Öğrenciler bir aydır evdeler. Uzaktan eğitime adaptasyonları, ilkokul çağındakiler de dahil olmak üzere çok zor olmadı. Hatta benim kendi yakın çevremden gözlemlediğim, aslında çok hazırlarmış bu sisteme. Nasıl olmasınlar? Sürekli yasaklanan çok sevdikleri ekrandan, gün boyu, hem de aileden izinli olarak derslerini işliyorlar. Hafta içi kısıtlı saatlerde ulaşabildikleri ekranlarla, artık hafta sonlarındakinden bile daha çok içli dışlı olabiliyorlar. Ders dışında sosyalleşmeleri de yine bu ekranlar aracılığıyla oluyor. Hatta çoğu zaman en sevdikleri oyunları online oynayarak iletişim kuruyorlar yaşıtları ile.
RÜYA GİBİ HAYAT
Sporla meşguliyetlerinde bile yine ekranlardan yardım alıyorlar. Dünün yasağı bugün en hayati öğelerden oldu onlar için... Üstelik ellerindeki tablet yüzünden hissettirilen suçluluk duygusundan kurtuldular. Ebeveynler ile çekişmelerinin en büyük sebebi ekran başında geçen saatlerin süresi hayal bile edemeyecekleri seviyelere geldi. Hatta bazı evlerde; imkanı olan aileler daha donanımlı bilgisayarlara, tabletlere sahip olma yoluna gittiler... Yani, koronaya rağmen, birçok açıdan rüya gibi bir hayat olarak algıladı çocuklar bu dönemi. Derken, hafta içinde sosyal medyada okulların Mayıs sonunda açılabileceği haberi bizim evde de birçok evde olduğu gibi büyük bir üzüntüyle karşılandı. Okulun öğrenciler için bu kadar çabuk vazgeçilebilir olması, öğrenciler için ifade ettiği anlamı sorgulatmak için tek başına yeterli bir sebep diye düşünüyorum. Okul deyince de konu öğretmene geliyor elbette.
KENDİNİ GÜNCELLEMEK
Öğretmensiz eğitim çok zor elbette. Belki de imkansız. İyi yetiştirilmiş, donanımlı bir öğretmen öğrenci için en büyük şans. Donanımlı öğretmen ise kendini güncelleyen öğretmen demek günümüzde. Hiç durmadan güncelleyen. Zira çok hızlı bir değişimin içindeyiz ve en az çocuklarımız kadar çabuk yeni şartlara uyum sağlayabilmeliyiz. Kendini güncelleyen öğretmen her şeyden önce bu ülkenin geleceği için gerekli. Bunun en güzel örneklerini karantina günlerinde online eğitimlere hemen adapte olan öğretmenlerimizle gördük. Gün geçtikçe çok daha iyi bir sistemi oturtacaklarına olan inancım sonsuz. Öyle ki, sağlıklı günlere dönüldüğünde bile uzaktan eğitim olağan sürecin bir parçası haline gelecek. Nasıl bir model olabileceğini kestirmek çok da kolay değil ama, artık hayatımızda olacağı yadsınamaz...
HANGİ BECERİLER
Eğitim, istendik davranış ve becerileri geliştirmekse, beceri kelimesinin üzerinde tekrar durmalı mesela öğretmen ve sistem kurucular. Önümüzdeki dönemde yazılım, 3D tasarım, elektronik tasarım gibi becerileri geliştirmeyi amaçlayan öğretenlerimiz çocuklarımızı geleceğe hazırlamış olacak. Selçuk Özdemir hocanın ifadesiyle gelecekte meslekler gelişen teknolojide yapılan inovasyon ile geçersiz hale gelecek. Karşı inovasyon oluşturabildiğiniz sürece daha çok var olabileceksiniz yeni dünyada. Bu yüzden, önümüzdeki yıllarda sermayenin sık sık el değiştireceği öngörülüyor. Buna bağlı olarak sınıfların da değişeceği tabi ki. Temel bilimler, sosyal bilimler ya da estetikle uğraşanlar da mutlaka inovasyonla buluşmak zorunda kalacak.
HAYALLERİN ÖTESİNDE
Bugünün çocukları bizler gibi hayatı boyunca tek mesleğe bağlı kalmayacak. Meslek ve sektör değiştirmek çok kolay, hatta gerekli olacak onlar için. Bu neslin ileride mesleklerinin bile değişkenlik göstereceğini beklerken, klasik eğitim sistemine bağlılık göstermelerini ummak çok da gerçekçi olmayacaktır. Online eğitimler ile beklenen değişimin ilk adımları atıldı bile. Uzaktan eğitime, süreç içerisinde direniş olabilir. Ama bu direnişin, değişimi engelleyecek güçte olmayacağına inanıyorum. Henüz çok başında, belki de en ilkel halini icra ettiğimiz uzaktan eğitimin de tasarıma ihtiyacı var, hiç tartışmasız. Pek çoğumuzun hayal gücünü bile aşacak eğitim alanındaki değişimler sizleri de heyecanlandırmıyor mu?