Suriye krizine Astana anahtarıyla müdahale
Arkasında Amerika ve İngiltere'nin olduğu Beşar Esad rejimine karşı muhalif HTŞ'nin Suriye'de zamanlaması manidar Halep ve Hama'da kontrolü ele geçirmesi Ortadoğu'da taşları oynattı. Zaten kriz yaşayan Ortadoğu'da Suriye krizi birçok yeni senaryoyu devreye soktu.
Suriye krizinin derinleşmemesi için Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir kısmı açıklanan bir kısmı da arka kapı diplomatik temaslarını hızlandırdı.
Türkiye-Rusya-İran Dışişleri Bakanları da devrede. Türkiye Astana platformu üzerinden mekik diplomasisini devreye sokması Derin Amerika ve İngiltere'nin yeni oyun planlarını bozacak şekilde gelişiyor.
SMO, PKK/YPG'nin Tel Rıfat-Münbiç terör koridoruna engel olmak için başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu'nda Tel Rıfat sahasında Tel İneb, Mezeret Hamad, Zoyan köyleri ile Zuyan Tepesi'ni ve Minniğ Havalimanı'nı teröristlerin elinden aldılar. Ordu, Tel Rıfat ilçe merkezine de girdi
ARAKÇİ TÜRKİYE'YE GELİYOR
Başkan Erdoğan'ın Müslüman ülkelerin liderleri ile yürüttüğü diplomatik temasları, Bakan Fidan önemli noktalara taşıdı. Fidan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı konuşma ASTANA MARJI üzerinden önemli bir mevzinin harekete geçmesini sağladı.
Fidan ve Lavrov ASTANA ANAHTARINI öne çıkarınca Astana platformun ortağı İran da devreye girdi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yanı sıra Lübnan Başbakanı Necip Mikati ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani ile de ayrı ayrı telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Esad rejiminin diğer önemli destekçisi Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Pazar günü Şam'a gitti. Arakçi bugün Türkiye'yi ziyaret edecek.
OYUNLARI BOZULDU
Suriye'de arkasında oldukları HTŞ'nin yarattığı pozisyonları Türkiye ile Rusya arasını bozmayı hayal eden Amerika ve İngiltere'nin oyununu bozduğu değerlendiriliyor.
Amerika aparatı PKK/ YPG'nin arka kapılarda HTŞ ile paralel hale getiren Derin Amerika'nın kirli planı da netleşmiş görünüyor.
Suriye'de Fırat'ın doğusunda PKK'yı kullanan Amerika Fırat'ın batısında da HTŞ'yi kullanıyor. HTŞ'nin Halep'in kontrolü ile PKK'ya alan açıldığı gözleniyor. Halep ile işgal edilmiş Deyri Zor PKK bölgesi arasında koridor kurma teşebbüsü.
Yani Tel-Rıfat ile Deyri Zor arasındaki koridor teşebbüsü Özgür Suriye ordusu.
Yeni ismi Suriye milli ordusunun Türkmenlerden oluşan tugayı cumartesi gecesi paçavraya çevirdi. Amerika'nın HTŞ yanında Özgür Suriye ordusunu gösterme çabaları da bozuldu.
Eğer Amerika HTŞ ile Özgür Suriye ordusunun beraberce Halep'i kontrol altına alındığını dünyaya gösterme çabası başarılı olsaydı Türkiye ile Rusya arasını açma tezgahı da çalışacaktı.
Türkiye Özgür Suriye ordusunun akıllı harekatını sallayınca Amerika'nın PKK/YPG/ SDG'ye yeni alan açma planı bozulmuş oldu.
Son duruma göre El Kaide'nin uzantılarından biri olan HTŞ, Suriye'nin kuzey ve kuzeybatısında, aralarında İdlib ve Halep'in de bulunduğu pek çok bölgeyi kontrolü altında tutuyor.
Türkiye ile Rusya'nın arabuluculuğunda 2020'de İdlib'te sağlanan ateşkese bugüne dek zaman zaman ihlal edilmiş olsa da taraflarca büyük oranda uyulmuştu. 2015 yılında Suriye iç savaşına müdahale eden Rusya, savaşın seyrini Beşar Esad yönetimi lehine değiştirmişti.
GELİŞMELERİN ZAMANLAMASI
Lübnan'da Hizbullah ve İsrail arasında ilan edilen ateşkesten hemen sonra, Suriye'de muhalifler ile rejim arasında çıkarılan çatışmanın zamanlaması çok dikkat çekici oldu.
