CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluktan tutuklanmasından gözleri başka yere çevirmeye çabalarken (şark kurnazlığı), üç büyük hata yaptı. Halkı sokağa çağırıp huzuru bozdu, milli şirketleri hedef gösterdi, ülkemizi Batı'ya şikayet etti.
Bir haftadan bu yana CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Aziz Milletimizin sinir uçları ile oynaması büyük tepki çekti. Özgür Özel, yanlış yolda olduğunun farkında değil. Tehlikeli sularda yüzmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, güçlü liderliğiyle ve ekonomi yönetiminin aldığı kararlarla Türkiye'nin geleceğini bire bir etkileyecek Özgür Özel'in sabotajlarını boşa çıkarırken, siyasi-ekonomik bir güven testinden geçilmesini de sağladı.
MEYDAN BOŞ DEĞİL
İleri geri konuşmalarla girdiği karanlık tünelde yürümeye kalkan Özgür Özel'e, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gereken cevapları vererek TBMM'den seslendi: "Sayın Özel, CHP Genel Başkanı gibi değil, siyasi müflis gibi davranmaktadır." Ekonomiye yönelik her türlü sabotajın hesabının sorulacağını söyledi. Yabancı televizyonlara bağlanıp Türkiye'yi şikâyet eden Özgür Özel'e "Türkiye'yi uluslararası basına şikâyet etmek bir CHP geleneği midir? Ülkemizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz?" diye sordu. Özgür Özel'in artırdığı toplumsal tansiyon düşüyor. Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluktan tutuklanmasına giden yoldaki taşlar bir bir ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanımızın TBMM'den seslenirken söylediği şu ifadelere özellikle bakmakta yarar var: "Bunlar heybedeki büyük turplar ortaya dökülmeden, CHP içinden gelen belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği sonuçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldıkça kendi yakınlarının dahi bakacak yüzleri kalmayacak."
AHTAPOTUN KOLLARI
Devamla: "Yamyamlığın kitabını yazdığı anlaşılıyor." Bu sözlere dikkat: "Başı İstanbul'da olan 'ahtapotun' kollarının nerelere uzandığı elbette yakında görülecektir." Erdoğan'un bu sözleri yine, CHP ilgili bir olayı hatırlatıyor. Hatırlayalım. CHP'li Ankara Çankaya eski Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, CHP'li belediye meclis üyeleri ve partilileri kastederek "Yamyamları doyuramıyorum." demişti. Bu açıklamayla gündeme gelen olayda, dönemin belediye meclis üyelerinin de bulunduğu 40 kişi gözaltına alınmıştı (11 Eylül 2012). Şüpheliler arasında CHP'de görevli isimler ile iş adamları bulunuyordu. Operasyonun kapsamının imar yolsuzluğu, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırmak ve nitelikli dolandırıcılık olduğu iddiasıyla davalar açılmıştı. NE TESADÜF! Yıllar sonra, İmamoğlu ve çalışma arkadaşları, aynı yolsuzluk iddiasıyla tutuklandılar. İhbar ve şikâyet edenler yine CHP'liler oldu.
GECEKONDU EYLEMCİ
Özgür Özel, sokak çağrısı yaparak, marjinal örgütlerin yakıp yıkmasına sebep olurken, ikinci Gezi benzeri bir kalkışmaya çanak tutmaktan çekinmedi. Yerli ve milli kuruluşları ve basın organlarını boykot kararı almasına aziz milletimiz büyük tepki gösterdi. Özel'in adeta kendini kaybederek, Türk ekonomisine vicdanı sızlamadan sabotaja yönelmesi ve milli şirketlere boykot rezaletine, intikam hırsıyla acele olarak girdiği ortaya çıktı. Saraçhane Meydanı'nda açıkladığı boykot listesinden bir gün sonra üç şirketi çıkarmak zorunda kaldı. Özel'in rezaletine konu ettiği şirketler milli OYAK'a aitti. Vicdanları sızlamadan, OYAK'ı zarara sokmaya yöneldi. İşte Özgür Özel'in bu rezaleti, tek kelimeyle gecekondu eylemci olduğunu anlatmaya yeter.
Özel'in, ABD'li CNN International ve İngiliz BBC yayın organlarına Türkiye'yi vicdanı sızlamadan şikâyet etmesine Cumhurbaşkanımız Erdoğan, ço k sert sözlerle karşılık verdi. Erdoğan, Türkiye'yi uluslararası basına şikâyet etmenin bir CHP geleneği olup olmadığını sorarak, "Ülkenizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz? Allah aşkına, 'Türk ekonomisine zarar vereceğim' diyen bir ana muhalefet partisi lideri olur mu? Böyle bir siyasetçiden bırakın ülkesine, milletine, kendi partisine hayır gelir mi?" ifadelerini kullandı.
SONUÇ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ABD ve İngiltere'ye Türkiye'yi şikâyet etmesi, tam bir utanç vesikası değil mi? Yabancı ülkelerden medet ummak, tam bağımsızlık ilkesine ihanet değil mi? Mandacı zihniyetin günümüzdeki en açık örneği değil mi? Atatürk'ün şu tarihi sözlerini Özgür Özel'e ithaf ediyoruz: Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) Kararları: Millî sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür. Millî gücü etkin, millî egemenliği de hâkim kılmak şarttır. Manda ve himaye kabul edilemez. Türk ülkesini parçalamaya yönelik her türlü girişim kabul edilemez.
