Bölgemizde sınırlar yeniden çizilmek istenirken, Türk-Kürt ezeli kardeşliğimizi ebedi olarak muhafaza yolunda Başkan Recep Tayyip Erdoğan, tarihi bir manifesto yayımladı. Başkan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. kuruluş yıldönümünün Aziz Milletimizce gurur ve heyecanla kutlanmasından hemen sonra Gazi Meclis'te Çanakkale Ruhu ve İstiklal Savaşı Ruhu'nu canlandıran tarihi bir konuşma yaptı. Başkan Erdoğan, Türk- Kürt kardeşliği manifestosu ile anlamlı mesajlar verdi: "Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı bekliyoruz.
Siyonist İsrail'in aparatlığını, Türkiye düşmanlığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslamına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim diyoruz."
TARİHİ FIRSAT
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin cesur çıkışını övgüyle anlatarak şöyle dedi: "SAYIN BAHÇELİ'YE ŞÜKRANLARIMI
İFADE EDİYORUM.
Türkiye, her zamankinden daha güçlüdür. Terör belası başta olmak üzere sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüzde bulunmaz bir imkân daha doğmuştur. Buradan Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız Sayın Devlet Bahçeli'ye, tüm MHP camiasına, grubum adına ve aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum. Vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının ve en önemlisi milliyetçiliğin ne anlama geldiğini en açık şekilde izah etmiştir.
MHP Genel Başkanı'nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, önümüzde açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a ilişkin çağrısıyla elini değil, tüm vücudunu taşın altına koydu.
Bahçeli bu çağrısıyla tarihe istikamet çizdi; Türkiye'nin önüne tarihi bir fırsat penceresi açıldı.
Bahçeli'ye teşekkür ederim."
HEPİMİZİN ESERİ
Başkan Erdoğan, tarihi açıklamasına şöyle devam etti:
"Cumhuriyet, belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da cumhuriyetidir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyeti ise o kadar da kuzeylinin, doğulunun cumhuriyetidir.
Bu cumhuriyet, Türk'ün de elbette Kürt'ün de cumhuriyetidir.
Bu cumhuriyet, vatan topraklarında yaşayan herkesin cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet, hepimizin eseridir. Hepimizin, 85 milyonun tamamının cumhuriyetidir.
Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan hiç kimsenin cumhuriyetle, cumhuriyet fikriyle bir sorunu, problemi yoktur." Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "TÜRKİYE CUMHURİYETİ, SIRADAN
BİR DEVLET DEĞİLDİR" diyerek sinsi oyunları deşifre etti: "Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar, korkmuşlar ve cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları, kapanmaya, kısıtlamaya ve maalesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır. Bu milletin her bir ferdi, özellikle gençlerimiz, yavrularımız şunu çok iyi bilmeli; her zerrelerine kadar idrak etmelidir: Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir devlet değildir."
YENİDEN BAŞLANGIÇ
"29 Ekim çok önemlidir, yeni bir başlangıçtır" ifadesiyle Başkan Erdoğan, Türkiye'nin tarihi yolculuğunu anlattı: "Aziz millet bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan hem de tarihin akışına yön veren bir millettir. Şu yeryüzü üzerinde korkuyu korkutan ve korkutacak olan yegâne millet, mensubu olduğumuz asil millettir.
Bunun en son ve somut örneği, 15 Temmuz şanlı direnişidir." Başkan Erdoğan, 2002 yılında iktidara geldiğinden bu yana, mazlum ülkelerin gür sesi olduğunu gösteren çıkışlarıyla Büyük Türkiye yürüyüşünü sürdürüyor. TBMM'de yaptığı son tarihi konuşmasında bu gerçeği vurgulayan ifadeler de yer aldı: "Aziz milletimiz sadece kendinin değil, bütün bu coğrafyanın, ezilenlerin, kimsesizlerin umudu bir millettir.
Unutmayın; düşersek, yeniden doğruluruz. Yanarsak, küllerimizden yeniden doğarız."
AYRIMCILIK VURGUSU
"Ayrımcılığa son verdik" diyen Başkan Erdoğan, iç cephenin tahkimatına manifestosunda yer verdi: "Belli dönemlerde cumhuriyetin öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, ötelendiler. Son bir asırda elbette çok güzel günler de gördük ama ondan daha fazla hüzün ve acı yaşadık.
AK Partimizi, 23 yıl evvel 14 Ağustos 2001'de kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmaktı. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu.
Ayrımcılığa son verdik.
Yoksulun sesi çıkmıyordu, sesi, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunları vardı, çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur hamleler yaptık. Önümüze çok engeller çıkardılar. Kitleleri kışkırttılar.
Yaşanan ihmallerden ve acılardan nemalananlar her türlü yolu kullanarak sorunları istismar ettiler. Yılmadık, yıkılmadık; kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik.
Göreve geldiğimizde özellikle doğu ve güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkârlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık."
SONUÇ
Çanakkale Ruhu ve İstiklal Savaşı Ruhu'nu canlandıran Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk-Kürt Kardeşlik Manifestosu muhteşem bir finale imza attı: "Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa, nasıl yapılması gerekiyorsa hepsini yaptık, denedik. Fakat her seferinde karşımıza bir duvar, ihanet çıktı. Sorundan beslenenler, sorunun çözülmesine engel oldular.
Terörden beslenenler terörün bitmesini istemediler. Samimiyetimizi yitirmedik; kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık.
Allah'ın izniyle Rabbim fırsat verirse terör meselesini ülkemizin gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz." Aziz milletimizin, Başkan Erdoğan ve Kahraman Ordumuzun tarihi yürüyüşünün yolu açık olsun. HEDEF: TERÖRSÜZ TÜRKİYE.