Suriye'de HTŞ'nin, hemen Lübnan ateşkesinden sonra Halep'e yürümesini kimler sağladı? sorusu akıllarda dolaşıyor. Stratejik düşünce merkezleri, Lübnan'da ateşkesi sağlayan Amerika, 27 Kasım sabahı da İdlib'de bulunan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile diğer silahlı muhalif grupları, ülkenin ikinci büyük kenti Halep'e doğru harekete geçiren de Amerika'da olduğunu değerlendiriyor. İran bağlantılı Hizbullah'ın büyük kısmı Lübnan'a gitmişti. Lübnan'da ateşkes oldu. Hizbullah'ın silahlı tugayları geri döndüğü anda Esad rejimi için çalışacaktı.
Hizbullah'ın Suriye boşluğunu zamanlamalı olarak HTŞ dolduruyor. Karşısında Esad ordusundan kuvvetli İran-Hizbullah güçleri yok deniyor. HTŞ güçleri Halep'e doğru harekete geçmeden önce İdlib, Suriye'deki silahlı muhalefetin son büyük kalesiydi.
İdlib'in tamamında kontrolü sağlayan ve Halep'e giren muhalif gruplar, Esad ve ailesinin kullandığı başkanlık sarayından görüntü paylaştı.
Hatırlayalım. 2017'de Astana barış sürecinin bir parçası olarak Rusya, Türkiye ve İran, İdlib'de çatışmaları önlemek için 'gerginliği azaltma bölgeleri' kurmayı kabul etti. Hedef çatışmaları bitirip siyasi çözüm için koşulları oluşturmaktı. Ne var ki bu fırsat değerlendirilemedi.
Küresel güçlerin devreye çomak soktukları anlaşıldı. HTŞ'nin Halep'e yürürken, silahlar, arabaların Amerikan malı olmasına dikkat çekiliyor. HTŞ'nin KURMAY HEYETİNİ, ABD -İNGİLİZ KÜRESEL BEYİNLERİ yönlendirdiği iddiaları yoğun. Gözlerin çevrildiği ABD, olayla ilgilerinin bulunmadığını söylüyor ama gerçek değil. Rusya ve İran'ın, Amerika'yı işaret etmesi dikkat çekiyor.
Sabah Gazetesi Dış Haberler Müdürü Bercan Tutar, Suriye'deki krizi çok iyi analiz eden bir yazı yazdı. 'ARKA PLANDA NE VAR?' başlığıyla değerlendirdi: "Suriye'deki yeni kriz en çok da ABD ve İsrail'in elini rahatlatıyor. Zira bu kriz yoluyla Rusya, İran ve Türkiye'yi karşı karşıya getirme imkânı ortaya çıkıyor. Çünkü Halep'teki kriz ABD ve İsrail'in dikkatleri Ukrayna'daki durumdan uzaklaştırmasına, Rusya'nın Oreşnik füzesiyle elde ettiği prestiji sarsmasına ve Moskova'yı Suriye'de meşgul etmesine yarıyor.
Suriye'deki krizin öncelikli hedeflerinden biri de Türkiye'nin İsrail karşıtı duruşudur.
Ankara'nın Rusya ve İran karşıtı ittifaklara katılmamasını cezalandırmaktır. Türkiye ile yeni bir sayfa açmak isteyen Şam'ı sindirmek de var. Suriye'de alevlenen yeni bir savaş Hizbullah ile ateşkese varılmasından sonra Tahran'a soluklanma fırsatı vermemeyi de amaçlıyor. Suriye'de alevlenen çatışmalar en çok da Türkiye, Rusya, İran ve Şam ile diğer aktörler arasında Fırat'ın doğusunda birleşik bir ABD/PKK/YPG karşıtı konsensüsü bozma riskini taşıyor. En önemlisi ülkemizin Suriye'deki terör koridoruna yönelik yapacağı harekâtları da zorlaştıracaktır. Bu çatışmalar Şam ile normalleşmeyi engellemek dışında Rusya ve İran ile ilişkilerimizi geren hayli riskli bir potansiyele de sahip. İstikrar için net pozisyonlara ve bölgesel koordinasyonların sağlamlaştırılmasına ihtiyaç var.
Eğer bunu yapabilirsek dış güçlerin bölgeyi jeopolitik hedeflerinin mikro kozmosuna dönüştürmesini engelleriz."
SONUÇ
TÜRKİYE, Rusya, ve İran'nın ASTANA FORMATI ile Suriye krizine çare arayışları çok kıymetli. Hakan Fidan'ın mekik diplomasisini Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Putin, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Müslüman ülke liderleri ile yağacağı görüşmelerle daha yüksek mevziye taşıyacağı değerlendiriliyor. Gelişmelerin Esad'ın Başkan Erdoğan'ı aramasına da yol açacağı, çünkü Esad'ın Putin'in uyarılarına dikkat etmemesi sonucu, bugün büyük sıkıntı yarattığını anlamış olduğu konuşuluyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.