CHP'li Ekrem İmamoğlu, organize yolsuzluk, rüşvet almak, irtikap, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Ekrem İmamoğlu ile ilgili bizzat CHP'li isimlerin verdiği ciddi belgeler ve ifadelerle mahkeme önüne çıkarıldığı süreçte, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, SOKAK ÇAĞRILARI yaptı, işi "Polis barikatlarını yıkın geçin, yıkın geçin" seviyesine getirdi. Özgür Özel'in sokağa indirdiği vandallar, alçakça Başkan Erdoğan'ın rahmetli annesine ve ailesine küfür ettiler. Aşağılık saldırıyı yapan sokak teröristleri lanetlenirken, haysiyet yoksunlarının bu davranışının karşılıksız kalmayacağı, teşvik edenlerin de bu ahlaksız provokatörlüğün altında kalacağı bildirildi. Özgür Özel, sokak çağrılarından istediğini alamazken, yıkın dediği barikatların altında kalırken, yolsuzluk, irtikap, iltimas ve rüşvet iddialarına cevap vermek yerine en basit, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalara imza atmaya devam ediyor.
YAZIK!
Pazar günü, Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluktan tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Amerikan CNN International ile röportaj yaptı. Kanalın Taksim Gezi olaylarından bu yana yaptığı olumsuz, taraflı, gerçekleri çarpıtan ve kışkırtıcı yayınlarıyla tanınan sunucularından Christiane Amanpour'la konuşan Özel, Türkiye'yi şikayet etti. İçi sızlamadan konuşan Özel'in şu sözlerine bakar mısınız? Röportajda Özgür Özel, "Türkiye'de demokrasi darbe almış." "Yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacakken tutuklanmış." İçi sızlamadan, "Türkiye'de mahkemelerin bağımsız olduğunu söyleyemem." diyor. Şu sözlerle Amerika aşkını anlatırken, saçmalıyor: "Ülkemizin Batı ile entegre olmasını, NATO ile güçlü bir ittifakı destekliyoruz." Sormak lazım: NATO ile yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun ne ilgisi var?
NATO NE ALAKA?
Özgür Özel, saçmalığa devam ediyor: "Ancak tüm yaşananlar bunların önünde bir engel oluşturuyor ve Türkiye'yi yasa dışı bir yola sürüklüyor." Yazık! Özgür Özel'e sormak lazım: Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluktan tutuklanması, Türkiye ile NATO'nun arasında nasıl sıkıntı oluşturuyor? Türkiye aleyhtarlığı tescilli sunucu Amanpour da Özel'e, "İmamoğlu ile NATO'nun ne ilgisi var?" diye sormuyor. NATO'nun bir savunma paktı olduğunun herhalde Özgür Özel farkında değil. Aklı başka yerlerde. Marjinal örgütler, şehir eşkıyaları saldırıları sebebiyle 5 günde 153 güvenlik görevlimiz yaralandı. Özgür Özel'in sokaklara çağırdığı vandallar, "Demokrasiyi savunmak ve haklarını korumak istiyorlarmış!" Hatırlayalım. 2013 yılı Haziran ayında, Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları aralarında CNN International ve BBC gibi ünlü televizyon kanalları ile Reuters gibi haber ajanslarının da bulunduğu yabancı medya kuruluşları, "Türkiye'de iç savaş var" şeklinde yansıtmışlardı. Taksim Meydanı'ndan heyecanla haber yapan kanalların başında Amerikan CNN televizyonu geliyordu. Taksim Gezi Parkı protestolarını takip etmek için İstanbul'a adeta "çıkarma" yapan CNN International'ın sunucusu AMANPOUR, 7 saat kesintisiz Türkiye yayını yaparak manipülatif haberler vermişti. CNN'in ünlü habercisi Christiane Amanpour, Türkiye'de sadece Taksim Meydanı'nda yaşananlardan yola çıkarak, tüm ülkenin çatışma ortamında olduğu izlenimini vermişti. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda CHP'nin değişmeyen zihniyetini bir kez daha anlattı: "Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla, molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesi ile de hiçbir problemleri yok. Genel Başkan dahil ana muhalefet partisi yöneticileri, maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır.
CHP'NİN ÇAPSIZLIĞI
Son 5 gündür tanık olduklarımız bize şu gerçeği bir kez daha göstermiştir; Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunlara bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin, kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz. Parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine de aracılık yapmayacağız." Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikasının bile olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla, hırslarıyla, ihtiraslarıyla oyalancak vaktimiz de yok. Ana muhalefet partisi kadroları, eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye devam edebilir. Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz. Biz ekonomisiyle, güvenliğiyle, savunmasıyla, demokrasisiyle, adaletiyle güçlü bir Türkiye inşa etmeye odaklanıyoruz. İnşallah daha çok çalışacak, daha çok üretecek, sadece bugünün meselelerini çözmekle kalmayıp, Türkiye'yi yarının dünyasına çok güçlü biçimde hazırlayacağız."
SONUÇ
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın final sözleri çok dikkat çekici oldu: "Ülkemizde çıkardıkları her kaosu, ekonomimizi baltalayarak taçlandırmaya çalışanların oyunları bir kez daha bozulmuştur. İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye'nin eskisi gibi 3-5 çığırtkanın bağırmasıyla, 3-5 vandalın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür. Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum. Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan "Terörsüz Türkiye" hedefi ile 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan, güçlü altyapısıyla dünyanın üretim üslerinden biri haline gelen, sağlam güvenlik paradigmasıyla bölgesinin umudu haline dönüşen, velhasıl her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir."