Eğitim hakkı
Her çocuğun eğitim hakkı vardır.
Anayasamızın 42. maddesinde kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz denmektedir. Afet dönemlerinde bile eğitime hızla geri dönmek devletlerin görevleri arasında sayılmakta. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde evlere kapanmış çocuklar ve gençler de eğitime devam etmek zorunda.
Üstelik bu eğitim olabildiğince kaliteli olmalı... Aksi takdirde, gerekli bilgi ve becerilerden yoksun yetişmiş nesillerin bedelini ödemek zorunda kalırız. Bu hafta içinde uzaktan eğitim ile ilgili yaptığımız söyleşide Prof. Dr. Asuman Altay hocanın bilgilerinden yararlandık.
Ve hatırladık ki, aslında uzaktan eğitim uzun yıllardır hayatımızda.
Uzaktan Eğitim dünyada ilk olarak 1830'lu yıllarda mektupla öğrenim şeklinde başlamıştır. Daha sonra radyo ve televizyonlarda devam etmiştir.
Özellikle son yıllarda büyük değişim gösteren uzaktan eğitim, gelecekte kuşkusuz çok daha farklı şekillenecektir.
Şu an oluşturulan sanal sınıflar, gelecekte hologramlar ile evimizin içine girecek belki de.
HAZIR OLMAK
Pandemi dönemi süreci birden başladı ve eğitim tamamıyla uzaktan eğitim haline geliverdi. Hazır mıydık peki? Her konuda olduğu gibi çocuk ve gençlerin uyum sağlaması bizden çok daha hızlı oldu. Ebeveyn ve hatta öğretmenler için daha zorlu geçen bir süreç adapte olmak. Öğretmen hep olduğu gibi uzaktan eğitimde de en önemli unsur tabi ki. Ancak, öğretmen uzaktan eğitimde değişen dinamikleri de dikkate almalı. Sınıftaki motivasyon araçlarını uzaktan eğitimde başkalarıyla değiştirmek gerekecektir. Artık öğretmen, çocuğun dikkatini daha çok çekmek zorunda.
Hatta çocuğun ilgisini hak etmesi gerekiyor bir bakıma... Çocuğun ilgisini çekmek ise merak duygusunu uyandırabilmekle mümkün. Bilgiyi sadece aktaran öğretmenin sınıfta da etkin olması artık beklenmiyordu.
Ekranın arkasından bunu başarabilmek ise yeni donanımlara sahip olmayı zorunlu kılıyor. Ekrandan öğrencinin duygularını okuyup, ona ilham olabilmek sınıftakinden çok daha farklı olmalı. El yordamı ile yeni durumda yöntem geliştirmeye çalışan öğretmenler, bu konuda eğitime ihtiyaç duymaktadır. Eğer uzaktan eğitim bundan sonra da hayatımızda olmaya devam edecekse, yöntem, teknikler ve politikalar geliştirmek zorunlu hale gelmektedir. Uzaktan eğitimde aile çok daha önemli bir hale gelmiştir. Eğitim sürecinin insanın doğduğu andan itibaren başladığını dikkate alırsak, öğrencinin ilk edinimlerinin yanı sıra, yeni dönemdeki organizasyonu ve takibinden aile daha çok sorumludur.
Eğitime ulaşabileceği teknolojik donanımı, ders ortamını sağlamaktan tutun da, evdeki çalışma disiplinini kurmak ve kontrol etmeye kadar geniş bir yelpazede eğitim hayatının içinde olmak zorunda artık aile.
Uzaktan eğitim sürecinde ailenin de bilgilendirilmesi ve doğru davranış kalıpları geliştirmesi için eğitim alması gerekmekte.
KAHRAMAN ÖĞRETMENLER
Yeni dönem; hem aile hem de öğretmen için bir çok zorluğu da beraberinde getirdi. Ebeveynin ve öğretmenin hem ev hem iş sorumluluklarını aynı anda gerçekleştirmeye çalışması çok da kolay olmamakta. Yeri gelmişken değinmekte fayda var, öğretmenlerimiz de sağlıkçılardan sonra pandemi sürecinin kahramanlarından... Kucağında bebeği ile ders anlatan, öğrencisine doğum günü sürprizi yapan, koridorda çocukları kavga ederken kapıyı kapatıp ders anlatmaya devam eden öğretmenler gibi her gün karşılaştığımız farklı tablolar, içimizi ısıtmakta.
Eğitimi oluşturan okul, öğrenci ve aile unsurları her zamankinden daha çok etkileşim halinde olmalı ve görevleri tekrar şekillendirilmeli. Uzaktan eğitim doğru planlandığında , eğitimde fırsat eşitliğine daha çok yaklaştırabilir bizi.
Pandemi sürecinin bitmesi ve çocukların okullarına dönmesi elbette dileğimiz.
Ancak okullarına döndükten sonra bile uzaktan eğitim hayatımızda var olacak gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.