.
Hepsi birbirinden büyük egolu çocukları bir sınıfa tıkıp birbirleri ile arkadaş olmasını istiyoruz. Olamıyorlar... Çünkü, arkadaşlık paylaşmayı ve karşıdakinin hakkını görüp savunmayı gerektirir... Ego ise dünyanın kendisi için yaratıldığına inandırır. Çünkü, arkadaşlar birbirinin başarısına sevinir, hatta destek olur. Egolar ise başkasının başarısını mutsuzluk sebebi olarak algılar, mutsuzluktan kaçınmak adına arkadaşının başarısını engeller, bunu da yapamıyorsa o başarıyı gölgeler. Çünkü, arkadaşlık objektif ayna olmayı gerektirir. Egonun ise sadece dev aynaları vardır. Çünkü, arkadaşlık tüm maddi değerlerden daha kıymetlidir. Ego ise para pul statü peşinde koşar...
GELSİN MUTLULUK
O sınıflarda arkadaş olamayan bu egolar, kendilerine baktıkları dev aynasına diğerlerinin de sahip olduğunu fark edemiyorlar. Fark etmek umurlarında da değil aslında. Birbirlerinden kopuk ama görünürde bir arada durdukları sınıflardaki kaos ve çatışma okul sonrasında dahi mutsuzluklarının sürmesine sebep olabiliyor. Üstelik bunu sınıfından hiçbir yaşıtı önemsemiyor. En acısı da bu olmalı. Halbuki biz anne babalar daha mutlu olsunlar diye uğraşmıştık bunca yıldır. Yoksa kendi mutluluğumuz için miydi o? Hani bırakamadığımız şişirilmiş egolarımızla... Önce kendimizi dev gösteren aynaları kıralım, ego denilen zincirlerden kurtulalım. Sonrasında çocuklarımızı kurtarmak çok daha kolay olacak. Hep aradığımız o mutluluğa ulaşıp, ulaştırmak da...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.