Bir kadın tacize uğradıktan sonra en çok hangi duygunun esiri oluyormuş biliyor musunuz?
Suçluluk... Evet, yanlış okumadınız; birçoğunda suçluluk duygusu ağır basıyormuş. Öfke, kızgınlık, şaşkınlık ve hatta bazen korkudan bile fazla...
Bildiğiniz gibi hepimizin kişisel alanları var...
Bu alana sadece izinli olanlar, müsaade ettiğimiz kadar girebilir.
Kişisel alanların genişliği kişiden kişiye veya kültüre bağlı olarak değişebilmekte.
Ancak yine de tüm toplumlarda hepimizin bildiği asansörde yabancıların yanında hissedilen rahatsızlık, kişisel alanın zorunlu ihlalinden kaynaklanmakta.
Bir de mahrem alanlarımız var...
Adı üstünde mahremiyeti yüksek.
Vücuttan uzaklığı ortalama 15 cm olarak belirlenen...
Mahrem alana bir yabancının girmesi stres ve kaygı tepkileri yaratabilir. Kalp atış hızı artar, hatta kaçma isteği içine girilebilir. Çok sıkışık bir otobüste, taciz v.s'den uzak dahi olsa mahrem alanın ihlali ile bu duyguları yaşıyabiliyorsunuz.
Bir de düşünün, kasıtlı bambaşka duygularla bu ihlale maruz kaldığınızı... Allah kimseye yaşatmasın ama tacize uğradığınızı yani. Kirlenmişlik, şaşkınlık, korku tüm bedeninizi sararken, oluşacak travma tüm yaşamınızı etkileyecek belki de.
Öyle ki en başta bahsettiğimiz suçluluk duygusu, bilinçli ya da bilinçsiz, sizi değersiz hissettirecek.
Üstelik hiç suçunuz yokken. Bu değersizlik duygusu ile başka türden ya da aynı şekildeki istismarlara kapıyı aralayacaksınız yaşamınızda.
Çünkü bilinçaltınız 'ben mutluluğa layık değilim, kirlendim' diyerek yanlış tercihler yaptıracak size sürekli. Hele de bu istismar çocukluk dönemindeyse... Güvenmemeyi öğrenen çocuk bilinçaltınız, elbette özgüven de geliştiremeyecek. Sizin inandığınız o saçma suçluluk duygusu tüm yaşamınızı belirleyecek belki de...
Günümüzde cinsel tacizin başka şekilleri ortaya çıkmakta. Kadın ve çocuklar artık online tacize de uğramakta mesela. Sanal dünyada mahremiyetin sınırları çok daha kolay aşılabilmekte.
Unutmayalım ki; kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı her meslekten ve her sınıftan insan cinsel istismara uğrayabilir. Bu istismar söz, dokunma veya davranış ile olabilir.
Hiç tanımadığınız kişinin istismarına uğrayabileceğiniz gibi, fail en yakınınız da olabilir. Bazen de sürekli hale gelebilir yaşadıklarınız.
En travmatik olanı da tekrar edenleri elbette.
Öncelikle tüm kadınların ve istismara uğrayan herkesin bilmesi gereken kritik nokta şudur: Hiçbir davranış bu tarz bir saldırı için bahane olarak gösterilemez...
Her tür cinsel istismar kanunlar önünde suçtur. Suçlu siz değilsiniz özetle. Karşınızdaki kişi alkol ve uyuşturucu etkisinde dahi olsa suçludur.
Ve aklımızdan çıkarmamamız gereken bir diğer nokta, hiç kimse hiçbir sebeple istismarı hak etmez.
Öyleyse sevgili hanımlar, sizi rahatsız eden her söz ve davranışı kesin bir dille reddedin.
Aynı kişiler tarafından yinelenen laf atma, aranma, takip edilme durumlarını önemsiz görmeyin ve savcılığa suç duyurusunda bulunun.
Daha ağır durumlarda da zaten yasal yollar her zaman açık.
Sizlere yardımcı olacak sivil toplum kuruluşları da yol gösterici olabilirler.
Eğer cinsel saldırıya ya da darba uğradıysanız; giysi vs. değiştirmeden hemen polise başvurun.
En önemlisi, haklarımızın farkında olup yasal yollara başvurmaktan çekinmememiz.
Dileğimiz, hiçbir kadın ve çocuğun istismara uğramaması. Mahrem alan eğitimine verilecek önem ve onların bizlerle konuşmalarına imkan sağlamak, çocuklarımızın farkındalığını artıracak; sonrasında birçok acı olayın önüne geçmemizi sağlayacaktır. Kendilerine verilen hakların farkında olan ve sınırlarını koruyan ebeveynler ise en büyük rol model olacaktır.